- Kategori
- Dünya
Amerika su soğutuyor

“YPG’ye verilen silahlar listeleniyormuş, iş bittikten sonra bu silahlar geri toplanacakmış. “ Bu sözler çocuğa söylense inandırıcı olamaz ve çocuk, kandırıldığını anlar susar, ya da sözün yalan olduğunu söyler. Bunlar, gönül okşama aradaki ilişkiyi kestirip atmamak için söylenmiş diplomatik cümleler.
Herhangi bir köye bile toplanmak üzere silah dağıtılsa hepsini geri alamazsınız. Kimi kayboldu, kimi çaldırdım, der. Kaldı ki, YPG gibi silahlı bir terör örgütü verilen silahları kuzu kuzu teslim edeceğine inanmak saflık değilse kandırmacadır. Benzer davranışlar söz olsun, adet yerini bulsun düşüncesi ile Batı’nın Doğu’ya karşı öteden beri kullandığı sözlerdir. Anadolu'da buna, "su soğutma" derler. Bilerek yapılan yanlış bir davranıştan sonra gönül alma, ikna etmeye çalışma. Kandırılmaya meyilli olan ve gücü elinde bulunduran siyasiler benzer sözlere inanırlar mı, inanmazlar mı, oyuna gelirler mi gelmezler mi bunu bilemeyiz.
Dünyadaki her terör örgütünün altında bir veya daha fazla sayıda terör örgütünü destekleyen yabancı ülkelerin bulunduğu artık bilinen gerçek. Öyle olmasa bu terör örgütleri varlıklarını nasıl devam ettirirler düşüncesi akla gelir. Ülkemizde terör, iç ve dış siyasi konjonktüre göre hareket ediyor.
Geçen yıl ABD başkanlık seçim propaganda çalışmaları sırasında Donald Trump, ağustos 2016’da yaptığı bir konuşmada İŞİD’i kuran ve destekleyenin Barack Obama olduğunu açıklaması dünya medyasında yer aldı. İşin bize göre ilginç yanı, Hillary Clinton ve Obama’dan birisi,
“Bunu ispatlayamazsan namussuz ve şerefsizsin. “ demedi.
Zamanımızda, devletler arası savaşların terör örgütleri ile yürütüldüğü belli. Cephe savaşları yerine iç karışıklar çıkartarak ve terör örgütleri kurularak savaşlar yürütülüyor. Türkiye kırk yıldan fazla bir süredir benzer oluşumlarla mücadelenin içinde.
Ülkemizde terör hareketleri iç ve dış siyasi konjonktüre göre yapılıyor. Coğrafyada siyasi iklim müsait olduğunda terör artıyor.
Ülkemizin de dahil olduğu Ortadoğu, Birinci Dünya Savaşından sonra çizilen bir harita ile dizayn edilmek istenmiş ise de, emperyalistlerin çoğu istekleri gerçekleşmemiştir. En başta, Lozan Antlaşması buna engel olmuştur. Şimdi, başka bir harita ile Ortadoğu yeniden şekillendirilmek isteniyor. Bir kısım Arap ülkelerini saymazsak, bu haritanın en belirgin ve Türkiye’yi ilgilendiren özelliği, Diyarbakır’dan öte güdükleştiriliyor, kırpılıyor. Türkiye, Suriye, Irak ve İran’dan dahil edilen topraklarla ince bir dikdörtgen şeklinde Kürdistan kuruluyor.
Yapılan yorumlarda, bölgenin güçlü devletleri Türkiye ve İran güçsüzleştirilecek ve emperyalistlerin bölgeye daha kolay nüfuz edebilecekleri belirtiliyor.
Türkiye bu oyunun farkında ve kandırılmadan mücadelesini sürdürmek zorunda.
Hüseyin SEYFİ