- Kategori
- Futbol
Beşiktaş Öldü Öldü Dirildi

Fotoğraf http://www.milliyet.com.tr/skorer/ adresinden alınmıştır.
Beşiktaş, Osmanlıspor deplasmanında bu sezonki en zor maçlarından birini oynadı. Galibiyete ancak 90.dakikada ulaşan siyah- beyazlılar resmen ölüp ölüp dirildiler.
Öncelik daima insan ve sporcu sağlığı olduğu için ilk olarak saha şartlarına değinmek zorundayım. İki takım futbolcuları da buz tutmuş bir zeminde mücadele etmek zorunda kaldılar. Bu tür bir zemin çok ciddi sakatlıklara neden olabilir. Nitekim maç boyunca futbolcuların kayıp yere düşmelerine çokça şahit olduk. Bu nedenle TFF, Osmanlıspor’un iç saha maçlarını gündüz oynamasını, gece oynamak zorundaysa da başka bir sahada oynamasını sağlamalı. Keşke bu karşılaşma da bu saatte ya da bu sahada oynanmasaydı.
Beşiktaş’ta en dikkat çeken nokta kalenin yeniden Tolga’ya devredilmesiydi. Şenol Güneş, Tolga’yı kazanmak adına kupa maçını da sayarsak iki maç aradan sonra ve de özellikle bir deplasman maçında eldivenleri yine ona teslim etti. Bununla birlikte yeni bir kaleci arayışının sürdüğü de bir gerçek ve bunu Tolga da biliyor. O nedenle Tolga’ya gösterilen iyi niyetin ve yardımcı olmak isteğinin insani boyutu elbette tartışılmaz. Fakat ortada bir gerçek var. Bu bir oyun ve yaptığınız hatalar sizin kaybetmenize neden oluyorlar. Nitekim Tolga, her ne kadar bazı topları başarılı bir şekilde çıkarmayı başardıysa da yine ileri çıktığı iki pozisyonda hata yaptı. Bunlardan biri gol olurken, diğerini Ersan çıkarttı.
Tolga için bu tür toplar bir paranoya haline gelmiş. Defansın arkasına atılan toplarda çıkıp çıkmama konusunda büyük tereddüt yaşıyor ve bu da hata yapmasına neden oluyor. En kötüsü de Tolga, kaybettiği güvenini bir türlü kazanamıyor. Bunun temel nedeni de aşırı duygusal kişiliği. Fakat profesyonel futbolcuların bu tür duygusal etmenlerden bir an önce sıyrılmayı öğrenmeleri gerekir. Tolga bu konuda bir uzman yardımı alıyor mu, bilmiyorum. Ancak eğer almıyorsa, bir an önce almaya başlamasını tavsiye ediyorum.
Özetle maça Tolga’yla başlanması büyük bir hataydı. Şenol Güneş, Trabzonspor’dan da öğrencisi olan hemşehrisini kazanmak adına takımı ve liderliği riske attı. Nitekim Sosa’nın kişisel becerisi olmasa şu anda daha çok bu tercih konuşuluyor olacaktı. Futbolda duygusallığa yer yoktur. Şu an için Beşiktaş kalesinde oynaması gereken isim Günay’dır. Devre arasında yeni kaleci alındığında da onun yedeği yine Günay olmalıdır. Çünkü Tolga’nın taraftar ile bağları kopmuştur. Ankara’daki taraftarlar maç öncesinde Tolga’ya destek vermiş olabilirler. Acaba haftaya İstanbul’da Konya maçında sahaya yine Tolga çıkarsa aynı desteği görecek midir? Hiç sanmıyorum. Kaleye geçse bile yapacağı ilk hatada protestolar başlayacaktır. Tolga da bunun korkusuyla hata yapacaktır. Bir teknik direktör bunları sezebilecek kadar ileri görüşlü ve psikolojik bilgiye sahip olmalıdır.
Osmanlıspor, iyi başladığı karşılaşmada golü bulduktan sonra anlamsız bir şekilde oyun planını değiştirdi ve geriye yaslandı. Belki kontratak takımı olmasına güvendi. Buna rağmen Beşiktaş o kadar kötüydü ki, ev sahibi takımın geriye yaslanmasını değerlendirip pozisyona giremedi. Siyah- beyazlılar beraberlik golünü ancak bir duran top sonucu atabildiler.
Osmanlıspor ilginç bir şekilde golü yedikten sonra yeniden şaha kalktı ve çok da zorlanmadan ikinci golü buldu. İşte o zaman insanın aklına şu soru geliyor: ‘’Karşında bu kadar kötü bir rakip bulmuşken önde basıp oyununu kabul ettirmek ve gol bulmak için illa gol mü yemen gerekiyor? ‘’ Osmanlıspor kenar yönetimi bunu iyice düşünmeli.
