Anayasa Mahkemesinin 2013 yılı laiklik tanımı...

2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle birlikte Anayasa Mahkemesinin yapısı da tam olarak değişti.

Anayasa Mahkemesinin üye sayısından tutun, görev alanına kadar bir dizi değişiklik hayata geçirildi. Bu değişiklikler hayatımıza damga vurmaya başladı.

Bu arada Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı da hayata geçti. Ancak bireysel başvurulara cevap almak çok uzun zaman alacağa benziyor.

Anayasa Mahkemesinin aldığı kararlar hayatımıza damga vuruyor dedik ya; işte en son verdiği Laiklik kararı da bunlardan birisi!

Anayasa Mahkemesinin 2008 yılında verdiği Laiklik kararı ve 2013 yılında verdiği laiklik kararları birbirinin tamamen zıddı.

Anayasa Mahkemesi’nin, 2008 yılında Anayasa değişikliği ile türban yasağının kaldırılmasının iptali davasında verdiği karardaki laiklik tanımından tamamen farklı değerlendirmeler yapması da dikkat çekti. 2008 ve 2013’deki kararlardan çarpıcı farklılıklar şöyle:

2008: Laik devlette, ulusal irade dışında herhangi bir dogma siyasal düzene yön veremez. Hukuksal kurallar dinsel buyruklar yerine aklın ve bilimin öncülüğünde kabul edilir.

2013: Laikliğin özgürlükçü yorumu, dini bireysel ve kollektif kimliğin önemli bir unsuru görmekte, toplumsal görünürlüğüne imkân tanımaktadır. Anayasa, devlete dini ihtiyaçların karşılanması ödevi yüklemektedir.

2008: Laik devlet dinler ve inançlar karşısında eşit ve tarafsızdır.

2013: Eşitlik ilkesi, aynı durumda olanlara aynı, farklı konumda olanlara farklı kuralların uygulanmasını gerektirir.

Laik devlet tarafsızdır ama toplumun dini ihtiyaçlarının karşılanmasına kayıtsız değildir. Anayasa, çoğunluk dininin inanç, ibadet ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik resmi mekanizmalar öngörmüştür.

Toplum laik olur mu?

2008: Laik toplumlarda laik ve demokratik değerler özümsenir, siyasal, sosyal ve kültürel yaşam çağdaş görünüm kazanır.

2013: Laiklik, bireyin ya da toplumun değil, devletin bir niteliğidir.

2008: Hukuksal düzenlemeler dinsel buyruklara dayandırılamaz.

2013: Kanundaki “Hz. Peygamberimizin Hayatı” ifadesi o dinin mensuplarının kutsallarına saygıyı ifade eder.

Gördüğünüz gibi verilen kararlar birbiriyle öylesine çelişiyor ki; Anayasa Mahkemesinin sanki bir yerlere bağlı olarak çalıştığı izlenimi yaratıyor.

Daha fazla söze gerek var mı?