Vuslat başka bahara

Şampiyonlar ligi kuraları çekildiğinde, Fenerbahçe'nin bu grubtan çok rahat çıkacağını düşünenlerdendim. Çünkü bakıldığı zaman Arsenal'in grup lideri olacağını düşünürsek, kendisine rakip olarak Porto takımı gözüküyordu. Porto takımıda o geçen yıllardaki Porto degildi. Bir çok yıldızı kaybetmiş, adete sıradan bir takım olmuştu.

Dinamo Kiev'in ise kadro ve futbol olarak rakibimiz olamayacağını ve bütün bunların bizim avantajımız olacağını düşünmüştüm. Ama ne yazık ki Fenerbahçe'de geçen yılki performansından çok uzak bir görüntü çizdi. Herşeyden önemlisi takım oyununu, takım ruhunu sahaya yansıtamadı. Geçen yıl geriye düştüğü karşılaşmaları sanki maç berabera devam ediyormuşcasına inatla, azimle hırsla sonuna kadar kovalayan ve bunda başarılı olan takım gitmiş, yerine başka takım gelmişdi.

İkincilik için rakibi olan bir takım karşısında bile iki maçta da hiçbir varlık gösteremedi. Kaybedilen altı puan herşeyin sonunu hazırladı. Dünkü karşılaşmayı kazanması halinde belki Moskova'da Şampiyonlar Ligi için final gibi bir maç oynama fırsatı elde edecekti. Ama olmadı, vuslat bir başka bahara kaldı.
Transfer edilirken yıldız olarak lanse edilen oyuncular Şampiyonlar ligi arenasında adeta sıradanlaştılar.

Başta Emre ve Güiza olmak üzere bazı oyuncular takıma en ufak bir katkı sağlayamadılar. Kaleci ve defans oyuncularının ciddi alternatifleri olmadığı için, hata yapsalarda bir sonraki maçta yine oynadılar. Geçen yıl bir numaralı kupada ilk sekize kalan takımın bu sene üzerine koyarak daha iyi şeyler yapmasını gerekirdi. Kadro yetersizliği ve kilit oyuncuların sakatlıları geçen yılki başarıdan uzak kalınmasını sağladı. Şimdi tek hedef var. Uefa Kupasına katılabilmek, onun içinde Kafdağını aşmak gerek.