Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '08

 
Kategori
Sinema
 

Arizona Dream

Arizona Dream
 

"Balık kavağa çıkınca" diye bir deyim vardır ya Türkçemizde işte bu film tamamen bu sözün üzerine yazılmış sanki…

Filmin perdesi açıldığında kısa bir seansla Eskimoların yaşamından bir kesit sunuluyor. Eskimoların beslendikleri tek kaynak olan balıklar yenmelerinin yanı sıra Eskimoların hayatında ne kadar önemli olduğunu; düşlerinde, felsefelerinde tüm yaşamlarında da ondan etkilendiklerini kısaca aktarılıyor seyirciye. Ayrıca filmin açılışından itibaren bembeyaz karla kaplanmış bir zemine yayılan Goran Bregoviç’in müziği de büyülüyor adeta…

—Başta balığın, iki yanında birer tane olmak suretiyle iki gözü vardır; fakat zaman geçip balık olgunlaştıkça bu iki göz birleşir, tek bir gözden bakabilecek duruma gelir balık...

Filmin bu ilk sahnelerin açılıp kapandıktan sonra Axel’i New York’ da bir balıkçılık şirketi için balık sayarken bir teknede karşılamaktadır bizi… Ve geç olmadan çılgın bir çocuk gelir ve amcasının evlenmekte olduğunu ve nikah şahidi olması için Arizona’ya çağırdığını söyler…
Artık Axel sudan çıkmış, Arizona çöllerine düşmüştür. Ama o bir balık değildir; çünkü balık her şeyi bilir ve düşünmez, insan ise hiçbir şeyi bilmez ve her şeyi öğrenmek zorundadır.

—Ama bana elmayla bisiklet arasındaki farkı anlatan birini okumanın ne anlamı var?
Bisikleti ısırır, elmaya binersem, farkı anlarım.
Fakat ne yapacağımı düşünmek, beni yapmaktan daha çok yoruyordu.
Babamın bir zamanlar şöyle dediğini hatırlarım:
eğer birisinin ruhuna bakmak istersen,
sana hayallerini göstermesini istemelisin
böylece, senden daha beter bok içinde
yüzenlere karşı merhametin olur.

Amcası onun Arizona da kalmasını ve işlerin başına geçmesini istemektedir. Axel ise New York’un tam da zıttı olan bu kentte tutunmaya çalışmaktadır. New York’da tamamen düşler içinde yaşarken Arizona’da hayatın gerçek duygularıyla da karşılaşmaya başlar. Bu sırada deli bir kadına aşık olur. Kızıyla geçinemeyen bu kadın ve kızı arasında kalır. Gerçekle düşlerin birbirine girdiği bu dönem, amcasının yaşamasını istediği hayatla, kendi yaşamak istediği yol tamamen birbirinden kopar. Yeni girdiği bu yolda Axel hayallerini de, âşık olduğu kadının hayallerine kaptırıp, tamamen kaybolur…

—Erkek, güzel bir kadın kendisine bakınca protein üretir. Eğer kadın gözleriyle erkeği süzmeye devam ederse ölümcül seviyede protein üretilir. Bunun bir damlası bir gergedanı iki saniyede öldürmeye yeter.

Axel, Elain’e âşık olmuştur ve onun aşkı Axel’li fırtınaların önündeki kuru bir yaprak gibi savurmaktadır. Elainin tek düşü ise uçmaktır. En güzel sahnelerden biri çiftlik evindeki masada sohbet ederlerken aniden yerden kopup iki sevgilinin uçmalarıdır, bu sahnede Elain hayallerinin gerçekleşmesi için başkasına söylenmemesi gerektiğinden bahseder ama Axelle söylemiştir bir kere...

—Küçükken hep uçmak isterdim, fakat bunu hiç kimseye söylemedim. Eğer uçmak istediğini söylersen onlar seni düşürmeye çalışırlar.

Elain’in birde tuhaf kızı Grace var. Muhteşem akordeon çalar, kaplumbağalarıyla yatar, sürekli sigara ve alkol içip sık sık intihar eder. O hayatı ciddiye almaktan yorgun ve perişandır, düşlere vakti kalmamıştır bu hengamede ama yinede onda farklı bir şeyler vardır. Aşık olduğunda, düşler sardığında dört bir yanını, kendisi için ilk defa bir şey yapacağında o hayatına son vermeyi düşünür ve muhteşem bir ilahi eşliğinde ve bembeyaz gelinliğiyle etkileyici bir sahnede kaplumbağaya dönüşür. Filmin tek bu sahnesinde mutludur Grace...

-Grace: iki yanlış bir doğru etmez.
-Axel: Ya ikimiz doğruysak ve diğer herkes yanlışsa?


Sonunda tüm kahramanların rüyaları gerçekle çelişir ve son bulur, hayalleri uçmak için bir balona üflenen hava gibi önce onları uçurmuş ama iyice şişen balon sonunda patlamış ve düşler bir masadan yere düşen bir fincan gibi dağılmıştır. Hikâye de burada bitmiştir.
Axel’le bir soru hakkım olsaydı filmin sonunda şunu sorardım: patlamadan önceki hayatın mı rüyaydı? Yoksa şu anda mı rüyadasın?


ÖNDER KOCA


Arizona Dream, Kustirica'ya 1993 Berlin'inde hem Altın Ayı hem de Jüri Özel Ödülü'nü getirdi. David Atkins'le birlikte yazdıkları öykünün merkezindeki Axel karakteriyle Johnny Depp oynadı.

 
Toplam blog
: 18
: 1308
Kayıt tarihi
: 04.05.07
 
 

Önce kendinle geçinmeyi dene, ve eğer kendini anlamıyorsan başkalarını üzmeye kalkma ..