- Kategori
- Anılar
Annem en çok Tütün Kolonyasını sever

RESİMDE DUA EDİYORUM GİBİ AMA DEĞİL !
Son dönemlerde çok dikkat etmedim evinde var mı yok mu ama, çocukluğumda eksik olmazdı evden. Misafirliklerin olduğu ve misafirlerin oturur oturmaz ellerine, evin küçük kızı tarafından kolonya döküldüğü günler. Annem tütün kolonyası bulundururdu daha çok…
…
Evimizde bizimle birlikte yaşlanan, kalın, kristal camlı, pe-re-ja şişeleri vardı. İçinde kolonya kalmadığında, şişeyi alıp kuruyemişçiye giderdik. En çok da bayram arefesinde hatırlanırdı kolonya şişelerinin boş olduğu. Evden biri kolonya doldurmaya yollanırdı. Genelde ben olurdum o kişi. Nejdet Naci Nurcan “sakarlıktan” yırtardı. Annemin tabiri ile “ o şişeleri gırar, sen daha atiksin, yörü oğol, guş gibi git-gel” derdi. (Yıllar sonra fark ettik Nejdet Naci Nurca'nın tembel ve sahtekâr olduğunu. Ablamlarla beni sömürüp durmuş. Ne kadar ev angaryası varsa, meğer bize yükmüş…)
…
Kuruyemişçiye giderken, cam şişenin ağzındaki plastiği koklardım. İllaki koklayanlar vardır., beni en güzel onlar anlar, onda koku asla bitmez.
…
Bizim sokağın başında kuruyemişçinin tezgahında iki tane kocaman damacana kolonya küpleri vardı. Biri limon, diğeri tütün kolonyası. “Kolonya dökme mevzusu” şimdiki genç nesle komik geliyor. Otobüslerde muavinlerin yolculara kolonya dökmesi, çocukların başlarına kolonya dökülmesi, dalga mevzusu genç nesil için. Eleştirmiyorum, yadırgamıyorum da. Zaten “umrumda da değiller” bu tarz konular için. Nasıl mutlu oluyorlarsa, olsunlar.
…
Bugün bu tütün kolonyasından bir hikaye çıkarmaya niyetim yok.
Sadece masamdaki tütün kolonyasını ellerime dökerken aklıma gelenleri paylaşmak istedim…
Kalın sağlıcakla, sevgiler…
Recai Nurcan
15 MART 2016 SALI