Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '11

 
Kategori
Tiyatro
 

Anam...Bacım...Avradım !..

Anam...Bacım...Avradım   !..
 

İzmir-Konak Sahnesinde...


 

Her mevsimin kendine göre bir tadı vardır...

Birçoğumuz,kış aylarını sevmezler ...Haksız da sayılmazlar aslında...Yağmur,çamur,soğuk,grip vs...

Benim gönlümde  ise sonbahar ve kış mevsimlerinin ayrı bir anlamı ve lezzeti vardır..

Tiyatrolarımızın perdelerini Ekim Ayında  açmaları,benim tiyatro  ve ebru -resim çalışmalarımın başlaması ayrı bir keyif ve huzur verir bana...

Serin ve soğuk havalalarda daha zinde hissederim kendimi...

Memleketim Ankara'da ise tiyatro bayramı yaşanır her kış...Başkent ziyaretlerimde mutlaka en az iki oyun izlemeden dönmem İzmir'e...

İzmir, tiyatro yönünden  yetersiz  bir kenttir...Egenin incisine hiç yakıştıramadım bu durumu...

Karşıyaka'da dar sokaktaki tiyatronun bile kaldırılması gündemdeydi düne kadar...

Öğretmenlere verdiğim yaratıcı Drama Seminerimde 67 öğretmenden sadece 3 tanesi Ragıp Haykır Tiyatrosu'nun adını hatırlayabilmişti...Çoğu da bu tiyatronun Karşıyaka'da olduğunu bilmiyordu...

. . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Konak Sahnesinde güncel ve acılarımızı depreştiren bir oyun var...

Kadına şiddete eleştiri tiyatro sahnesine taşınmış...


 İzmir Devlet Tiyatrosu, Konak Sahnesinde,Yaşar Ürük'ün yönettiği "Anam Bacım, Avradım" adlı oyunla, kadına karşı erkek şiddetini gözler önüne seriyor

Müzikaller ve müzikli oyunlar konusunda ülkemizde özel bir yeri olan İzmir Devlet Tiyatrosu, kuruluşunun 50. yılını kutlayacağı sanat sezonuna yepyeni bir müzikli oyunla  perdelerimni açtı.

Ülkemizin dört bir yanında olmadık nedenlerle öldürülen, işkence gören kadınları İzmir Devlet Tiyatrosu, "Anam, Bacım, Avradım" adlı oyunla gözler önüne seriyor.

Kadına şiddet konusunun oldukça değişik bir biçimde ele alındığı oyunun senaryosunu İnanç Yılan yazdı. Yönetmenliğini Yaşar Ürük'ün yaptığı "Anam, Bacım, Avradım"'ın başlıca rollerini Fulya Yalçın, Evren Serter, Gözde Bakşık, Alptekin Ertürk, Nalan Örgüt, Recep Ayyıldız, Serpil Çağıran, Şuayip Ünsal, Çağatay Özçelik, Menekşe Bendeş Özyiğit, Nevzat Hakan Dönmez, Vedat Özkök, İlker Atatoprak, Selda Bakırtaş, Jülide Derya, Damla Ardal, Uğurcan Özfuruncu, Erdinç Aytaç Özgür Ekrem Kocaçal, Burak Özbaykuş, Dilek Can, Ahu Gül Ürük, Onur Amaç ve Ekrem Nalcı paylaşıyor.

 Müziklerini ise Cem İdiz 'in oyun, 18 Ekim'de izleyici ile buluşacak.

Oyunun yönetmeni Yaşar Ürük, ülkemizi, kadınları tedirgin eden çok önemli bir konuyu, izleyicinin takdirine sunacaklarını belirterek,

"Binlerce yıllık geleneğimizde 'At, Avrat, Silah..' diyerek yaşamda 'En önemli' üç şey arasına koyduğumuz kadınlarımızın başına gelenler artık 'Ağlayalım mı, Gülelim mi?' boyutunda sinir bozucu bir noktaya geldi.

Yaşanan vahşet, akıl alacak gibi değil. Bir takım adam ya da erkek diyemeyeceğimiz yaratıklar yaşamın en değerli varlıkları kadınlara vuruyor, kesiyor, yakıyor ve gözünü kırpmadan öldürüyor. Aile geleneğimizde 'Begüm' diye baş tacı edilen kadınlarımız ne oldu da bu yaratıkların gözünde 'Sofradaki yeri öküzden sonra' durumuna geldi?

Bir tiyatro oyunu elbette sorunu çözmez. Ama insanlara gösterir, öğretir ve değiştirir... Biz de güleriz ağlanacak halimize diyerek, sorunu biraz da olsa gülümseterek göstermeye çalıştık. Ama ne kadar gülümsersek gülümseyelim. Vahşet sürüyor. Umarım, oyunumuz, gözü dönmüş insanlara ders verir, örnek olur ...

Erkek mi kadını sömürdü yoksa hemcinsleri mi kadını  ?..

Nasıl bir belâdır bu namus ?.. Kadının bedenindeki kâbus. Her nesil bir sonrakine emanet eder el değmemesi kaydıyla.

Çünkü el değmeden paketlenmiştir namus. Ama bu ülkede namusa dokunmak babadan oğula miras gibidir.

Neyse ki anneler var, kızlarına namuslarını nasıl koruyacaklarını anlatan ya da anlattığını sanan..."dedi.


Oyun,İzmirlilerin karşısına çıkacağı 18 Ekim Promiyerini  beklerken, Zehra'nın trajedisini dile getirdikleri şarkıları tiyatronun dışına taşıyordu:


"... ama ağlamayın
ağlamak değil kaderi anlamak gerek
iyi şeyler söylemek gerek ölenin ardından
hikâyesini güle oynaya anlatmak gerek
neşeyle başlayıp
neşeyle sürecek bir oyun
ağlamak değil...''

.........

Umarım,tiyatro sadece aydın kesimlerin kültürel çemberinde kalmaz,''kadına şiddetin '' en acımasız uygulandığı semtlere kadar ulaşır !..

Tiyatro sezonumuz şen ola !..İyi seyirler...

( MESUT SELEK-16 Ekim 2011)

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..