Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '07

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Apartmanın önünde musalla taşı

Apartmanın önünde musalla taşı
 

Bizim sokakta bir apartmanın önünde dayanıklı olur diye betondan bir masa yapmışlardı yıllar önce. O kadar kaba yapılmıştı ki, masa olduğunu anlamak olanaksızdı. Birgün babaannem oradan geçerken görmüş ve sormuştu: “O apartmanın önündeki musalla taşı mı” diye. Biz de durur muyuz hemen senaryoyu kurmuştuk bu soru üzerine: “Buralarda yer olmadığı için musalla taşını sırayla apartmanların bahçesine koyuyorlar. Her yıl bir apartmanın önüne kuracaklar, üç yıl sonra bizim apartmanın önünde olacak”

Bu şakayı bir süre sürdürmüştük ve sonra söyledik mi, onu anımsamıyorum. Oradan her geçtiğimde görür ve bu şakayı ve babaannemi düşünürdüm. Bugün dışarıya çıktığımda o beton masayı göremedim ve o şaka geldi aklıma. Ne kadar estetikten uzak olduğunu o apartmandakiler de farketmiş olmalılar ki, kaldırmışlar.

Bu beton masa, apartmanların çevresindeki özensizliklerden bir örnekti yalnızca... Elimizi bile değdirmekten iğreneceğimiz eski koltuklar, kanepeler apartmanların bahçesine sanki kullanılacakmış gibi bırakılmışlar. Evlerin önü duvarla yoldan ayrılmış. Bahçe gibi görünseler de viran haldeler, bakımsızlar. Oysa o alanlar ciddi sıkıntı olan otopark sorununu çözmek için kullanılsa bile daha estetik görünebilirdi.

Apartmanların balkonları şehir estetiğinin bir başka kanayan yarası. Balkonların bazıları kapatılarak apartmanları çirkinleştirmiş, diğerleri de evden atılmak üzere ayrılmış ama kıyılamadığı için atılamamış eski eşyaların, araba lastiklerin deposu olarak kullanılıyor. Evlerin içini, en güzel olsun diye her noktasını yeni baştan yaptıranlar, evlerinin dıştan bu kadar çirkin olmasından rahatsız değiller.

Balkonlar, pencereler çanak antenlerle doludur. Apartmanlardaki daireler anlaşıp ortak çanak anten kurduramadıkları için herkes kendi çanaklarını balkonlarına, pencerelerine, çatıya kurarlar. Bundan yalnızca çanak anten üreticileri kazanır, insanlar zarar eder, şehir estetiği bozulur. (İtiraf: Benim balkonumda da çanak antenler var)

İşyerlerindeki klimalı yaşamdan çıkıp akşam evlerine geldiklerinde o klimalı ortamı aradıkları için evlerde de yaygınlaşan klimalar evlerin duvarlarını çirkinleştiriyor. Klima fiyatlarının oldukça düşük olması iyice yaygınlaşmasını sağlayacağı için önümüzdeki yıllarda evlerin duvarları korkunç bir duruma gelecek.

Binalar yapılırken yeteri kadar denetlenmediği için son iş olan çatılar çok özensiz yapılıyor. Apartmanlarda yaşayanlar için çatı onarımları ciddi bir maliyet getirdiği için estetik harcamalara sıra gelmiyor.

Şimdi yeni yapılan apartmanların dışına bol renkli malzemelerle ne olduğu belli olan desenler veya ne olduğunu anlamanın olanaksız olduğu figürler içeren korkunç görünen dış kaplamalar yapılıyor. Bunlardan bazılarının bir süre sonra sadeleştirildiğini görüyoruz. Çünkü haklı olarak böyle bir apartmanda oturmaktan utanıyorlar ve yeniden yaptırıyorlar.

Apartmanların dış cephelerinin kalitesiz boyalarla boyanması çok kısa zamanda yeniden boyanmasını gerektiriyor. Bu da geciktiği için her tarafta çirkin binalar görüyoruz.

Yapılması tamamlandıktan sonra yıllarca sıvanmayan binalar özellikle İstanbul’da çok fazla. Şehre bir bakınca kırmızı tuğla renginin ne kadar baskın olduğunu görüyoruz. Binaları sıvatmayan bazılarının haklı maddi nedenleri oluyor. Hali vakti yerinde olmasına karşın estetik kaygıları olmadığı için sıva yaptırmayanların sayıları da hiç az değil.

Sokağımızdaki “musalla taşının” kaldırılmış olması estetik açıdan olumlu bir adım, darısı başka çirkin apartmanlara...

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..