Anayasa Mahkemesi ve siyasal simge türban, yerel seçimler

Akp-Mhp ortak aklı, türbanı anayasa komisyonundan geçirdi. Sırada meclis görüşmeleri var.

Bu iki parti mevcut sandalyeleri ile büyük tartışmaların ardından türbanı TBMM'den de geçirecekler. Ulu önderin zamanında devrimcilik ilkesinin kılık kıyafet düzenlemesi ile kaldırdığı arap-şeriat uyuşumu kıyafet tarzı (çarşaf) adı verilen giyim tarzı resmi olarak ülkemizin bilim üretmesi gereken kurumlarına giriyor. İşin ilginç yanı bu uygulamanın dayanağının "özgürlük" adı altında yapılmaya çalışılması. Zamanında Mustafa Kemal'in Cumhuriyetini yıkıp şeriat devletine dönmek isteyenler, başbakanlık konutunda şeyhlere iftar yemeği verenler de bunu özgürlük ismi altında yapmak istediklerini aktarmışlardı. Aslına bakarsanız bugünkü durum daha vahim çünkü şimdiki güç odakları bu emellerine sindire sindire yani toplumu alıştıra alıştıra ulaşmaya çalışıyorlar.

Peki önümüzdeki süreç nasıl işleyece:

Türban TBMM'den AKP-MHP oylarıyla CHP-DSP itirazına karşı geçecek.
Toplumdaki mevcut dengeler sarsılmaya başlayacak üniversiteler bu konuda daha sesli davranacak.
Bu süreçte çeşitli üniversitelerde hareketlilik yaşanacak. Başbakan rektörlere yine hakaret edecek.
Başbakan ve emir insanları hadlerine düşmemelerine rağmen bu kesime ateş püskürecek.
Arkasından CHP Anayasa Mahkemesine gidecek.
Daha sonra AKP cephesinden yüksek yargıya uyarı bombardımanı başlayacak yani AKP yine kendini yasamanın yanında yargı yerine koymaya çalışacak.
Arkasından medyada herkes hukukçu ve yargıç kesilecek.
Anayasa mahkemesi ( ki olması gereken) türban yasasını başbakanın tüm itrazlarına rağmen red edecek.
Arkasından AKP tekrar emziği alınmış çocuk rolüne başvuracak.
Bu ezik duyguyla topluma şikayette bulunup yerel seçimleri erkene alacak ve yüzde 50'yi aşmayı planlayacak.

Ülkemizin gidişatı gerçekten vahim... Dünyanın tek müslüman-laik ülkesi yavaş yavaş ılımlılık adı altında başbakanın geçmişte heves ettiği noktaya kaymakta. Tüm kurumlar teker teker kaybedilmekte... Üzülmemek elde mi? Esen kalın