- Kategori
- Anılar
Anne ben geldim
Ayaklarında nerdeyse güç kalmamıştı. Bacakları sanki
kendiliğinden hareket ediyordu. On bir yaşındaki ciğerleri havayı
içeriye almadan dışarıya pompalıyordu. Nefes nefese kalmıştı.
Amcasının iplikçi dükkanından koşmaya başladığında
aklındaki tek düşünce biran önce onu görebilmekti, onu göreydi
isterse nefesi dursundu hiç umursamıyordu. Koşarken çarptığı insan-
lara bile dönüp bakmıyordu tek isteği yetişmekti. hızla dükkanların
önünden geçip Şıra Hanı’nın kapısına vardı.Biran durdu, baktı, içinden
“buradan gidersem daha kestirme olur” diye geçirdi, bir yandan da
korkuyordu daha önce tek başına geçmemişti .”Aman ne olacak.”dedi.
Hızla koşmaya başladı.Hanın içinden bir solukta geçip dar sokağa çıktı.
sokağı geride bırakıp ana caddeye vardığında karşıda hastaneyi görmüştü.
Kan-ter içinde hastanenin kapısına vardı, zor nefes alıyordu.Merdivenleri
hızla çıkarak kapıdaki görevliye “Anneme.”dedi. Ve duraksamadan merdi-
venlere yöneldi.Gücü tükenmişti birinci kata ancak varabildi. Sağdaki
koridorun sonunda, soldaki son odanın önündeydiler.Babası, ablaları ve
bazı komşuları hüzün dolu boş gözlerle oraya buraya bakıyorlar, konuş-
muyorlardı.Babası duvara yaslanmış, başını öne eğmiş öylece duruyordu.
O koca dev adam minnacık görünüyordu.Ablaları kapının yanında
bekliyorlardı.Kapının yanına gelene kadar onu kimse fark etmedi, usulca
ve birazda korkarak odaya girdi kapıda durdu.
Annesi, pencereye yakın bir yatakta yatıyordu, kolları iki yanda
ve sol kolunda iğneye bağlı ince bir hortum vardı. Hortum, yarı paslı beyaz
boyalı bir askıya asılı şişeye bağlıydı. içi ürperdi, korktu donup kalmıştı
hareket edemiyordu, odanın kapısında yere çakılı bir şekilde duruyordu.
O nu ilk fark eden büyük ablası oldu, yanına yaklaşarak
omuzlarından tuttu, eğilip onu kucakladı, saçlarını kokladı öptü, ağlıyordu
ama ağladığını belli etmek istemiyordu. ”Nasıl geldin. “ dedi. Cevap alamadı.
Gözlerini annesinin üzerinden ayırmadan “Anne” dedi. Sesi
öyle cılız çıkmıştı ki kendisi bile duyamadı.
Hızlı adımlarla yürüyüp yatağın ayak tarafındaki hemşireyi
geçerek annesine ulaştı. Çocukça bir düşünceyle ve istekle annesinin
gözlerini açarak ona gülümseyeceğini sanıyordu. Ayakta öylece annesine
baktı. Bütün heybetiyle karşısındaydı, sarılmak, öpmek, koklamak istiyordu ama bir yandan da korkuyordu.
Annesi hiç hareket etmiyordu
“Uyuyor“ diye düşündü.
“Anne ben geldim haydi aç gözlerini!” dedi.
Annesi o nu duymadı , duyamadı…