Ankara'ya yakışmadı

Çok fazla söze gerek yok. Ankara'da hem Ankaralı'yı hem de Ankara'ya gelenleri hala aynı çile karşılamakta. AŞTİ'den iniyorsunuz gecenin bir vakti ve servis yok...

Ankara'da hayat erken biter malum bürokrat şehri, o yüzden de minibüs, otobüs de yok. Tek çareniz var o da taksi. Taksi çilesi ise ilginç. Önce otobüsün kapısından karşılıyor sizi taksiciler. Birden bir ilgi.. -Abi nasılsınız, hoş geldiniz. Ardından -malum servis yok- bir iki kişi bulursak sizin gideceniz tarafa uygun olur demeler.

Çareniz yok. Benimde yok. Haydi diyorsunuz gecenin ikisinde -gidelim bari. Bi pazarlık hakkınız var ve yapıyorsunuz. İstanbul'dan Ankara'ya geldiğiniz otobüs biletine anlaşıyorsunuz gideceğiniz yere. Şanslıysanız bu kadarla evinize gidersiniz. Ama taksicilerin parası az ise o anda işiniz zor. Birden taksi size -Abi sıradaki arkadaşa bırakayım sizi, onunla devam edin der. Siz de bozmazsınız sırayı, geçersiniz hizaya.

Sonra.... Yeni şöförünüz, açar taksimetreyi. Napıyorsun sen dersin. Biz anlaşmıştık. Biz mi der...... ne bizi, ne anlaşması.. Az önceki taksici arkadaşınızla anlaşmıştık. Taksimetre açılmadan şu fiyata gidecektik. -Beni bağlamaz, benimle mi anlaştınız der..

Neyse, çaresizliğin edebiyatını uzatmayayım. Ama olmuyor. Başkentte insanların çektiği bu soygun çilesi acele bitmeli. Umarım bir yetkili bu yazıyı okur. Ama lütfen makam aracı olmayan bir yetkili okumasın :))

Servis bulamıyorsan, taksiye bin, sözü çare olmuyor.