- Kategori
- Şiir
Anadoludaki analar

Hangi zamana kadar devam edecek bu kirli, bu namusuz, bu vicdansız oyun bu topraklarda… Ne zamana kadar?
<ı>Kuşlar aniden havalandı.
<ı>Taşlar, toprak ve su,
<ı>Bir birilerine karışıp,
<ı>Yerlerinden oynadı.
<ı>Gürültülü patlama ve
<ı>Bir başka patlama daha
<ı>Anadolu denen bu
<ı>Eşsiz, benzersiz toprakta…
<ı>Biraz önce nefes alan,
<ı>Umutları hayalleri olan,
<ı>O nadide gül canlar.
<ı>Parçalanmış bedenlerle,
<ı>Gözleri açık gittiler.
<ı>Gencecik sarp delikanlıydılar.
<ı>Sarplıklarından faydalanan,
<ı>Ağ örmüş namussuzlar.
<ı>Onlar, masumca düşerken,
<ı>Güçlerine güç katıp,
<ı>Ellerini sıvazladılar.
<ı>Yeni düşmanlıklar,
<ı>Kazandırdıkları için
<ı>Huzurla doldular.
<ı>Havalanan kuşlar,
<ı>Çok çabuk getirdiler.
<ı>Kara haberi ve acıyı…
<ı>Biri bir uçta, öbürü
<ı>Öteki uçta bulunan,
<ı>Anadolu’daki analara…
<ı>Dövündüler yürekleri yandı.
<ı>Ateş onlara düşmüştü,
<ı>Gerisi lafta kaldı.
<ı>Ruhlarından gelen,
<ı>Derin üzüntüleri,
<ı>Görünürde gözyaşı olarak,
Bedenlerinden çıktı,
<ı>Anadolu’daki bu topraklara,
<ı>Acıyı ekerek damladı.