Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '12

 
Kategori
Antalya
 

Antalya - Keleiçi Turizm Bakanlığı FİJET tarafından Altın Elma (Turizm Oskarı) ödülü almış.

Antalya - Keleiçi Turizm Bakanlığı FİJET tarafından Altın Elma (Turizm Oskarı) ödülü almış.
 

kaleiçi


Antalya – Kaleiçi

Keleiçi restorasyon çalışmalarından dolayı Turizm Bakanlığı'nı 28 Nisan 1984 de FİJET tarafından Altın Elma (Turizm Oskarı) ödülü verilmiştir.

Antalya’nın dünyaca da tanınan bölgesi Kaleiçi adını yalın bir gerçekten, muhteşem Helenistik, Roma Bizans ve Selçuklulara ait surlarla çevrili olmasından almış.

Kaleiçi günümüzde, eğlence yerlerinin, pansiyonların, restoranların, hediyelik eşya satan dükkânların ve antika halısatan mağazaların bulunduğu bir turizm merkezi olmuştur.

Ayrıca Kaleiçi'nde bulunan tarihi camiler arasından en ünlüsü, Antalya'nın da simgesi olarak görülen Yivli MinareCamii'dir.

Surlardan günümüze şehrin içindeki birkaç burç ile Hadrian Kapısı ve yanındaki kuleler, limana bakan büyük kule ve liman surlarının bazı parçaları kalabilmiştir. İki surdan biri yat limanını, diğeri şehri at nalı gibi kuşatır. Kale Kapısı Meydanı'nda ayakta kalan kulelerden birisi saat kulesi olarak kullanılmaktadır.

Surların kente girişi sağlayan dört kapısı vardır.

Kaleiçi bugün Antalya'nın "Tarihi Çekirdek Kenti" olan ve "Kaleiçi" adıyla tanınan semti büyük bir kısmı yıkılmış ve yok olmuş iki surla çevrilidir.

İç sur, yarım daire şeklinde yat limanını kuşatır.

Restorasyon çalışmaları sonucunda Kaleiçi, pansiyonları, barları, çarşısı ile turizm merkezi haline gelmiştir.

Liman ise yat limanı olarak düzenlenmiştir.(alıntı)

Uzun yıllar önce Antalya’ya taşındığımızda bana masalsı bir şehir gibi gelmişti, bu Akdeniz’in en güzel şehri. Palmiyeli caddeleri beni büyülemişti, denizi, çarşıları, insanları… Bana her şey yeniydi, enteresandı…

Bu şehri; daha öncelerde turist olarak geldiğimde, alıcı gözle bakmadığımdan olsa gerek! Taşındığımızda fark etmiştim. Ne kadar gariptir ki, Antalya’yı görür görmez sevmiştim.

Sonra kaleiçine gitmiştik.

Kaleiçi beni çok etkilemişti.

Dar sokakları, pansiyonları, Osmanlı konaklarına benzeyen evleri, binaların altındaki turistik eşya satan küçük mağazaları, turistleri, eğlence yerleri…

Değişikti ve çok güzeldi.

Halada öyle tabi ben ilk izlenimlerimi anlatmak için böyle ifadeler kullanıyorum.

Yine Antalya’ya gittiğimde kaleçine sıklıkla gidiyorum çünkü. Seviyorum oraları. Nasıl sevmem ki. Her tarafından tarih fışkırıyor…

Türkiye’nin bütün şehirlerini tek – tek incelediğinizde eski uygarlıkları görüyorsunuz. İnanın Antalya için bu biraz daha farklı. Antalya’yı tanımaya çalıştığınızda; antik çağlardan, bu güne kadar yaşanmışlarlar çok ve çok değişik!

Antalya denilince aklımıza turim geliyor ama Antalya denildiğinde akla gelebilecek diğer büyük değerde antik kentleri…

Bir turizmci ve bir yazar olarak bana çok hitap eden bir şehir. Oradan kopmama imkân yok, onun içinde zaten Antalya ve İstanbul’da ortak yaşıyorum…

Bu sıralar, yani turizmi bıraktıktan ve yazılarıma ağırlık verdikten sonra; yazları bir süre gelemiyorum.

Sıcak beni perişan ediyor o kadar.

Antalya’lılar; bağlara, yaylalara gidiyorlar. Turistlerde zaten güneş, deniz ve kuma geldikleri için hiçbir problem olmuyor…

Antalya, Akdenizin incisi, Kaleiçi’de Antalya’nın değerli bir taşı…

İsmini siz koyun ama mutlaka kıymetli bir taş olsun…

Antalya'nın Muratpaşailçesi sınırları içerisinde yer alan deniz ve kara surları tarafından kuşatılan kent merkezi'ne verilen isim'dir.

Kaleiçi'nin sokakları ve yapıları Antalyatarihinin izlerini günümüze kadar getirmektedir.

Eski evlerin önemi sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda insanların yaşam şekli, davranışları, gelenekleri ve sosyalyönleri konusunda da çok yararlı bilgiler aktarmaktadır.

Kaleiçi'nin sokaklarıdardır.

Çoğunlukla limandanyukarılara doğru, dış surlar yönünde uzanırlar.

Evler sahiplerinin ekonomik güçleri ve kullanılış amaçlarına göre farklılık gösterebilmektedir.

Fakat ortak özellikleri çoktur.

Genellikle yığma taştan ve ağaç bağlantılı olarak yapılmışlardır.

Hepsinin bir sokak cephesi ve bir de sokak görmeyen bahçesi bulunur.

Sokağa bakan yüzde, ilk katta çok az pencere vardır.

Üst katta ise "Cumba"denilen ve hem ev, hem de sokak mimarisine uygun olarak yapılmış çıkmalar vardır.

Bu çıkmalar ağaçsüslemelerle bezenmiştir.

Evlerin merkezini, zemin katta, bahçeye açılan ve taş zeminli "Taşlık"lar oluşturur. Bu taşlıklarda ağaçtan dinlenme kanepeleri vardır.

Buralardan zemin kattaki odalara geçilebildiği gibi, üst kata da bir merdivenleulaşılır.

Zemin kat evin daha çok hizmet bölümüdür.

Depo, mutfak gibi görevi olan odalar buradadır.

Üst kat ise yaşam içindir.

Üst katın odalarının pencereleri daha büyük olduğundan dolayı daha aydınlıktır. Çoğunlukla bu odalarda üst üste iki sıra pencere vardır.

Üst pencereler camsız olup ağaç kafeslerden oluşmakta, alt pencereler açılıp kapanabilir türdendir.

Cumbaların üst pencerelerinde küçük boyutta ve genellikle renkli camlar bulunur. Kaleiçi'nde birçok ev aslına uygun restoreedilmiştir.(alıntı)

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....