Arena'da kazanan yok... Galatasaray 1-1 Trabzonspor

Spor Toto Süper Lig'in 32.haftasında, normal sezonun şampiyonu Galatasaray, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'da Trabzonspor'u ağırladı. Burak Yılmaz ve Felipe Melo(P)'nun attığı goller sonucunda karşılaşma 1-1'lik beraberlikle sona erdi.

Maçın genel seyrine bakmak gerekirse, keyifli bir mücadeleydi. Temposu yüksekti, sahada oynanan futbol iyiydi. Tabii daha az faul olmasını ve maçın oyunda daha fazla kalmasını temenni ederdim. Bununla beraber, sezon sonu yaklaştıkça sanki futbolcular yorgun değil de, daha canlıymış gibi oynuyorlar. Son zamanlarda izlediğim çoğu mücadeleden keyif alıyorum. Spor Toto Süper Lig keyifli bir şekilde ilerliyor. Tabii play-off mücadeleleri nasıl olur bunu bilemiyorum ama... 

Öncelikle misafir ekip Trabzonspor'la başlayayım değerlendirmeme. Volkan Şen, Gustavo Colman ve Burak Yılmaz öne çıkan üç isimdi. Volkan sürekli koştu, mücadele etti. Sadece yerde çok fazla kalması onun için olumsuz bir mesele. Her darbede kendini yere atıp kıvranıyor, bunu aşması gerekli. Gustavo Colman da orta sahanın dengesini kuran isim Didier Zokora'yla beraber ama özellikle attığı paslar çok akıllıca. Burak Yılmaz'a gelirsem, yine kaçırdıkları olsa da onunla ilgili dikkatimi çeken mesele, çok iyi koşular yapması. Savunmanın arkasına iyi koşuyor, ofsayt problemini de biraz daha aşmış göründü bana. 

Tabii bu üç ismin dışında da, Trabzonsporlu futbolcular özellikle savunmadaki yardımlaşmalarıyla takdire değer bir iş yaptılar bana göre. İleride de iyi paslaştılar, Galatasaray savunmasının açıklarının üstüne gittiler. Hızlı ve akıllıca oynayarak golü de buldular. Kanatlarını etkili kullandılar diyebilirim ama daha da etkili kullanabilirlerdi. Bir de, belirli bir süreden sonra beraberliğe razı bir oyun oynadılar. İlk yarıda kesinlikle üstün olan ekip onlardı, eğer ilk yarıdaki oyunlarını ikinci yarı da devam ettirebilselerdi, Trabzon'a üç puanla dönebilirlerdi.

Galatasaray'a gelirsem, ilk yarı kendilerine yakışmayan bir oyun oynadılar. İkinci yarı toparladılar, rakibinin üstüne gitmeye başladılar. Selçuk ve Melo yine dikkat çeken isimlerdi, hem defansa yardımları, hem orta sahanın koordinesi, hem de ofsansif anlamda attıkları paslar anlamında. Beklerden Hakan Balta dikkatimi çekti, gerçekten kendini çok geliştirdi ve önünde oynayan Emre Çolak'ı veya herhangi başka bir ismi çok rahatlatabiliyor. Bu konuda ligde en beğendiğim oyuncu olan Vederson ve Gökhan Gönül gibi isimlerin yapabildiğini yapmaya başladı. Engin Baytar da sonuna kadar mücadele ediyor ama biraz daha olması lazım, belli dakikalarda parlıyor ancak. 

Savunmayla ilgili bir eleştirim, top gelirken özellikle Semih'in, tecrübesizlikten olması gerek, sürekli geri kaçması. Rakibe veya topa hamle yapamadığından, rakibin ceza sahasına yaklaşmasına sebep oluyor. Bunu aşması gerekli. Forvet hattındaki sıkıntı da, Baros ve Necati'nin ayaklarında top tutaması. Necati ilk geldiği günler gibi değil, düşüşe geçti. Milan Baros arada bir pozisyon yakalaması dışında, normalde bildiğimiz kuvvetli fiziğinin aksine hiçbir şekilde ikili mücadelelerde avantaj sağlayamıyor. Bir de takım olarak dikkat edilmesi ve eleştirilmesi gereken nokta, hakemle fazla uğraşıyor futbolcular. Yanlış kararlar olabilir ama bir şey değiştirmeyecek, topa bakmak gerekiyor. Aksi takdirde görüldüğü gibi gol yeniliyor. 

Maça sonradan giren Mehmet Batdal ve Yiğit Gökoğlan hakkındaki takdiri Fatih Hoca'ya bırakıyorum, bir şey söylemiyorum. Sabri içinse, normalden iyi bir performans sergiledi. Birazcık daha takımı topladı gibi göründü. Ama dediğim gibi, oyuncuların daha da iyisini yapması gerekiyor, ilk yarıdaki futbolun oynanmaması gerek. Kondisyon olarak düşmeye başladılar, 90 dakika boyunca mücadele edemiyorlar. Oynadıkları maksimum süre 70 dakika. Bu da büyük bir sorun. Sezon sonuna doğru normal ama yapılacak da bir şey yok, lig bitmedi. 

Her iki takımı da tebrik eder, ligin kalanında başarılar dilerim...