Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '08

 
Kategori
Futbol
 

Türk Milli Takımı'nın gizemi

Türk Milli Takımı'nın gizemi
 

Milli Takımımız diğer 15 takımdan çok farklı bir futbol oynuyor. Aslında Fatih Terim'in sistemi olan futbol oynatıyor olduğunu iddia etmek de bir başka çelişki. Her takımın kendine göre standardı olmasına rağmen bizimkilerin standardı standartsız oluşu. Bu da elbette futbolu biraz olsun formüllerle oynamaya, anlamaya çalışanları rahatsız ediyor.

Çek maçının neredeyse bütün bölümü Fenerbahçe-Chelsea maçını andırıyordu.

İlk 70 dakika sahada olmayan bir milli takım izledik. Sonra taşlar yerinden oynadı. Hamit orta sahaya geldi, Tuncay sola, Arda ve Nihat serbest, serseri mayın gibi dolaşmaya başladılar. Servet'in bile yavaş yavaş Galatasaray'da yaptığına benzer ileri çıkışlarını görmeye başladık. Yine Aurelio da ileriye doğru takımı taşımaya başlayınca bir anda Çek'lerin oyun şablonu bozuldu.

Bir başka belirgin fark da Çeklerin sağ kanadının oyundan düşmesi ve milli takımın o bölgeye Arda dahil bütün silahlarını göndermeye başlamasıydı.

Çekler ikinci golden sonra maçı aldıklarını düşündüler. Hepimiz öyle hissettik; çünkü bizimkiler sahada hiçbir şey yapamıyordu. Bu küçük konsantrasyon kaybını da pahalıya ödeyeceklerinden haberleri yoktu.

Cech'in yaptığı hata ise futbolda bu düzeydeki kalecilerin arasında tarihte bir kere olur. Cech otuz yıl daha top oynasın bu hatayı bir daha yapmaz. Ama sağdan gelen ortalar onu da çok yordu. Cech'in yaptığı hatadan bizim de ders çıkarmamız gereken bir şey var. Orta yapmasını bilmiyoruz. İkinci yarı bu bölgeye yapılan top indirmelerinin büyük bölümü kalecide noktalandı. Bunun adı futbol değil kuşkusuz. Şişirme.

Milli takımımız maçın son yirmi dakikasında yüreğini resmen sahanın ortasına koydu. Onun yürek atışını hep beraber izledik. Zaten olması gereken de bu. Bir takım yirmi dakika içinde maçın kaderini bu kadar güçlü bir şekilde değiştirebiliyorsa o takımın gücü asla azımsanamaz. Türk Milli takımı çok iyi bir takım ancak kötü ellerde bulunuyor.

Bizim takımımız "its dı fıtbal, dets di fıtbal.. samtingini hepınd... in the tabele" içine sığdırılamayacak kadar iyi futbolculardan kurulu.

Ancak bu oyuncular bir sistemin içinde bir türlü bir araya getirilemedi. Verimli kullanılamıyor. Düşünün Çek takımı turnuva boyunca 13 kişiyle oynamış. Biz? Çeyrek finale hangi kadro ile çıkacağımızı bilmiyoruz. Oyun şablonu futbolcuların genel karakteristiğine göre yapılır. Her an oyuncu dener, bir türlü de hangisinin doğru adam olduğunu bilmezsen o zaman böyle sudan çıkmış balığa dönersin.

Milli Takımımız o kadar değişken yapıda ki 90 dakika boyunca bile bir sürü sistem deniyor. Bunun adı taktik olamaz. eğer bir takımda Servet ileriye doğru top şişiriyorsa o takımda düzen vardır, akıl vardır diyemezsiniz.

Galibiyet hepimizin aklını başından aldı. Futbolun netice oyunu olduğunu biliyoruz. Ama öyle ama böyle biz çeyrek finaldeyiz ve kazananan tarafız. Bu nedenle de haklıyız. Ancak inişler çıkışlar yarını belirsiz hale getiriyor.

Son söz ya da bir söz de Volkan için.

Takım yeniliyor olsa bir dereceye kadar yine anlamaya çalışacağım. Ama galip duruma geçmişsin. O zaman rakibinle dalga geçeceksin. Kulağına eğil, istediğin lafı söyle. Biz duymuyoruz nasıl olsa. Kabadayılık yapma. Ne oldu şimdi? Kurallar diyor ki bir maç, ben diyorum ki iki maç ceza alacaksın. Bu ne profesyonelliğe yakışıyor ne de sportmenliğe. Bugüne kadar kabadayılık yapıpı bu işin içinden sıyrılanı ben hiç görmedim.

Çeyrek finalde rakip zor gibi gözükse de eğer yüreğimizi ortaya koyarsak yarı final bizim olur. Cumaya kadar zaman var.

Uzay Gökerman


 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..