Antalyaspor'a biraz ayıp olmuyor mu?

Hocası Mehmet Özdilek, aralıksız 5 sezondur takımın başında... Bu yönüyle, Türkiye Süper Ligi'nin en istikrarlı takımıdır Antalyaspor...

Bu sezonun ilk 3 haftasını 3 mağlubiyetle kapamasına rağmen, oynadığı 21 maçta topladığı 33 puanla, ligin 2.sırasına kadar çıkmıştır bu takım... Hatta, geçen hafta Galatasaray'ı da yense, liderle arasında yanlızca 1 puan kalacaktı; Antalyaspor'un...

Ligin 9.haftasında, Kadıköy'de 3 - 1 yendiği Fenerbahçe'nin, tam 47 maçlık yenilmezlik serisini de yine aynı Antalyaspor bitirmişti.

Gel gelelim, bunca başarısına karşılık, Antalyaspor, ne Türkiye'nin en iyi futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen'den, Ne Sergen Yalçın'dan, ne de başkaca değerli bir futbol adamımızdan hak ettiği övgüyü alabildi... Öyle ya... Bir Anadolu takımı, daha ne yapabilirdi ki? Ligin lideri olabilmek için, ne yeterli maddi imkana, ne taraftar desteğine, ne de onları oralara itebilecek bir medya gücüne sahipti; bu mütevazi takım....

Bırakın başka şehirlerdeki futbol sevdalılarını; Antalyalıların kendileri bile, adam akıllı sahip çıkmadı, çıkamadı bu takıma... O Antalya ki, Türkiye'nin hem turizm başkenti, hem de Akdeniz'in en zengin şehriydi... İstanbul'un en elit ekonomi sınıfı, sosyete takımı, en kaymak tabakası hem yerleşim, hem de ticaret merkezi yapmıştı bu şehri... Antalya'yı Türkiye'nin 1 numaralı cazibe merkezi haline getirmişlerdi üstelik...

Ancak, bir şehri, en iyi, en hızlı, en ekonomik biçimde tanıtmanın ancak futbolla mümkün olabileceğinden habersizdi; şehrinin futbol takımına ihanet eden, Antalyanın hem yerli hem de sonradan şehre katılan sakinleri; ne yazık ki...

Futbol, bırakın Dünyayı, Türkiye'de bile milyar dolarların havada uçuştuğu bir futbol endüstrisine dönüşürken, Antalyaspor'u, hak ettiği yere taşımaya, bir tek Mehmet Özdilek ve etrafında toplanmış bir avuç futbol kahramanı, yeter miydi hiç? Tabi ki yetmeyecekti...

Özellikle 3 Temmuz 2011'de patlayan şike skandalının ardından, 1, 5 yıldır sürekli aşağıya doğru ivme kazanan futbolumuzun, 1,5 yıldır çamur deryasında debelenip duran meşin yuvarlağın, bu süreçte gördüğü en parlak değeridir, parlayan yıldızıdır Antalyaspor... Tabi ki, bu değeri bilen ve farkedenler için...

Her ne kadar Antalyaspor, özellikle bu sezon gösterdiği üstün performansıyla hak ettiği saygı ve övgüyü Türk Futbol Kamuoyu'ndan layıkıyla alamadıysa da, en azından ben, bu yazımla kendilerine Türk Futbolu'na kattıkları renk ve kişilik için, çok teşekkür ediyorum.

Ve dilerim ki, sezon sonuna kadar taşımayı başaracağı üstün performansıyla bu güzel takım, ligimizi ilk 4 sırada bitirip ülkemiz adına Avrupa kupalarına katılabilir.

 Şu an biraz geride kalmış gibi gözüken hallerini, hocaları Özdilek, bir fırsata dönüştürülebilirse, bu başarılı takım, sezonu rahatlıkla ilk 4 içinde bitirebilir. Bence bitirmelidir de...

Çünkü Türk Futbolu'nun parlak geleceği, yeni yeni Antalyaspor'lar çıkabilmesine bağlı... Çünkü Antalyaspor'un başarısı, Anadolu Futbolu'nun kendisini hızla geliştirmesinin en kestirme yollarından biridir.

Türk Futbolu'na gönül vermiş, ülke futbolumuzun kalkınmasına baş koymuş tüm futbol idealistlerimizi, Antalyaspor'u desteklemeye, Antalyaspor'larımızın arkasında durmaya davet ediyorum.

Çünkü Antalyaspor ve içinde başarı potansiyeli taşıyan tüm Anadolu takımlarımız, bu desteği fazlasıyla hak ediyor. Bize düşense, haklıya hakkını teslim etmektir. Var mı bunun ötesi?

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.