Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '11

 
Kategori
Futbol
 

Arena'dan 'Aslan' geçti

Arena'dan 'Aslan' geçti
 

Galatasaray uzun bir aradan sonra ezeli rakibini yenmeyi başardı..


Spor Toto Süper lig'de 14. haftanın en önemli maçında Galatasaray ezeli rakibi Fenerbahçeyi güzel bir oyun ve 3-1 lik skorla yenerek 3.5 yıl sonra ezeli rakibi karşısında galip gelmeyi başardı. Yine 2 yıl aradan sonra sarı-kırmızılı takım bir derbi mücadelesinden 3 puanla ayrıldı.

Maç öncesi Galatasaray kazanıp liderliği hedeflerken, Aykut hoca beraberliğe razı olduğunu gösteren bir kadroyla maça başladı. Ev sahibinde Riera yedek kulubesinde başlarken Emre Çolak süpriz bir hamleyle ilk 11 de yer aldı. Defans dörtlüsünü bozmayan Fatih Hoca ilerde Baros ve Elmander'i birlikte kullanarak kazanmayı ne kadar istediğini gösterdi. Fenerbahçe cephesinde ise Bekir'in sakatlanması planları bozmuş: Stoch-Dia yabancı sınırlamasına takılırken, Bilica da maç boyunca yaptığı hatalarla (özellikle 2. golde) taraftara saç baş yoldurttu. İlerde Alex kaleye en yakın oyuncuydu. Bienvenu sağ çizgiye yakın oynadı. Orta sahayı kalabalık tutma isteği mantıklıydı ancak Melo ve Selçuk ikilisi Emre-Cristian ikilisine nefes aldırmadı, adım attırmadı.

Galatasaray maça çok hızlı başladı. Anlaşılan Fatih hoca erken bir gol bulup rakibi baskı altına almayı amaçlamıştı. İlk dakikalarda Baros, Elmander, Emre ve Kazım'la pozisyonlara giren sarı kırmızılılar Volkan'ı geçemedi. Yine Ujfalusi de duran toptan gole yaklaşan isimdi. Tam ev sahibi takımın taraftarları kaçan gollerden dert yanarken ve Fenerbahçe'nin yakaladığı tek pozisyonla öne geçmesi ihtimalinden korkarken Eboue, Elmander'in pasında önce rakibini yere yatırdı; ardından fileleri havalandırdı. Golden sonra da baskısını srdüren Galatasaray rakibi golün şaşkınlığını üzerinden atmadan, Bilica'nın da yardımıyla Elmander'le golü buldu. İsveçli oyuncunun pres yapıp kaptığı topla golü atması futbolcuların maçı ne kadar istediğinin kanıtıydı. Gerçekten de Galatasaray'da koşmayan, mücadele etmeyen oyuncu yoktu. Kazım ve Emre Çolak beklenenden çok daha iyiydi. Selçuk ve Melo hem Alex'i kilitledi hem de geriden oyun kurdular. Eğer Volkan ve Yobo'nun kişisel çabaları olmasa ilk yarı daha farklı bitebilirdi.

2. yarıya Aykut hoca değişikliklerle başladı. Santraforsuz oynayan takıma Semih takviyesi yapıldı, yine hücumdaki eksikliği giderme adına Stoach oyuna dahil oldu. Emre Belozoğlu'nun oyundan çıkması da tartışılmalı. Sakatlığı mı var? yoksa kendisi mi istedi oyundan çıkmayı? Oyuna girenler Fenerbahçe'yi hareketlendirdi. Stoach'un direkten dönen topu kader anı olabilirdi. İlk 15 dakikalık baskının ardından oyun biraz duruldu ve Melo'nun golüyle de maç bitmiş oldu. Alex'in golü de kötü geçen gecede küçük bir teselliydi Fenerbahçe için.

Fatih hoca cesur tercihleriyle adeta Aykut Kocaman'a ders verdi. Aykut kocaman ise Stoch'u yedek bırakarak, beşli orta sahayla oynayarak, kısacası korkak davranarak maçın kaybedilmesinde en büyük etken oldu. Defansta Orhan Şam'ı kullanıp Stoch'a yer açabilirdi. Terim ise genç oyunculara güvenerek aynı zamanda gelecek adına da önemli bir iş başardı.

Yabancı oyuncular da maçın skorunu belirleyen en önemli etkenlerdendi. Fenerbahçe genelde kaliteli yabancılarıyla fark yaratırken bu sene durum tam tersi; Sarı kırmızılı takımın 3 yeni yabancısı da ilk derbilerinde gol atarak taraftar gözünde 'gerçek Galatasaraylı' oldular.

Maçta istenmeyen olayların yaşanmaması, 2 takımın da hakemi zor durumda bırakacak hareketlerde bulunmaması olumlu ayrıntılardı. Ve en önemlisi de malum olaylar nedeniyle futboldan uzaklaşan insanlar futbola geri döndü...

http://www.facebook.com/semih.tursen

 

 
Toplam blog
: 65
: 1328
Kayıt tarihi
: 21.08.11
 
 

21 yaşındayım İst. Üniv siyaset bil. ve ulus. ilişkiler 4. sınıf öğrencisiyim... Olaylara eleştir..