Arda iyi de Semih'i unutacak mıyız?

İsviçre karşısında alınan son dakika galibiyeti milli takımımızı uçurumun kenarından tuttu aldı. Bir önceki yazımda bu maçın galibyetle bitebileceğini ancak bunun bizim tutarsızlığımızı ve standartsızlığımızı değiştirmeyeceğini yazmıştım. Büyük ölçüde doğru çıktı.

Sakatlıklar ve eleştiri alan oyuncular nedeniyle takımın yarısına yakın bölümü değişmişti. Orta sahada Emre'nin yerini Tümer almıştı. Yine bir başka yenilik Arda'nın ilk onbirde sahaya çıkmış olmasıydı.

İlk yarı yağmurun da etkisiyle çok etkisiz olan takımızdaki esas değişikliğin oyuna ikinci yarı girmiş olan Semih olduğunu gözardı etmememiz gerektiğini düşünüyorum. Semih topu ayağında çok iyi saklayan, arkadaşlarına doğru yerde servis yapan ve kısa boyuna rağmen hava hakimiyeti olan bir santrafor. Ligimizin yedek olmasına rağmen gol kralı olmuş belki de tek oyuncusu. Alex iki sene önce Semih için Türkiye'de yerinin en iyisi diye yorum yaptığında herkes şaşkın şaşkın birbirine bakmıştı. Açıkçası ben de ne diyor acaba diye sormuştum. Bu sene biraz da zorunluluklar nedeniyle ve de Zico'nun sistemine adaptasyonuyla çok kritik anlarda güzel goller attı Semih. Üstelik çıkışını milli takımda da sürdürdü.

Semih yanında egoist biri olmadığı zaman çok daha büyük işler yapabiliyor. En büyük uyumu Alex'le gerçekleştirdiğine de şüphe yok. Kezman öyle değil. biraz daha kendine oynuyor. İsviçre maçında Tuncay ve Nihat'ın kendine oyunları nedeniyle takımımız çok zor anlar yaşadı. Tuncay yüzünden toplar kaybetti, Nihat gole dönüşebilecek asistleri yapmadı; Semih'e attırdığı gol haricinde. Semih'in yanında Semih gibi servis yapacak oyuncu olmazsa Semih'in bütün meziyetleri kayboluyor.

Arda'nın ön plana çıktığı maç sonrası görüşlerden sonra ben acaba başka bir maç mı izledim diye kendi kendime sormadan edemiyorum. Arda'nın futbolculuğunu küçümsemek adına söylemiyorum elbette, Arda bence de bu takımın Tuncay'dan çok yerini hak eden adamı, ancak söylendiği kadar büyük bir oyun ortaya koymadı. Ancak maçı çeviren adam oldu. Güzel bir gol attı. Gol atmaksa Semih'i de bu parlatmanın içine katmak gerekiyor diye düşünüyorum.

Çek Finali

Önümüzdeki pazar günü Çek maçı çok kritik geçecek. Çek'lerin lig takımlarına karşı belirgin bir üstünlüğümüz olmasına karşın, fizik gücüyle oynayan milli takımı karşısında bir zaafiyetimiz olduğunu biliyoruz. Yani burada güçlü bir orta saha hakimiyeti gerekiyor.

Forvet hattı

Semih ilk onbirde oyuna girmeli ancak tek forvetle sahaya çıkmamalıyız. Nihat-Semih ikilisi ideal olabilir; ancak Nihat'ın kulağına egeoist olma diye fısıldamak gerekiyor. İkinci yarı Fatih Terim'in parmaklarıyla işaret ettiği gibi bir'e bir'ler çok önemli. Hele Nihat gibi hareketli, Semih gibi servis seven iki oyuncunun ideal bir ileri uç olabileceğini ve Çek savunmasını alt üst edebileceklerini düşünüyorum.

Orta saha

Tuncay'la olmayacağı çok ortaya çıktı. Arda'sız da olmuyor. Aurelio da banko ise geriye iki oyuncu yazmak gerekiyor bu bölgeye. "Topal" Mehmet bir alternatif olabilir. Sağ tarafta Sabri-Hamit ikilisi bir kere daha denenebilir.

Sonuç olarak hangi kadro olacaksa olsun sahaya çıkan kadronun yüreğinin bacaklarına yansımasını bekliyoruz. Sabır çok önemli. Bu maçı daha ilk on beş dakika içinde koparmaya gerek yok. Defansımızı boş bırakamayız. İsviçre maçında, İsviçre'nin bulduğu fırsatları bir başka takım bulsa o maç dönmeyebilir, Fatih Terim'in bundan sonraki adı "Döner" Fatih ya da "Kebep" Fatih de olabilirdi. Bir sonraki turda oynayacağımız Hırvatistan'ın da bunu yapmaya çok elverişli silahları olduğunu da hiç unutmayalım.

Hadi çılgın Türkler, bi daha!

Uzay Gökerman