- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
Ardahan Balıkçılar Köyüm

Balıkçılar Köyüm
Dün, telefon ekranıma patır patır döküldü objeler. Bir baktım; doğup büyüdüğüm topraklara ait doğa manzaraları. Anında tanıdım ve çok duygulandım. İki kelam edeyim dedim:
Aman Allahım...bu ne güzellik! Tertemiz, masum, duru, berrak, yer yer buğulu renk şöleni ile yoğrulmuş, yöre insanının sıcaklığının izlerini de içinde barındıran, çocukluğumu yaşadığım o doğa görüntüleri... Flu mavi semanın, yeşil kürenin, ak pak bulutların, berrak suyunun en güzel rengine sahip, henüz duvağı açılmamış bir gelin gibi, yüzünü yaza dönmüş bir coğrafya. Taşıdığı ayrılığın izlerini göstermekten de ar eder gibiydi masumiyetiyle, tıpkı insanı gibi... Sakinliğinde, terkedilmişliğin acısını içine gömmüş, bir hali vardı. Ve hala yaşıyordu, biz olmadan da başı dik. Belki öyle gür ormanları yoktu ama binbir çeşit nebatisi ile kileriydi geçen medeniyetlerin, asırlarca bağrında barındırdığı kimseyi aç ve açıkta bırakmadığı için de pek mağrurdu.
Gözümüzü ve ruhumuzu okşayan, nice sevinç ve hüzünleri bağrında taşıyan bu kartal yuvasına doyamadan, çıktık 80’lı yılların başında bu topraklardan... Dönüp baktığımda, hani kim kaldı geride diyorum. Ekini harmanlayanın her biri tarih oldu anılarıyla. Çoğu mekanını değiştirdi sinei iman dolu, ruhları şad olsun. Bizleri namerde muhtaç etmeden, çalışıp didinip nafaka uğruna, karış karış işledikleri o topraklar şimdi boş, misafirini bekleyen cennet gibi... Her taşında anılarım olan bu tuvaller, yüreğimizdeki müzede yerini alacaktır. Sevgiyle kalın...
Mustafa DURSUN/ KOCAELİ