Devran döndü, (Part 2)

Bundan önceki yazımda Fenerbahçe'nin, son 10 yılı domine eden ekonomik üstünlüğünü Galatasaray'a nasıl kaptırdığından bahsetmiştim. Bugün ise bu bu dönemde Fenerbahçe yönetiminin yaptığı yanlışlardan ve çözüm yollarından bahsedeceğim.

Fenerbahçe yönetimi ve özellikle Aziz Yıldırım, Türk Telekom Arena'nın inşaatı sırasında buna engel olacak herhangi bir davranışta bulunmamıştır ki, bence bu Türk Futbolu için doğru bir hareketti. Ancak ne yazıkki Fenerbahçe lehine, bir iyileştirme için de çaba sarfetmemişlerdir. Böyle bir durumda yapılması gereken, bir şekilde stadın tapusunu, bedelli de olsa almak olmalıydı. Bu dönemde tarihi bir fırsat yönetim vizyonsuzluğu ya da kendine aşırı güven yüzünden kaçmıştır.

Sonuç olarak Galatasaray öyle ya da böyle hem gelir, hem seyirci ortalaması, hem transferler, hem de prestij açısından Fenerbahçe'yi geride bırakmıştır. Olan olmuştur, o yüzden Fenerbahçe Camiasının yapması gereken, bu yarışta tekrar öne geçmek için gerekli hamleleri yapmaktır. Hem gelir hem de seyirci açısından, bu işe önce stattan başlamak gerekir. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı Fenerbahçelilerin yüz akıdır. Kendi alın teriyle yapılmış ve devletten yardım istenmemiştir. Ayrıca stadın arazisi en başta kulübe aitken, daha sonra GSGM’ye geçmiştir. Hatta eski tapu kulübün arşivinde mevcuttur. Tüm bu gerçekler ortadayken Fenerbahçe'nin hala kendi yaptığı tapulu stadında kiracı olması pek te adil değildir. Öncelikle bu konuda bir şeyler yapılmalıdır. Gerekirse bu konuda bir hareket başlatılmalı, kamuoyu bilinçlendirilmeli ve sonuca ulaşılmalıdır. Fenerbahçe’nin ekonomik geleceği için bu aşılması gereken en önemli eşiktir.

Benim kombinem maraton tirbününden. Bilmiyorum hiç Söğütlüçeşme tarafından stada geldinizmi? Ben size şöyle anlatayım, öncelikle stada paralel geçen otoyola çıkmak için patika gibi bir yerden tırmanmak zorundasınız, çünkü yandaki dar merdiven asla o kalabalığı kaldırmaz. Sonrasında da arabaların içinden geçip stada ulaşırsınız. Oradan geçen araçlar dakikalar boyunca, 50 metre mesafeyi alamazlar, çünkü bir insan selinin ortasında kalırlar. Dünyada hiçbir stadın izdüşümü bir sokağın ortasına gelmez. Bu durumun düzeltilmesi gerekmektedir. Eğer bütün maçlarda stadın tamamen dolması isteniyorsa öncelikle stada ulaşımın işkence halinden çıkarılması ve stadın albenisinin artırılması gerekmektedir. Çözüm olarak şu anda Taksim’de ve daha öncede Çağlayan’da yapıldığı gibi yollar yerin altına alınmalıdır. Bu şekilde stadın iki yanında da insanların toplanabilecekleri ferah meydanlar oluşturulmalıdır. Eğer bu şekilde bir düzenlemeye gidilirse ve bu da artık yılan hikayesine dönen Kenan Evren Lisesi projesiyle kombine edilebilirse, Fenerbahce Stadı uzun yıllar, başka hiçbir revizyona ihtiyac duymadan hem spor hem de diger aktivitelerin yapılabildiği bir kompleks haline gelebilir. Ayrıca Kadıköy – Kartal metro hattından mutlaka satada bir bağlantı yapılmalıdır. Bu yıl Marmararay da tamamlandıktan sonra, karşı taraftan gelen taraftarlar için ana ulaşım yolu olcak bu hattın böyle bir bağlantıya ihtiyacı olacaktır. Seyrantepe’ye metro hattı çeken devletten aynısını beklemek çok anormal olmamalıdır. Son olarak tüm bunlar yapılırsa, statta yaşanacak talep artışını da karşılamak üzere, kale arkası tirbunlerinin yüksekliğinin, maraton ve 1907 tirbünlerine eşitlenerek, kapasitenin artırılması çok yerinde olur. Bir de bunun üzerine stadın üstüde kapanabilirse mükemmel olur ama o daha sonrayada bırakılabilir. Gerekirse tüm bunlar için stat bir seneliğine kapatılmalı ama daha sonrasında stad tüm bu düzenlemelerle, gelirini ve keyfini artıran, Fenerbahçe kulübüne ait, Avrupa’nın sayılı statlarından biri haline gelecektir.