- Kategori
- Güncel
Anadolu’nun Delileri

Mercedes Kadir, bütün gün bu sopayla dolaşıyor. O bir araba... Plakası bile var..
Onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış, medeniyetlerin üstüne yeni medeniyetler, devletlerin üstüne yeni devletlerin, yurtların üstüne yeni yurtların kurulduğu topraklardır bu topraklar… Dört mevsimi de bünyesinde barındıran, yeşille mavinin, sarı ile grinin de barındığı topraklardır bu topraklar.. Üç büyük dinin insanlarının yaşadığı topraklardır bu topraklar.. Rivayet de olsa peygamberlerin, azizlerin gelip geçtiği, Nuh’un bile gemisini demirlediği topraklardır bu topraklar… Ve bu topraklarda her çeşit, meyve, sebze yetişir de, her tipten, her modelden, her fikirden, her inançtan da insan yaşar… Binlerce yıl birbirlerine kin, nefret, öfke duymadan, birbiri ile savaşmadan yaşamış kadim bir insanlardır bu toprakların insanları..
Aslında, bu yazının konusu, barış, dostluk, kardeşlikti. O düşünce ile yazmaya başlamıştım ama sosyal medya hesabıma bir ileti düşünce, ilgimi çekti. O konudan yola çıkarak, biraz da ironi yaparak, farklı bir yazı yazmak istedim.. Konu size ilginç gelir mi bilmem, ancak yazıya renk vereceği kesin.
Nedir diye sormada hemen belirteyim, Anadolu’nun hemen hemen her yerinde görebileceğiniz delileri. Delilik, yöre halkının taktığı bir sıfat aslında. Çünkü, biz normal insanlara göre pek de normal olmayan davranışlar sergilerler. Ama özde ve derinde kim normal, kim anormal belli değildir.. Çünkü delilik ile dahilik arasında her zaman ince bir çizgi vardır.. Bu insanlar ne kadar yıpranmış, yıpratılmış, ötekileştirilmiş, örselenmiş olursa olsun, aslında bir gönül medeniyetinin hâlâ devam eden derin etkilerinin sımsıcak kavradığı insanlardır deliler..
Biraz internette’de araştırdım. Bu konuda çok öykü, anekdot, anlatı var.. Aslında; yazıldıysa da bilgim yok ama yazılmadıysa güzel bir derleme ile bir kitap olabilir. Bu konuda, anlatımlarla aklımda olan veya okuduğum çok konu ve bilgi var, bunlardan çok yazı da çıkabilir. Ancak, bugün okuduğum hikâyecik çok hoş. Bunu sizlerle paylaşmak istedim.
Yandaki fotoğrafta görülen kişinin ismi Kadir. Yaşadığı yerde ona Mercedes Kadir diyorlar. Akli dengesi yerinde değil ve bütün gün üstünde dolaştığı önünde Mercedes arması olan sopayı Mersedes'i zannederek yaşıyor. Biraz araştırdım, meğer gazetelere bile çıkmış. Sosyal medyada çok paylaşılmış ve bir anda Türkiye'nin gündemine gelen 'Mercedes Kadir', lakabıyla, önce Malatyalıların ona gösterdiği sevgiyle ve sonra da sosyal medyada hakkında yapılan yorumlarla adeta tüm ülkenin sevgilisi durumuna gelmiş. Deli denmesine bakmayın, Malatyalılar bu kelimeyi tamamen küçümsemeden uzak, sevgi ve samimiyetle kullanıyorlar
Asıl ismi Fatih ama yaşadığı şehirde herkes ona Mersedes Kadir diyor. Çünkü, muhtemelen en büyük hayali olan, Mercedes adını verdiği birkaç metre uzunluğunda olan bir sopanın üstünde bütün gün şehirde dolaşıyor.. Malatya büyük bir şehir ancak Kadir'in Mersedes hayalini ve deliliğini her şeyiyle sahiplenmiş durumda. Örneğin, Kadir trafik ışıkları kırmız olduğunda duruyor, arabasını park ediyor, diğer arabalar trafikte onu görünce, ona yol veriyor, ona göre arabasını park ediyor. Koskoca şehir o "Mersedes"in ve Kadir’in farkında! Kadir zaman zaman sopasını, pardon arabasını Mercedes servisine götürüyor, ustalar bütün ciddiyetleriyle arızaları anlatıyor, hatta yalandan da olsa tamir etmiş gibi davranıyor. Hata, bir usta sopaya teyp takmış, başka biri de bir ayna ve Mercedes arması takmış Kadir’in sopasına… Kadir’de çok mutlu olmuş ve bütün gün havalı havalı dolaşıyormuş..
Şehir öyle benimsemiş ki Kadir’i, Malatya Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Denetleme Şubesi tarafından bir ruhsat bile verilmiş. Ruhsatta da aracın rengi odun sarısı olarak belirtilmiş ve 44 MK 444 numaralı plaka verilmiş. MK’nn açılımı da muhtemelen Mercedes Kadir’in kısaltılmışı… Bu plakaya trafik polisleri yanlış yere park ettiğinde ya da 'çok hızlı yaptı’ diye Kadir'e ceza bile yazıyorlarmış. Öyle ki, zamanı geldiğinde muayeneye bile gönderiyorlarmış. Daha önceleri polis Kadir’i çevirip “Ehliyetin nerede?” diye sorduklarında, “ Evde kaldı” cevabını veren Kadir’e, polisin ehliyet, ruhsat ve kasko da hazırlandığı söyleniyor.
Bir koca şehir olan Malatya, Kadir'in hikâyesini onunla birlikte yaşıyor.
Kadir'in başka bir hikâyesi de hayli komiktir.
Kadir bir gün arabasını servise götürmüş ve sorunlarını söylemiş. Usta almış arabasını ve "2 gün sonra gel" demiş. Kadir 2 gün sonra gitmiş. Usta arabanın daha olmadığını söylemiş. Kadir ertesi gün gitmiş. Usta yine olmadığını söylemiş. Kadir ertesi gün yine gitmiş. Usta arabanın hâlâ olmadığını söyleyince "YETER ARTIK ULAN, VERİN ARABAMI KAÇ GÜNDÜR EVE YÜRÜYEREK GİDİYORUM…" demiş...
Modern şehirlerin; bazı insanların sopayla, sapanla, satırla birbirlerini kovalayan, hatta doğrayan, ateşli silahlarla çoluğunu, çocuğunu katlederek, güpegündüz sokaklarda sağa sola ateş eden magandalarla, şehir eşkıyalarıyla dolu şehirlere dönüşmesini gördükçe, izledikçe, Kadir’in bu hikayesi çok hoş geliyor insanın kulağına.. İşin ironisi de burada aslında. Keşke her şehirde böyle ‘deli’ olsa diyor insan..
../..