Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '14

 
Kategori
Kitap
 

Anı Ülke : Çocukluk

Anı Ülke : Çocukluk
 

Çocuklar


Kısacası, sırf Yekta Kopan'ın yazısı için bile olsa mutlaka kitabı edinip (hani satın alın demedim ki bazıları arkadaşlarından da alabilirler, çünkü özellikle YKY,  ALTIN fiyatına KİTAPLAR yayınlamayı maharet sanıyor galiba) okumanızı öneririm.

Ben en son söyleyeceğimi baştan yazayım da 'bol' vakti olmayanlar yazının bütününü okumakla hiç zaman kaybetmesinler istedim, yoksa aslında kitapla ilgili söylenecek çok şey var.

İsminden başlayayım isterseniz. ALTIN ÜLKE : ÇOCUKLUK.

Kitaba başlarken de ilgimi çekmiş ve kendi kendime ''Neden bu isim tercih edildi acaba?'' diye de sormuş, editör Filiz Özdem'in girişteki yazısında yanıt bulamayınca da, kitabın içlerinde bir yerlerde saklı olmalı bu gizem diye düşünmüştüm.

Kitap bitti, kafamdaki neden sorusunun yanıtını hala bulamadım. ''Acaba?'' diyerek bir de google taraması yaptım. Hani belki bir çocuk kitabı vardı da ben okumamıştım ya da benim bilmediğim bir anlamı...

Yok.

Altın Ülke, Amerika'daki meşhur altına hücum yılı 1849'dan kalma, Kaliforniya'da bir bölgeye verilen ad olmak dışında bir şey ifade etmiyor bilgisayarın bilgi dünyasında.

Altın arayıcıları, ellerinde aletleri ile taşın toprağın, kimi zaman da debisi yüksek nehirlerin kuytularında altın arayıp, bulamadıklarında dahi hiç umutlarını yitirmedikleri için böyle bir alegorik anlatım yeğlenmiş olabilir mi?

Çocukluklarını 'kalemleri' ile arayan yazarlar...

Yoksa altın, insan ömründe en az çocuklukta değerlidir. Sonra yaşlanıp da akıllandıkça (!) 'iyi yaşam' kaygısı altına hakettiğinden daha çok değer verdirir insanoğluna, yoksa çocuklukta 'altın kalpli teyzeler, amcalar'dır asıl önemli olan.

On beş yazar çocukluğunu anlatmış. Yaşınıza yakın olanların kimi anlatılarında ya da kitaba eklenmiş fotoğraflarda, kendi çocukluğunuza ait izlere de rastlıyorsunuz ve eş zamanlı olarak kendi çocukluğunuzun olayları da canlanıveriyor gözünüzde.

YKY belki de okurlarından kendi anılarını da yazmalarını ve seçilecek olanların kitap haline getirilebileceğini planladığını duyurursa çok ilginç anılarla karşılaşabiliriz duygusuna da kapılmadım değil. Tabi olayın ticari yanına bakarsak, yazıları seçilmediği için yayınlanmayanlar kızgınlıkla, diğer okuyucular da 'sıradan' insanların çocukluklarını çekici bulmayıp satın almayabileceği için çok parlak bir fikir olmayabilir. Israrcı olmam ancak denenebileceğini ve belki de edebiyat dünyasına yeni yazarlar kazandırılabileceğini umut ettiğim için aklıma böyle bir fikir geldi.

Ben kitabı, açıkça söylemek gerekirse Mine Söğüt'ün çocukluğu ile ilgili yazısını merak ettiğim için satın aldım. Yazılarını Cumhuriyet Gazetesi'nden büyük bir keyifle izlediğim yazarın, çocukluğuna dair ilginç bir anlatım yakalayacağını düşünüyordum ki nitekim de öyle oldu ama asıl süpriz kitabın sonundaydı.

Eurovision Şarkı Yarışması'nda sahneye çıkış sırası, kura ile belirlenir. Bunun böyle yapılmasının sebebi, son çıkan şarkıcı ve şarkının akılda kalmaktan dolayı puanlamada daha avantajlı olduğunun 'bilimsel' olarak da kanıtlanmış olmasıdır.

'Son' her zaman daha çok hatırlanır ve bir konuda karar verirken en etkili olan da akıldaki en son görüntüdür. Sanırım kitabın editörü de bu gerçeğin farkında olmalı ki, en güzelini sona saklamış, Yekta KOPAN.

İstisnalar hariç herkes çocukluğunu özlemle anımsar. Yazarlar ise bu hatırlayışları edebi bir dille kaleme alınca anılar iki kere tatlanıyor haliyle ancak Yekta Kopan, resmen bir şah'eser ile okuyucuyu kopartmış. İşte ben de Yekta Kopan'ın yazısını okuyup da kopan'lardan birisiyim. Bu yazı da zaten o yüzden kaleme alındı.

Hiç uzatmak ve detaylara girmek gibi bir niyetim yok hele ki zaten son söyleyeceğimi başta yazdığım için buna aslında gerek de yok. Bazılarının orjinallerinin kalitesinin çok da yüksek olmaması dolayısıyla  istenen verim elde edilemeyen fotoğraflar hariç kitap görsellerle de oldukça güzel bir şekilde süslenmiş, yazarların tanıtımları hoş, basım kalitesi iyi ve bu sene 'plaj kitabı' olarak da çok tercih edilebilir.

Edebiyat dünyamıza hayırlı olsun, benzerlerini de görmek dileğiyle... 

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..