Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '08

 
Kategori
Futbol
 

Aragones ile tamam mı, devam mı ?

Aragones ile tamam mı, devam mı ?
 

alıntıdır.


Onu İspanya Milli Takımını Avrupa Şampiyonu yapan hoca olarak aldık. Fenerbahçemizin Avrupada üst seviyelere çıkmasını hedefledik. İstedi, Daniel Guiza'yı alındı. Orta sahaya Aurelio gibi kaliteli bir oyuncu istendi alındı. Ama o Fenerbehçede ne yaptı ? Tam tersine zarar verdi, bizi yurtdışında ve kendi ligimizde rezil etti. Getirdiği İspanya gol kralı Guiza daha 2 gol atabildi. Her gol kaçırışında Küçük Emrah gibi yüzünü ağlamaklı yapıp ahlar vahlar çektirdi bizlere. Orta sahaya Aurelio'nun yerine Villereal'in yedekte çürümüş orta sahası Josico'yu getirdi. Maldonado gibi kalas adamları ısrarla oynattı. Ama biz de maçları seyrederken kafayı oynattık arkadaş. Hangi akılla Aragonaz getirildi hala anlayabilmiş değilim. Milli takım hocalığı ile lig takımı hocalığı çok çok çok farklıdır. Karşınıza her hafta değişik ve de güçlü takımlar çıkar. Milli takımdaki gibi 6 ayda bir maç yapmazsınız. Hatta yeri gelir Şampiyonlar Ligi'nde oynar ve haftaiçi de maç oynarsınız. Ama ben bu kapasiteyi kaldırdığını ve de kaldırabileceğini sanmıyorum bir FENERBAHÇE TARAFTARI olarak.


İspanyol çalıştırıcı son yılların en kötü performansını sergileyen sarı lacivertli takımdaki başarısızlığın en büyük sorumlusu oldu. 4 aylık görev süresinde disiplin adına bir duruş sergileyemedi. Oyuncu tercihlerinde isabet sağlayamadı, takım içinde rekabeti oluşturamadı.

FENERBAHÇE’nin Porto yenilgisi camiada büyük hayal kırıklığı yarattı. Geçtiğimiz yıl Şampiyonlar Ligi’nin tozunu atan ve tarihindeki en büyük başarısını elde eden sarı lacivertli takım, evinde oynadığı üçüncü maçta da taraftarının yüzünü güldüremedi. Ortaya çıkan tablo sonrasında sorumluluk sahibi olanlar arasında sadece teknik direktör Luis Aragones konuştu. Futbolcular ve yönetim suskunluğunu sürdürüyor. Maçı locadan izleyen başkan Aziz Yıldırım da durumdan pek memnun değil. Peki 4 ayda neler değişti. Bir takım bu kadar neden geriye düştü. Suçlu kim?

Önce beğenmedi sonra methetti

İşler kötü gidince fatura birilerine kesilir. Tabii ki en büyük fatura teknik direktör Aragones’in. İspanyol çalıştırıcının bir sözü diğerini tutmuyor. Sezona başlarken transferlerle ilgili sorulan sorulara, politik cevaplar veren tecrübeli teknik adam, son günlerde fikir değiştirdi. Önce "Bu transferler ben gelmeden önce yapıldı. Aurelio’nun yerine üç isimden birinin alınmasını istedim. Senna ve Xabi Alonso gelmek istemedi. Tecrübesine inandığım Josico’yu aldık" yorumunu yapan İspanyol hoca, Porto maçı öncesinde "Hedefleri olan bir insanım. Fenerbahçe’nin kadrosuna, vizyonuna ve hedefine bakarak buraya geldim. Bana bu imkanı sağlayan yönetime ve başkana teşekkür ediyorum" diye konuştu. İki farklı görüş ortaya koyan hocanın bu sözleri de farklı yorumlara yol açtı. Kimine göre samimi ifadeler. Kimine göre ise tazminatını düşünerek, kullanılan cümleler.

Dökülen Güiza’ya toz kondurmuyor

Bireysel olarak oyuncularını yorumlamak istemediğini her fırsatta dile getirdi. La liga’nın Gol Kralı olarak Türkiye’ye gelen ve 12 maçta 2 gol atan Daniel Güiza’ya toz kondurmuyor. Tek forvetli sisteme uyum sağlayamayan, istediği pasları alamadığından yakınan vatandaşının kaçırdığı gollere aldırış etmedi. İki adımdan gol vuruşu yapamayan Güiza’ya alternatif bulamadı. Sabırla sahada tutuyor. Ümit Milli Takımı’nın yıldızı olarak F.Bahçe’ye transfer olan İlhan Parlak’ın yüzüne bakmıyor. Semih Şentürk’ün sakatlığında genç golcüye fırsat vermiyor. Formsuz oyunculardan vazgeçmiyor. Tek forvetli sistemde ısrar ediyor. Pozisyon sıkıntısı çeken takımın orta sahadaki en önemli ismi Alex de Souza’yı orta sahaya yakın bölgede kullanarak, takımın hücum gücünü düşürüyor. Savunmadaki Lugano-Edu ikilisinin yerine tecrübeli Önder’e şans tanımıyor.

Futbolcular sevgiye hasret

Asık suratlı duruşuyla futbolculara sevgi veremiyor. Zico dönemindeki atmosfer kayboldu. Samandıra bir işyerine dönüştü. Kimsenin yüzü gülmüyor. Eski espiriler yapılmıyor. Mesaisi biten bir an önce tesislerden uzaklaşmaya bakıyor. Sosyal aktiviteler yok denecek kadar az. Yönetim adına futbolculara en yakın durumda olan Neşet Yalçın ile İdari Menajer Volkan Ballı dengeleri oturtmak için özel çaba harcıyor. Brezilyalı futbolcular ayrı bir dünyada gibi. Alex’in yakın dostu ve arkadaşı olan Maldonado’nun takıma girmesi için kulisler yapılıyor. Aragones ise kendi getirdiği Josico’yu takıma monte etmek istiyor. Disiplin adına somut bir duruş sergileyemedi. Fevri davranışlarını sürdüren Kazım’a bir yakın, bir uzak duruyor. Genç futbolcuyu bir gün ilk onbirde kullanıyor, bir gün kulübede oturtuyor, bir gün de tribünde yolluyor.

Yüzüne bakmadığı Deniz’e sarıldı

Sezon başında takımdan ayrılan kaleci Serdar Kulbilge’nin yerini doldurmak için talepte bulunmadı. Volkan Demirel’in yedeği olarak iki genç ve tecrübesiz isimle yola devam etti. Henüz bir tek lig maçında bile oynamayan Volkan Babacan ile Mert Günok’a güvendi. Bu durum kaleci Volkan Demirel’in performansını da olumsuz etkiledi. Alternatifsiz kalan milli kaleci özgüveninden dolayı kritik maçlarda yediği gollerle dikkat çekti. Üç ayrı kulvarda yoğun bir maç trafine giren takımın geçen yıllardaki en istikrarlı isimlerinden biri olan Deniz Barış’ı kafasından sildi. Şampiyonlar Ligi listesine ismini yazmadığı tecrübeli oyuncuyu, Dinamo Kiev maçının 18 kişilik kadrosuna aldı. Bu konudaki eleştirileri de, "Benim dışımda gelişen bir hata" diye geçiştirdi. Aksine bu skandalı kendisi yarattı. Oyuncu tercihleri ve değişiklikleri ile kariyerine yakışmayan duruş sergiledi.

Kaynak Yardımcı Alıntı : Hürriyet Gazetesi Spor Sayfası

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..