Ankara’da Öne Çıkanlar

Ankara’daki Gençlerbirliği- Fenerbahçe karşılaşması, sarı- lacivertlilerin karşılaşma sonrasında maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturmasının dışında pek çok önemli konuyla da ön plana çıktı.

Bence öncelikle değinilmesi gereken konu, bu maça hakem olarak Mete Kalkavan’ın atanması. Mete Kalkavan, bildiğiniz gibi geçen hafta Beşiktaş- Galatasaray derbisini yönetmişti. Böyle bir derbiyi yöneten Mete Kalkavan’ın bir hafta sonra bu sefer Fenerbahçe maçına atanması acaba ne kadar doğru? MHK’nin Mete Kalkavan’a iki hafta içerisinde üç büyük takımın maçını yönettirmesi diğer hakemler arasında huzursuzluğa neden olmayacak mı? Mete Kalkavan’ın bu ayrıcalığı nereden geliyor? Kendisi Cüneyt Çakır ya da Fırat Aydınus gibi bir hakem olsa bu atamayı çok doğal karşılayabilirim. Ama Mete Kalkavan’ın şu anki performansıyla bu iki ismin yanlarından geçmesi bile mümkün değil.

Öte yandan daha geçen hafta önemli bir derbide ciddi bir sınav veren Mete Kalkavan’ın bir hafta sonra bu sefer Fenerbahçe maçına atanarak yeniden zorlu bir maç yönetmek zorunda kalması ve rahatlama imkanı bulamaması Mete Kalkavan için de zor bir durum değil mi?

Nitekim Mete Kalkavan, maç boyunca iki takım için de oldukça hatalı kararlar verdi. Gözlerinin önünde yaşanan pek çok pozisyonda gösterdiği ya da göstermediği kartlar geceye damga vurdu. Bunun dışında ikinci yarıda Fenerbahçeli Diego’nun Gençlerbirliği ceza sahası içerisinde resmen biçilmesine penaltı vermedi. Onun bu tutumu maçın sertleşmesine neden oldu. Özellikle Gençlerbirliği futbolcuları Fenerbahçeli meslektaşlarını aşırı sert müdahalelerle yıldırmaya çalıştılar. Mete Kalkavan da maalesef göstermediği kartlarla bunlara prim tanıdı. Fenerbahçeli Alves de o kadar ısrar etmesine rağmen sarı kart görmeyi başaramadı!

MHK, böyle davranmamalı. Hakem atamalarında adil olmalı. Eğer MHK Mete Kalkavan’ı vitrine çıkarmayı düşünüyorsa, bunu zamana yaymalı. Mete Kalkavan da kendisini geliştirmeli, gördüğünü çalmalı.

Bu maçta dikkat çeken bir diğer konu da geçen hafta oyundan çıkarken yaptığı protesto ile gündeme gelen ve taraftarların da tepkisini çeken Fernandao’nun maça yine ilk on birde başlamasıydı. Bunun Van Persie’nin sakatlığından dolayı hafta içerisinde sadece iki idmana çıkmasından kaynaklandığı ifade ediliyor. Şimdilik buna inanmak zorundayız. Ancak geçen hafta yaptığı o hareketten sonra Fernandao’nun maça ilk on birde başlamasının benim için sürpriz olduğunu ifade etmeliyim. Böylece Fernandao ceza yerine ödüllendirilmiş oldu. Böyle olursa takım içinde disiplini sağlamada ciddi sorunlar yaşanır. Bir süre sonra bu sorunlarla baş edemez hale gelirsiniz.

Öte yandan gen hafta yaptıklarına rağmen Pereira’nın maça Fernandao ile başlaması ‘’ Benim birinci santraforum Fernandao’dur. ‘’ anlamına mı geliyor?

Ayrıca Van Persie gibi bir futbolcu 83.dakikada oyuna alındı. Bu değişiklik yapılırken de Fernandao ile Van Persie’nin tokalaşmaması, hatta birbirlerinin gözlerine bile bakmamaları dikkatlerden kaçmadı. Bu da takım içerisinde bir kriz olduğunu gözler önüne seriyor. Pereira bu krizi çözebilir mi? Ben pek ihtimal vermiyorum. O nedenle yönetimin de bir an önce bu işe el atıp krizi çözmesi gerekiyor. Çünkü bu kriz ileride daha büyük sorunlara yol açabilir.

Gelelim dikkatimi çeken başka bir konuya. Ligimizin kalitesi malum. Kadro kalitesi açısından İstanbul takımları ile Anadolu takımları arasındaki makasın açıldığı ve çok kaliteli bir ligimizin olmadığı bir gerçek. Gençlerbirliği takımı da Fenerbahçe karşısında beğenilecek bir futbol ortaya koyamadı. Buna rağmen Fenerbahçe gibi bir yıldızlar topluluğunun maçı 1-0 kazanması ilginçti. Gerçi sarı- lacivertliler 65 ile 70.dakikalar arasında arka arkaya pozisyonlar buldular ancak bunlardan yararlanamadılar.

Yine bu konuyla ilgili olarak Pereira’nın yaptığı değişiklikler de tartışılmalıdır. Daha önce de dediğim gibi Van Persie ile maça başlamaması ilginçti. Hadi Van Persie’nin idman eksikliği vardı diyelim. Yine de Fernandao- Van Persie değişikliği için 83.dakikanın çok geç olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Pereira’nın Souza ısrarı da devam ediyor. Örneğin, maçın başarılı ismi Markovic’in Volkan Şen ile değiştirilmesi doğruydu. Çünkü Markovic yorulmuştu. Ama ben Diego’da bu yorgunluk belirtilerini göremedim. Evet, Ozan Tufan oyunda olmalıydı. Ama Diego’nun yerine mi, yoksa Souza’nın yerine mi oyuna alınmalıydı? Bu değişiklik bize Pereira’nın hiçbir varlık gösteremeyen rakibi karşısında önceliğinin skoru korumak olduğunu gösteriyor.

Bir kez daha belirteyim, ben ligin en iyi kadrosunun Fenerbahçe’de olduğunu fakat Pereira’nın bu kadronun hakkını veremediğini düşünüyorum. Kadro kalitesi olarak şampiyonluğun en büyük adayı olarak gördüğüm Fenerbahçe, eğer sezon sonunda mutlu sona ulaşamazsa bunun temel nedeni Pereira’nın tercihleri olacaktır.

tolgaersari@hotmail.com

https://twitter.com/tolgaersari

https://www.facebook.com/tolgaersari