Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '07

 
Kategori
Sinema
 

Apokalipto

Apokalipto
 

Mayalar,kayıp bir uygarlık…

Azteklerin ve İnkaların atası…

Hafızam beni yanıltmıyorsa eğer yıllar önce bir belgesel izlemiştim Mayalar ile ilgili. Avcılık yeteneklerini, savaşçı özelliklerini ,köyden site-devlete dönmelerini anlatıyordu.

Gelişmiş bir uygarlık olduğunu , matematikle ilgilendiklerini, ilerlemiş yazı teknikleri bulduklarını ve hatta dünyanın 365 gün döndüğünü Kristof Kolomb’dan önce keşfettiklerini öğrenmiştim.Bir de ormanların kılına bile dokunmadan büyük piramitler inşaa ettiklerini 600 yüzyıl önce…

Sonra ne olduysa oldu birdenbire yok oldular.Hem de yemeklerini bile masalarda bırakarak..

Bilimadamları onca araştırmalara rağmen ortadan kayboluşları hakkında net yanıtlar veremedi.Kabile savaşları,kuraklık,hastalık,İspanyol istilası gibi nedenlere dayandırılsa da hala daha net cevaplar verilemiyor.

İşte bu gizemli uygarlık bu hafta vizyona giren ‘Apakolipto ‘filmi ile tekrar gündemde…

Üstelik Mel Gibson’nın anlatımıyla…

Biraz kanlı ama belgesel tadında….

‘Jaguar Pençesi ‘minik oğlu ve hamile eşi ile birlikte kabilesiyle yaşamaktadır.

Köy halkı gayet sakin ,neşeli bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedir. Ormanda avlanırlar,şakalaşırlar, sevişirler.Hatta bol çoçuk yapmak için uğraşırlar! (Demek ki sadece bizim topluma has değil, Mayalarda bile var çok çoçuk!.)

Derken bir gün ormanda ürkek, bir şeylerden kaçan başka bir kabile ile karşılaşırlar .Onların gözlerindeki korkuyu görür ‘Jaguar Pençesi’.İçini endişe kaplar.Haksız olmadığını ertesi gün anlayacaktır.Huzurlu köyü ,Krallığın askerleri tarafından saldırıya uğrar.Köy, yerle bir edilir. Hayatta kalanlar ise tanrılara kurban edilmek amacıyla büyük kente götürülmek için yola çıkarlar.Jaguar pençesi de aralarındadır.Şansı yaver gider ve bir şekilde kurban olmaktan kurtulur. Bu kez de hayatta kalma mücadelesine başlar bir kuyuya sakladığı karısını ve oğlunu kurtarmak için….

Kısaca öykü bu..

Film baştanbaşa unutulmuş Maya dilinde olmasına rağmen akıcı temposu ile sizi sıkmıyor ve sinema salonuna yakışır bir görsellik sunuyor.

Son dönemlerde Amerikan Yönetimine karşı olan yönetmenlerin farklı yollardan da olsa Bush’a gönderme yapma modasına Mel Gibson da uymuş ve Mayaların insan kurban etmesini, Bush’un Irak’daki Amerikan askerlerini kurban etmesine benzetmiş.

Kurban etme töreni filmin en etkileyici aynı zamanda en kanlı sahnelerinden biri bu arada.

Maya krallığının merkezindeki dev kırmızı piramitin üstündeki kutsal kişi kralın , kraliçenin , çoçukların ve halkın önünde kurbanın kalbini söküp kafasını gövdesinden ayırıyor..Çığlıklar eşliğinde önce kafasını halka atıyor sonra da kurbanın cansız bedenini…

Güneşi kanla doyuruyor ki kuraklığı bitirsin, hastalıkları sona erdirsin diye…

İçiniz kaldırmayabilir tabii bu görüntüyü..Zira pek de iç açıcı değil….

Bana göre filmin en ‘damar ‘sahnesi Jaguar Pençesinin krallığın askerlerinden kaçış sahnesi.

Gereksiz uzayan koşu sahnesine kuyuya dolan yağmur suları ile birlikte karısının doğum yapması da eklenince film inandırıcılığına şüphe düşürüyor.

Günümüzde yaklaşık 6 milyon Maya Orta Amerika’da hayatlarını sürdürüyor. Üstelik Katolik olmalarına rağmen hala yerel dillerini ve bazı gelenek göreneklerini devam ettirerek….

Filmden notlar :

*Maya kökenli olmayan 15 000 bin figüran kullanılmış.(Yaşayan Mayaların Bir çoğu günümüzde Obezler)

*Unutulan dil Yukatec dilinde çekilmiş ama dilbilimciler yaşayan Mayaların şu anda kullandıkları dilden alıntılar yapmışlar.

*Jaguar Pençesinin ölüme direnmesinden çok etkilendim bu arada!

Itır Arayıcı

 
Toplam blog
: 50
: 2013
Kayıt tarihi
: 23.01.07
 
 

Eski reklamcı, hatta her daim reklamcı, geyik, kokoş, alışverişkolik, biraz uçuk, bir zati-muhteremi..