Antalya'da yaşamak şansı...

Geçenlerde, bir MB yazarı arkadaşım sevgili Tülin Aksoy, yazdığım şiir ve yazılardaki hüzne işaret ederek, biraz uyarmış beni; "hüznün fazlası zararlıdır" diye...

Onun uyarısını dikkate alarak; yaşadığım şehre ilişkin güncel birkaç satır yazayım dedim...

Harika bir bahar mevsimi yaşıyoruz Antalya'da...

Alışıldık mayıs sıcakları bastırmadı henüz. Yağan yağmurların yetersiz olduğunu söylüyor bilen kişiler. Kesinlikle inanıyorum, doğrudur...

Polyannacılık sayanlar olabilir; Ama biz sade vatandaşlar yağışları geçen seneyle, önceki seneyle kıyaslayınca; mutlanıyoruz, umutlanıyoruz, iyimserlik çöküyor ruhumuza...

Özlediğimiz yağmurlar yağıyor sanki; toprak kokulu, ardından güneşi getiren...Yeşiller, daha yeşil ve daha parlak yeşil sanki bu yıl...

Önce mimozalar, portakal-limon çiçekleri, sonra sümbüller, leylaklar, ardından hanımellerinin kokuları derken, şimdi de iğde çiçekleri buram buram kokar oldu. Balkon, teras keyiflerimiz başladı bile..

Güneşin batmasına yakın saatlerde , yeşilin binbir kokusu çöküyor akşamlara...

Göçmen kuşlar çoktan yeni mekanlarına alışmışlar, neşeyle uçuşmaktalar insana yakın, toprağa yakın...

Anlamaya çalışıyorum minik serçelerin ve adını bilmediğim diğer kuşların ne konuştuklarını; Yürüyorsam duruyorum, konuşuyorsam susuyorum, belki şen gevezeliklerinin sırrını çözerim diye...

Bu şehirde yaşamak gerçekten bir büyük şans, bir ayrıcalık...

Ne zaman denizle buluşsa gözlerim, sanki ilk defa mavi suları görüyormuş gibi mutlanıyorum... Körfezi kucaklamış Torosların manzarası adeta bir masal ülkesine aitmiş gibi büyülüyor beni her defasında...

Dalgalı, köpüklü kıyıları...

Düden' in Akdeniz'le buluştuğu falezler; şelalenin suda yarattığı hareketlilik ve güneşli günlerdeki gökkuşakları...

Şehrin içinde denize bu denli yakın olmak...

Nehirler, dereler, ormanlar ve dağlarla içiçe olmak öyle özel bir durum ki...

Ressam olsaydım eğer; çizerdim, renklerle anlatırdım tablolarca Antalya'yı...

Yazar olsaydım; bu şehrin güzelliklerini ve bu şehrin aşklarını yazardım romanlarca...

Şair olsaydım eğer; şiirler yazardım gündoğumlarında, günbatımlarında...Şiirler yazardım; Antalya'da doğan ve yiten sevdaları anlatan.....

Bir bestekar olsaydım hele; besteler yapardım ruha dolan... Bu şehrin mavisiyle, yeşiliyle beslenen sevgileri dile getirirdim, nota nota, nağme nağme... O şarkıları çığlık çığlığa söylerdim gönül sesimle, sevgiyle, Akdeniz'e doğru...

Tabii ki trafik, tabii ki alt yapı , tabiiki tahrip olan doğal güzelliklerimiz ve sürekli eksilen yada değerlendirilemeyen doğal kaynaklarımız ve nice problem var yaşanan, ama...

Dedim ya ; bugün hüzünden uzak birkaç satır yazmak istedim...

Antalya'da yaşama şansı olmayanlara biraz nisbet gibi oldu bu yazı galiba...

Ben yaşarken tadını çıkarıyorum bu şehrin, darısı dileyenlerin başına!