Beşiktaş’ın şansı ikinci yarıya golle başlamak oldu. Bu erken gol olmasa daha farklı bir senaryo ortaya çıkabilirdi.
Bu devrede dikkatimi çeken Şenol Güneş’in Gökhan Töre yerine Kerim’i tercih etmesiydi. Elbette bunun bir nedeni vardır. Fakat Gökhan Töre, Beşiktaş için çok önemli bir isim. O nedenle mutlaka kazanılması gerekiyor.
Beşiktaş ile ilgili sezon başından beri hep şunu yazıyorum. Bu takımda Atiba’nın yanında mutlaka Necip oynamalı. Osmanlıspor maçında yine Atiba ve Oğuzhan’dan kurulu orta ikili, ev sahibi takımın hızlı adamları karşısında çok zor duruma düştüler. Ne zaman ki Necip oyuna girdi, bu bölgede denge biraz sağlanmış oldu.
Fakat Necip girerken Beşiktaş’ın en iyilerinden Quaresma’nın çıkması o an için bana çok yanlış geldi. Çünkü gerçekten de Quaresma çıkınca Beşiktaş’ın kanat etkinliği hiç kalmadı. Sosa kanatta yapamadı. Bununla birlikte bir süre sonra Oğuzhan’ı Cenk ile değiştirip forveti çiftleyen Şenol Güneş, Sosa’yı oyunda bırakarak doğruyu yaptı. Nitekim Sosa, 90.dakikada kişisel becerisini konuşturarak Kara Kartal’a liderliği geri getiren golü attı.
Özetle Şenol Güneş’in maça Tolga ile başlamasını ve Necip oyuna girerken Quaresma’yı çıkarmasını doğru bulmadım. Hatta bir kez daha belirteyim, bence Necip ilk on birde başlamalıydı. Çünkü Osmanlıspor’un orta sahasında ve ileri ucunda Aminu, Ndiaye, Tisdell ve Rusescu gibi hızlı ve tehlikeli futbolcuları olduğu biliniyordu. Her halde Şenol Güneş de maç öncesi rakibini analiz etmiş ve bunları öğrenmişti! Yoksa bir hafife alma mı söz konusuydu?
Yukarıda saydığım Osmanlısporlu futbolcular Beşiktaş orta sahasını ve defansını hallaç pamuğu gibi dağıttılar. Eğer attıkları gollerden sonra kabuklarına çekilmek gibi saçma bir hata yapmasalardı maçı farka da götürebilirlerdi.
Beşiktaş’ın Osmanlıspor’un ekmeğine yağ süren bir başka hatası da aynı Galatasaray’ın yaptığı gibi oyunu geniş bir alana yaymasıydı. Stoperler ve Gomez arasında inanılmaz bir mesafe vardı. Bu durum Osmanlıspor’un hızlı ayaklarına istedikleri boş alanları yarattı. Onlar da bu alanları iyi kullandılar. Eğer attıkları gollerden sonra oyunlarını değiştirmeselerdi oldukça kötü gününde olan Beşiktaş orta sahası ve defansının onlarla baş etmeleri neredeyse imkansızdı.
Sonuç olarak, futbolda şansa inanmam ama Beşiktaş adına bu galibiyet resmen piyangodan çıktı. Siyah- beyazlıların ve Şenol Güneş’in bu maçtan çıkarmaları gereken çok dersler var. Haftaya oynanacak Konya maçı bu derslerin alınıp alınmadığını gösterecek. Beşiktaş’ın şu aşamada önleyemeyeceği tek bir kusuru var, yorgunluk. O da ancak Konya maçından sonra giderilebilir.
Maçın hakemi ve çizgi hakemi ilk yarının sonunda çok büyük bir hataya imza attılar. Osmanlıspor ceza sahasında Bilal Aziz’in açık eline temas eden topta net penaltıyı vermediler. Üstelik pozisyon çizgi hakeminin birkaç metre önünde gerçekleşti. Bunu görmeyecekseniz neyi göreceksiniz? Ayrıca Bilal Aziz’in sarı kartı vardı. Penaltı verildiğinde ikinci sarıdan oyun dışı kalacaktı. Süper Lig gibi bir arenada sonuca etki edecek bu kadar basit hatalar yapılmamalı. Yapanlar da gereği gibi dinlendirilmeli.
https://twitter.com/tolgaersari
https://www.facebook.com/tolgaersari
Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır