Antalya'ya yapılanların adı hizmet mi?

Hafif Raylı Sistem anlayışına kim hayır diyebilir?
Böyle bir iddiası olan mı var?
Biz neyi ileri sürüyorduk?
“Antalya’da hayata geçen projelerin hiç birisi, kentin asli sahipleri olan sivil toplum kuruluşlarının bilgisi ve görüşlerine baş vurulmaksızın hayata geçmektedir.”
Dolayısı ile “ben bilirim” yollu yaklaşımlar kenti mahva sürüklemektedir.

Ben bir Antalyalıyım.
1994 yılından beri Antalya’da yaşıyorum.
Bu denli rezil düzeyde belediye hizmetlerine hiçbir dönemde tanık olmadım.
Bir tramvay safsatası ile kendisini hizmet vermekle niteleyen bir Belediye Başkanına sahibiz.
O tramvay denilen ucubenin hayata geçmesi ile birlikte Antalya’da rezil bir trafik yaşanacağını görmek için kahin olmak gerekmiyor.
Zaten dar olan yolların tam da orta yerine, yolları iyice sıkıştırarak yapılan bir ucube.
Güzergahı ise hiç olmaması gereken bir noktada.
Bir başka somut gerçek ise şudur.
Böyle bir tramvay hizmetine Antalya’nın ihtiyacı yok.
Yiyorsa, yer altından yapsaydı.
Köklü bir çözüm olurdu.
Hizmet anlamı kazanırdı.
Şimdi yapılan ise külliyen iş güzarlık.
Yandaşları zengin etme operasyonu.
Hizmetle falan alakası yok.
Aynı şekilde yapılan o rezil alt geçitler.
Adına “hizmet” diyorlar.
Ben de “yuh” diyorum.
Antalya’nın hangi trafik sorununu çözmüş alt geçitler?
“Trafik sorununa melhem oldu” diyen varsa beri gelsin.
Gözümüzde mi kör?
Her gün Antalya’nın bir ucundan bir başka ucuna gidiyorum.
Hiçbir yerde trafik yürümüyor.
Alın işte bu günü, bir yağmur daha yağdı ve trafik allak bullak, felç.
Bunca rezilliğe tanık olurken biz bu duruma övgü mü yağdıralım?
Son beş yıldır, özellikle Antalya, tam bir rezillik abidesi oldu.
Çağdaş hizmet namına dile getirebileceğimiz tek bir şey yok.

Bakınız, geçtiğimiz dönemlerde bir DYP’den Hasan Subaşı Belediye Başkanlığı yapmıştı.
Sonrasında CHP’den Bekir Kumbul Belediye Başkanlığı yaptı.
Bekir Kumbul dönemi Antalya’nın kayıp yılları oldu ve zaten CHP’de geçen dönemde aday yapmadı Bekir Kumbul’u.
Ama Hasan Subaşı döneminde Antalya adam gibi kimi hizmetleri gördü.
Bu gün var olan Kültür Park için neden eleştiri getirmiyoruz.
Koca bir Kültür Merkezi yaptı..
Hemen yanı başına Cam Piramit Kongre ve Fuar Merkezini onca sıkıntıya rağmen hayata geçirmeyi başardı Hasan Subaşı.
Bu gün Antalya Kültür Park son derece çağdaş bir mekan.
Yeşilin bol olduğu, ailelerin keyifle dolaştığı, yaz aylarında bitmeyen fuarların yapıldığı tam bir çağdaş ortam.
Ama Menderes Türel Beyefendi ne yaptı?
Alt Geçit denen ucubelerini hayata geçirmek için Kültür Parktan kaç dönüm arazi istimlak etti?
Yazık değil mi?

Antalya’da bir başka yatırım ise Beach Parktır.
Bu gün Antalya’nın eğlence ve dinlence mekanı haline gelmiştir Beach Park.
Birbirinden güzel onlarca restaurant ve eğlence mekanları Antalyalıların ve dışarıdan gelen turistlerin ilgi odağı olmuştur.
Eksikleri yok mudur?
Kuşkusuz vardır.
Ama önemli olan zihniyettir.
Böyle bir mekan Antalya’nın ihtiyacı değil miydi?

Bunlar gibi birçok örnek verebilmek mümkün.
Ama dönün Menderes Türel dönemine bakın.
Marifetmiş gibi Alış Veriş Merkezleri ile kenti dolduruyor.
O yetmiyor, alt geçit denen ucubelerle kenti donattı.
Yetmedi, zırvadan bir tramvayla güya Antalyalılara hizmet götürüyor.
Hepsinden vaz geçtik şehrin göbeğine yapılan stada ne demeli.
Dünyada tek bir tane örneği varsa göstersinler.