Ankara Kalesi'nde 'Neyzen Kahvehanesi '...Sihirli Topaçlar, gizemli Gramofonlar...

Ankaralı olmakla her zaman gurur duydum...

Anadolu'nun garibanına açılan kapısı...Hastaların şifa bulmak için koştuğu, dâr ül şifâ...

Kültürün harman olduğu, sanatın ve özellikle tiyatronun merkezi...

Her ne kadar cılız ağaç düşmanları da olsa, onları hep yenen, ''Yeşile koşan; betonu kovan Ankara...''

Dünyanın en önemli bilim yuvalarından  olan ODTÜ, Hacettepe, Bilkent, Gazi gibi üniversiteleri bağrına basan Ankara...

Anadolu ihtilalinin lideri Büyük Önderi; Cumhuriyetimizin ölümsüz önderi::Mustafa Kemal'i bağrında yatıran Ankara!..

Kuru ve temiz havasıyla hastalara şifâ olan güzel şehir... Anadolu medeniyetlerinin beşiği...

....

Ankara'da iş yoğunluğum sürerken her fırsat bulduğumda, geziyor, anılarımı tazeliyor ve objektifime takılanları resimleyip yazıyorum...

...

Dün, Milliyet Blog'dan değerli yazar dostum sevgili Haluk Seki'nin daveti üzerine Ankara Kalesine tırmandım. Yine resimledim... Yine yazmadan edemedim...

Haluk Bey'in ve saygıdeğer eşinin Tezhip atölyesine uğradım. Haluk Seki'nin o meşhur sihirli topaçlarını bizzat yerinde gördüm.

Haluk Hocamla, uzun ve derin bir muhabbetten sonra birlikte, Kale esnafına ziyaretlerde bulunduk.

Mayıs Ayının ortalarında, güzel ve bir sıcak havaya rağmen, Ankara Kalesi esnafının erken saatte kepenklerini kapattıklarına ve bir zamanların turizm Cenneti olan Ankara Kalesi'nin sessiz, suskun duruşu ve ziyaretçisinin olmaması beni üzdü ve düşündürdü...

Sebebini sorduğumda, yine rant uğruna Kalenin kapılarının yakın tarihe kadar kapatıldığını ve yeni açıldığını;malum zihniyetteki 'parselcilerin' çıkarları için güzelim Ankara Kalesi ve eteklerinde şaibeli yatırım planlarının tezgahlandığını duyunca hiç şaşırmadım. Bu arada Bülent Arınç'ın da kulaklarını çınlattık tabi...:)

......

Ankara Hamamönü'nde olduğu gibi burada da Ankara mimarisine uygun olmayan,'Tek tip' evleştirme projesine(?) uygun olarak Ankara Kalesi'ndeki tarihi konakların da yine ayni çirkin restorasyon çabalarıyla kültürden nasıl koparıldığına tanık olduk....

Ankara konakları, Ankaralı olmayan, Ankara ruhunu içinde barındırmayan bir garip ucube mimar (?)ekip tarafından resmen tahrip edilmiş görünüyordu.

Birçok konağın kapısına kilit vurulmuştu ve hatta geçmiş yıllarda kına geceleri yaptığımız bazı konakların camlarının kırık olduğunu görünce içim acıdı...

....

Ankara ve diğer büyük kentlerimizde yaşanan Fuar Enflasyonu ve Ticaret Odalarının kendi bünyelerinde sık sık düzenledikleri fuar aşkı, Ankara Kalesi gibi  güzide mekanlardaki el sanatları üreten emektar esnafın sırayla iflasına neden oluyordu...

Umarım bu kanayan yaraya devletin sorumluları merhem olur !......

Neyzen Oğuz Kağan Birhekimoğlu Beyin yeni açtığı, güzide NEYZEN KIRAATHÂNESİ'NDE hüznümüzü ,efkarımızı dağıttık...

Bir nebze de olsa ruhumuzu dinlendirip ney sesinin engin nameleriyle, mükemmel bir mekanda mutlu olduk.

Neyzen Oğuz Kağan Beye, saygıdeğer eşine ve dostum, Haluk Seki'ye ve Gramofoncu Ali Bey'e binlerce teşekkürler...:)

Umarım bu güzide mekânlar, bu yaz, turistik hüsrana uğramaz...  

........