Anti -İstanbul

Başlığa bakarak İstanbul düşmanı olduğum düşünülmesin sakın aksine İstanbul’u çok severim Ancak artık bazı şeylerin bu ülkenin gündemine yeterince gelmediği çok açık Dünkü süper final Gs-Fb  maçından sonra Adana, Bursa, Gaziantep’ te hatta Anadolu’nun tüm şehirlerinde taraflar arasında olaylar çıktı. Ancak işin ilginç yanı bu Şehirlerin hepsinin takımları vardı ve bu kadar destek görmüyorlardı. Sürekli duyuyoruz süper lig takımları bilet fiyatlarını 3-5 TL yapsalar bile tribünler dolmuyor ama Almanya’da Borussia Dortmund ortalama 80 bin kişi ile oynuyor ve sonucunu lig kupası ve Almanya kupası olarak alıyor.İngiltere, Almanya, İspanya gibi dünya futboluna yön veren ülkelerde herkes kendi şehrin takımını tutuyor hatta 3. ligde olsa bile bu insanlara Bayern’i Manchester’i Barcelona’yı tutturamazsınız. Böylece şehrinin takımını tutan bu insanlar kendi kulüplerin gelişimini sağlar ve dünyanın en büyük ligleri böyle oluşur.

Ama ülkemizde ne yazık ki insanlar, kendi kentinin takımını değil de, mutlaka bir İstanbul takımını tutma zorunluluğu yaşıyorlar. Kendilerine bir kimlik ihtiyacı hissediyorlar. O gruba, o kimliğe bürünmek istiyorlar. Tutulan bu İstanbul takımının günümüz şartlarında olası başarısından kısa yoldan pay sahibi olmak istiyorlar. Kendi kentinin küçük takımını tutup ne yapsınlar...

Son olarak ülkemizde taraftar sayılarına bakarsak birileri çıkar 81 ile sahip 75 milyonluk ülkede benim taraftarım 25 milyon der. Birileri 35 milyon der.  Bu  saçma değil mi?  Herkes  kentinin takımını tutsa o aldığınız lisanslı formalar sadece İstanbul takımlarının ceplerine değil de kendi şehrinizin takımına gitse güçler yani parasal anlamda güçler eşit olsa Türk futbolunda belirli aşamalar kaydedilmeyecek mi?.

Ülkemizde ise bu durum yeni yeni oluşmaya başlıyor desek çok ta abartmış olmayız herhalde çünkü Bursa da Kocaeli, Sakarya Adana’ da yerel takım taraftarları bu durumu gündeme getirip tartışmaya başladılar bu bile büyük bir aşama olarak görüyorum ve tüm Türkiye’ye yayılması dileğiyle...