Arabesk Döner Kimi Üzer?

.

Fakirlerin müziği arabesk, yemeği döner. İkisi arasında ne bağlantı var diye sorabilirsiniz. Daha doğrusu sormalısınız. Arabesk diye bir müzik neden var ve bu müzik insanlara ne yapıyor? Bir insan sağlıklı, üretiyor, aslında o üretiyor diğerleri yiyorken, sırf köylü olduğu için ona ısmarlama bir müzik mi icat edilmiştir ya da onun bu durumu içselleştirmesi için sipariş üzerine mi üretilmiştir?

Özellikle 1950’lerden sonra birçok şeyin tepetaklak olduğu aşikâr. Aynı zamanda 1950 sonrası da ne yazık ki tarih kitaplarında yer almaz. Arabesk sanatçılarına bakın; güya onlar rol model; tıpkı farklı dinden isim değiştirmiş film yıldızları gibi. Esrar kullanan, nikâhsız yaşayan rol modeller. Ne Türk aile yapısına uygunlar, ne de millete verdikleri doğru dürüst bir şey var!

Eskiden filmlerde özellikle öpüşme, sevişme sahnelerinde oynamaları namüsait olacağı için bu tür oyunlarda, gösterilerde Türk kızları yer almazken, isimleri de garip bir şekilde öldükten sonra açıklanan ünlüler vardır ki çoğunun yetmişlerde ne tür filmlerde oynadıkları bilinmiyorsa olmaz!

Arabesk bence yapay ve eksik bir kültür, hınç inşa etmenin yanında anlamsız tüketimi de destekleyen bir yapım. Normalde bir insan, sağlıklı bir bedene, temiz bir bilince sahipken neden acıların çocuğu olsun. Türk övün, çalış güvene ne zaman ne olduysa bu döngü, tersine çevirme işte o zaman başlamış olmalı. Kendinden utanan ne yapar? Söyleyelim; Türkiye’deki sanayi sitelerinde bulunan marka arabaları Almanya’da bile göremezsiniz. Bir tüketim körükleme yırtma, kendini, gerçekleştirme tüketimi anlamsız çıldırtma operasyonudur. Niceleri sırf kendileri adam yerine konsun diye lüks tüketime o kadar anlamsız para harcıyor ki dış görünüşü değişmiş, parayı ne olursa olsun bulmuş ikiyüzlü acınacak halde sonradan görme bir toplum inşa edildiyse söz konusu müziklerle verilen arka planın bunda hiç payı olmadığını düşünenler fena halde yanılıyorlar. Çünkü esasında yatırıma üretime dönecek para doğrudan yurtdışına çıkıyor ki bu şatafat ancak az gelişmiş toplumların çok gelişmiş gorillerinde görülüyor. Heybetleriyle diğerlerini, özellikle de bizim gibi sıradan insanları susturan, trafikte sıkıştıran o ekip de bir planın parçası olmalı.

90’lı yıllarda vardı hani, geçenlerde bitpazarına nur yağdı da tekrar tedavüle çıkarıldı, bilirsiniz bilmem ne şov, Türkçeyi katletmekle kalmayan bu şahıs, yaptıklarıyla Türk ve İslam kültürüne de hakaret ederken o zamanlar yanında bir dansözü de vardı. Birçokları kızı olsa o ismi tercih edecekken dansöz olmasından ötürü o ismi kızlarına veremediler de Zeynep adını koydular. Asena o zamanlar dansöz ismi idi nedense. Ben hep sorgulamışımdır. Asıl adı Onur Çakmak olan ve aslen de Rizeli olan bu kadına Asena adını verenlerle, Müslümanlarca kutsal kabul edilen ayları (Recep, Şaban, Ramazan’ı) öte yandan Ayşe ve Fatma’ya kötü roller yazan kafalar aynı mıydı? Farklı idiyse, Asena’yı her türlü işinde kullanan figür aslında Asena ismi ile Türk halkının bilinçaltına mı küfrediyordu? Bence öyleydi. Bu konuda olduğu gibi özellikle bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diyen din ve topluma HABABAM SINIFI ile öğretmeni aşağılayan film yapımları değil de tam tersi uygulamalar yapılsaydı ne olurdu?

Gerçekten 50’lerden sonra topluma işlenen yapaylıklar (buna din adamları da dâhil olmak üzere) yerine daha derli toplu millete bilinç saygı veren yapımlar gösterilse toplumda değişimler ne yönde olurdu. Malum; RECEP İVEDİK serilerinden sonra onu rol model yapan çocukları da POLAT serisinden sonra mafya özentisi toplumun çocuklarını da arabeskin bizi getirdiği durumu da birlikte yaşadık, yaşıyoruz.

Para kazanmak önemlidir, nereye harcanacağı daha önemlidir. Zenginlik sadece maddi zenginlik değildir. Kültürel derinliği özümseyen saygı kökenli zenginlik, teknik zenginlik, edebi zenginlik daha birçok zenginlik türü var ki arabesk yukarıda sayılan diğer bileşenlerle birlikte çok katmanlı bir yapıdır. Aile gibi, öz gibi. Özgüven gibi. Başkalarının yıktığını yapmak sadece öğretmenlerin işi olmamalı ama öğretmenlerin dahi kaçı bu durumun farkındadır? Kim bilir? Değersizleştirilenlerden değer üretmesi beklenemez de birileri uğraşıyor karınca kararınca.  Olursa ne ala, olmazsa maksat tarafım belli olsun diye!

Ha bu arada müziği arabesk olanların sevdiği yemek döner bu arada! Eski adı Kes’miş! Neden dönmüş acaba?