Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

13 Şubat '09

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Anne izin ver, babamla oyun oynayalım

Anne izin ver, babamla oyun oynayalım
 

...


Canım annem,

Beni dünyaya getirdin, koruyup kolladın. Sarıp sarmaladın. Kokladın öptün. Benim canımsın. Canımdan öte. Tıpkı ‘babam’ gibi. Anne izin ver, babamla oyun oynayalım.

Babam beni kucağına aldığında; lütfen ‘aman düşürme’ diye endişelerini sesli olarak dile getirme. Emin ol, bana bir şey olsa, o da en az senin kadar üzülür. Emin ol, o da beni koruyup kollar. Sarıp sarmalar. Ama sen izin vermezsen, bunların hiçbirini yapamaz. Hem düşünsene, sen –annem- olarak, emin ellerde olmama rağmen, babama güvenmezsen, ben ona nasıl güvenebilirim? Kimlere güvenebileceğimi, sizlerden, sizi gözlemleyerek öğrenebileceğim.

Bırak ben oynarken, bir gözü gazetede kitapta olsun, ne çıkar? Belki böylece, tek başıma oyun oynayabileceğimi keşfederim. Sen bana her şeyi anlatıyorsun. ‘Masa köşeleri sivri’ dikkatli ol. ‘Soba sıcak’ uzak dur. ‘Bardağı yere atma’ kırılır. Pek çok şeyi teorik olarak öğrendim. Ama yaşanmadan da olmuyor anneciğim. Sobanın sıcaklığını biraz yaklaşıp ‘hissetmem’ lazım. Masanın sivri köşesine’ dokunmam’ lazım. Kaydıraktan kayıp popom yere hızlıca deydiğinde , canımın ne kadar yanabileceğini ‘keşfetmem’ lazım.

Biliyorum çok araştırıyor, benimle ilgili her şeyi öğrenmeye çalışıyorsun. Mutlaka bir yerlerde okumuşsundur. Babalar, dış dünyayı temsil eder. Evimiz dışındaki dünyayla sağlıklı iletişim kurmam için babamın rahatlığına ihtiyacım var. Sen, her istediğimde yanımdasın. İstediğim an yanımda olamayacağını, ama yine de güvende olduğumu hissetmek için babama ihtiyacım var. Babamla ne kadar çok vakit geçirirsem, insanlarla o kadar kolay iletişim kurup, bulunduğum farklı ortamlara o kadar çabuk uyum sağlarım.

Biliyorum, temizlik yaparken çok yoruluyorsun. Ama izin ver, babamla etrafı dağıtıp, birazcık kirleterek oynayalım. Ve izin ver, sonra birlikte temizlik yapalım. Bir şeyler kirlense de ‘temizlenebileceğini’ öğreneyim. Birlikte temizleyerek’ işbirliğini’ öğreneyim. İzin ver, ‘kendime güvenmeyi’ öğreneyim. Bir şeyleri dağıtıp kirletsem de, temizleyebileceği; düşsem de ‘tek başıma’ kalkabileceğimi, yaralansam da, iyileşebileceğimi öğreneyim. Biliyorum, bunları bana sende öğretebilirsin. Ama ben yere düşünce, senin daha çok canın yanıyor. Bu, sana doğanın verdiği bir özellik. Ve ben bu özelliğin sayesinde, bu güne kadar kazasız belasız, sağlıklı bir şekilde büyüyebildim. Bunlar için sana minnettarım. Ama senleyken düşmeye korktuğum anlar oluyor. Senin canın daha çok yanacak diye...

Anne izin ver, babamla vakit geçirelim. Erkeksem, erkek gibi davranmayı öğreneyim. Kızsam, erkeklerin nasıl davrandığını gözlemleyeyim.

Bırak bir sorunla karşılaştığımda, babam hemen çözüm üretmesin. Bıraksın, birazcık ben düşüneyim. Belki aklım yeter, çözümü ben bulurum. Çözümleri bula bula aklım gelişir. Aklım yetmezse içgüdümü dinlerim. ‘İç sesimi’ duyabilecek kulaklarım gelişir.

Anneciğim, sen biraz dinlen. Çünkü; seni elimde olmadan çok yoruyorum. Seni yorgun ve bitkin görmek beni çok üzüyor. Biraz kendine izin ver. Oturduğun koltuktan kalkmadan bir bardak sıcak çayını iç, gazeteni oku, yatıp dinlen. Korkma, babam yanımda. Sen yokken bana çok iyi bakacak. Hem şimdiki babalar daha bilgili. O da en az senin kadar beni kollayacak. Hadi sen de babanı ara. Babalar gününü kutla. İyi ki babalarımız var anneciğim. İyi ki varsınız...

İmza: Çocuğunuz

 
Toplam blog
: 119
: 1401
Kayıt tarihi
: 11.02.09
 
 

Ben kimim? Tüm sıfatlarımın dışında doğduğum günden beri bu sorunun cevabını bulmak için sürekli ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara