Annemin Enfes Baklavası

Bayrama sayılı günler kaldı, oldum olası bu telaşlı koşuşturmayı severim, bizim evde bayrama bir hafta, on gün kala bayram telaşı başlar. Bayram temizliği, baklava, bayram yemeği, bayram hediyeleri gibi içinde bayramı barındıran birçok eylem yapılır. Eğer gelen bayram şeker bayramıysa temizlik çok ince detaylı olmaz. Çünkü anneme göre Ramazan’da 30 gün oruç tutulduğu için beden fazla yorulmamalıdır! Ama gelen kurban bayramıysa o zaman –yine annemin tabiriyle- koyunun ipi bile yıkanmalı, her taraf dip bucak, dolap içlerine kadar temizlenmelidir. Adet işte! Arife gününden önce mutlaka bayram baklavası yapılır. Arife gecesi annem, ablam, ben zeytinyağlı yaprak dolmalarını sararken, laf dönüp dolaşıp şu an hayatta olmayan sevdiklerimize gelir, birkaç damla gözyaşı karışır asma yapraklarının arasına. Benim en sevdiğim an ise, baklavanın şerbetlendiği andır, daha şerbeti soğumadan sıcak sıcak enfes baklavayı mideme indiririm.

Artık bayramlar farklı, şimdilerde büyüyen yeni neslin 30 yıl sonraki bayram hatıraları, 5 yıldızlı bir otelde her şey dahil bir tatil paketi ve eşe dosta yollanmış birkaç yeknesak cep telefonu mesajları olacak. Tıpkı asırlardan beri süregelen Türk kahvesine burun kıvırıp, alengirli birçok ecnebi kahvesini bağrımıza bastığımız gibi bayramda çağa göre yeniden şekilleniyor. Ama bizim evde bayram, hala bayram gibi kutlanır. Kahve, likör, lokum, bayram bahşişi, geniş bayram yemekleri…

Bayram denince bayram baklavasından da söz etmeden geçemeyeceğim. Ben şanslı bir çocuğum çünkü annem müthiş bir aşçıdır. Mutfağımızda hünkar beğendiden, balık çorbasına, çiğbörek, köbeteye (serde tatarlık var da!), Waldorf salatasından, Ali Nazik’e, enginardan fajitasa her damak tadından yemekler vardır. Söylemesi ayıptır ama, bende böyle bir annenin kızı olarak hepsini yapmayı bilirim. Dışardan görenler için iyi eğitimli, modern bir kız olarak değerlendirilsem de bendeniz baklava bile açarım. (bebekte yaparım, kariyerde!) Annem bu müthiş yeteneğini biz üç kızına da geçirmiş. Yaklaşık on yıldır, annemin bel fıtığı sorunu arttığından beri her bayram baklavayı bendeniz yapıyorum. İşte size o enfes baklavanın tarifi;

Malzemeler:

1 kilo un, 2 yumurta, 2 çay bardağı sıvı yağ,2 çay bardağı yoğurt,4 çay bardağı süt, 1fiske tuz, nişasta(her katın arasına koymak için),yarım kilo ceviz içi. Haşlamak için;2tepsiye 500gram tereyağı. Şerbeti için;1,5 kilo şeker,1,5 litre su, yarım limon suyu.

Un, yumurta, yağ, yoğurt, süt, tuz karıştırılıp güzelce yoğrulduktan sonra hamur yaklaşık bir saat dinlendirmeye bırakılır. Dinlenen hamur 2ye ayrılır(bu tarif 2 tepsiliktir)Hamurun bir tepsilik olan yarısı, minik bezelere ayrılır(yaklaşık 45 beze oluyor)minik bezeler nişasta serpilerek açılır. Size tavsiyem eğer bu ilk deneyiminizse her bezeyi yemek tabağı kadar açın, aralarına nişasta serpin, 5 bezeyi üst üste koyup bir büyük kat haline gelene kadar açın. Bu yöntem daha kolay olur. Klasik olarak yapmak isterseniz her bezeyi tepsi büyüklüğünde açın, aralarına nişasta serpin ve isteğinize göre 5 ya da on katta bir ceviz içi koyun. Daha sonra baklavayı arzunuza göre kesin, tereyağını eritin, hatta kaynatın, burada önemli püf noktası yağın iyice ısınmasıdır, bunu anlamak için kaynayan yağdan bir kaşık alıp baklavanın bir köşesine dökün, eğer yağ döktüğünüz yerde kaynamaya devam ediyorsa yeterince ısınmıştır. Tereyağı baklavanın her yerine gelecek şekilde dökün ve pişmesi için orta hararetteki fırında pişirin. Pişen baklavayı soğuması için dinlendirirken, şerbetini hazırlayın, şeker ve suyu kaynatın, kaynama derecesine gelince limon suyunu ekleyip bir taşım daha kaynatın. Ve baklava iyice soğuyunca şerbetini üstüne dökün. İşte baklavanız hazır. Afiyet olsun, iyi bayramlar!

(Birkaç tepsi yapıp 13 Ocak’ta blog buluşmasına mı getirmeli acaba?)