- Kategori
- Felsefe
Amorf madde ve kişioğlu
Yazan: Uçar Demirkan
Ruhbilimcilere göre Big Bang adlı büyük patlamadan sonra uzayı amorf-biçimsiz- madde denilen bir madde kapladı.
Bu amorf maddenin madde yaratma yeteneği vardı.
Nitekim; bu özelliğini kullanarak amorf madde uzaydaki tüm varlıkları yarattı.
Bu arada bizleri de yarattı. Bizleri yaratan ve yaşatan amorf maddeye ruhbilimciler ruh-tin-demektedirler.
Ruhbilimcilere göre her şeyin tini bulunmaktadır. Bu nedenle eski uygarlıklarda Uluruh, Manitu-kızılderililerde-, Odin-Vikinglerde-, Tengri-Orta Asya Türklerinde-gibi kavramlar ve inanışlar oluşmuştur.
Bizler bu yerkürede sürekli bir sınav için varız. Bu sınavı başarırsak sübtil –süzülmüş, arınmış, gelişmiş- maddeye dönüşüp daha yüksek alemlere-muhtemelen amorf madde alemine-ulaşacağız .
Bu makama bazı din uluları “Enelhak-ben tanrıyım” makamı demektedirler.
Bizden sonra gelenleri sınava tabi tutan gruba katılacağız ve amorf maddenin biçimlendirdiği yeni kişioğullarını eğiteceğiz. Böylece, onlar da yeniden amorf madde alemine geçecekler.
Sınavı başaramazsak reenkarnasyon-yeniden var olma, beden kazanma- yoluyla yeniden bu yerküreye gelip yeniden eğitilip sübtil maddeye dönüşmeye çabalayacağız.
Dinsel inanışlarda da ruh-tin-kavramı vardır. Yalnız canlıların tini vardır. Kişioğullarını tanrı balçıktan yaratmış ve ona kendi tininden üfleyerek onu canlı kılmıştır.
Dinlerde de bu yerküre sınav yeridir. Sınavı kazananlar cennete-biçimsiz aleme-gitmekte; sınavda başarılı olamayanlar ise reenkarne edilip-yeniden taş, bitki, hayvan ya da insan olarak- bu yerküreye dönmekte ve yeniden sınava tabi tutulmaktadılar.
Dinlerde de reenkarnasyon inanışı vardır. İslamda Hazreti Ali'nin; Hıristiyanlıkta ise İsa Peygamberin yerküreye geri geleceklerine-Mehti olarak- yerküreyi düzene sokacaklarına inanılmaktadır.
Yukarı alemlerde neler olduğunu bugün için bilememekteyiz.
Bu görüşlerin yanında fizikçilerin ve kimyacıların geliştirdiği atom altı parçacıklar görüşü vardır.
Buna göre Big Bang ile atom altı parçacıklar uzaya savruldu ve önce yerküremizi ve diğer gezegenleri, güneşleri, gökadaları yarattılar.
Sonraları bizim güneş sistemimizde atom altı parçacıklar bir araya gelerek atomları, atomlar bir araya gelerek molekülleri oluşturdular. Moleküller okyanusun derinliklerinde ilk yosunları-canlıları-oluşturdular.
Bu ilk yosunlardan yerkürenin her yerindeki bitkiler-hayvanlar-kişioğulları oluştular. Bunu uzayda var olan seçilimli gelişim evrimleşmesi sağladı. Bu evrimleşme günümüzde de sürmektedir ve gelecekte de sürecektir.
Nitekim, ilk maddenin oluşmasıyla başlayan evrimleşme, cemadat-kayalar, madenler, sular, gazlar-, nebatat-bitkiler alemi-, hayvanat-hayvanlar alemi- ve insanat-kişioğulları- olarak sürmüş ve sürmektedir.
Bilgisayarların devreye girmesi ile evrimleşme sürecek ve kişioğullarından bir tür sübtil madde olan gelişmiş kişioğulları ortaya çıkacaktır.
Bilim adamları atom altı parçacıkların yanında uzayda madde-anti maddenin bulunduğuna ve ak madde ve kara maddenin bulunduğuna da inanmaktadırlar. Bunlar, ruhbilimcilerin sözünü ettiği “öteki alem” ler olabilir
Keza, bilim adamları paralel evrenlerden de söz etmekte olup bu paralel evrenler de ruhbilimcilerin sözünü ettiği sübtil madde olduktan sonra geçilecek alemler olabilir.
Bilim adamları reenkarnasyona inanmamaktadırlar. Onlara göre, ölümden sonra kişioğlu biçim değiştirmekte ve başka maddelere ya da varlıklara dönüşmektedir.
Atom altı parçacıklar atomları, atomlar molekülleri, moleküller ise hücreyi oluşturmatadır.Ana rahminde bir araya gelen erkek ve dişi üreme hücresinden hücre grupları, organeller, organlar ve beden dediğimiz kişioğlu organizması ortaya çıkmaktadır.
Ölüm sırasında tersi olmaktadır.Organlar ve organeller hücrelere, hücreler atomlara, atomlar atom altı parçacıklara dönüşmektedir.Bu kısır olmayan döngü süregelmektedir. O nedenle reenkarnasyon olgusu bilim adamlarınca benimsenmemektedir.
Buna karşılık; ruhbilimcilerle fizikçiler ve kimyacılar arasındaki ortak noktalar şunlar olmaktadır.
Kişioğlu amorf maddeden-atom altı parçacıklardan ortaya çıkmıştır.
Tüm maddeleri ve bu arada kişioğullarını amorf madde-atom altı parçacıklar yaratmışlardır.
Bütün bu olanlar uzayı da içine alan bir sürekli evrimleşmenin sonucudur ve olay bitmemiştir, sürmektedir. Her şey ve herkes sürekli bir sınavdan geçmektedir.
Paralel evrenler vardır ve varlıklar ve kişioğulları bu paralel evrenler arasında gidip gelebilmektedir.
Amorf maddeden başlamış olan evrimleşme sonunda varlıklar yeniden amorf maddeye-atom altı parçacıklara dönüşmektedir.
Bu sürekli değişim-evrimleşme- evrenin ve uzayların hiç değişmeyecek olan yasasıdır.