Arka - taş

''Orta Asya' da savaşın ok ve yay ile yapıldığı dönemlerde Türk savaşçılar, arkalarından gelebilecek bir saldırıyı önlemek için, sırtlarını bir ağaca, kaya veya taşa vererek, ok atarlarmış. Atalarımız genelde bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırt dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş. Yıllar sonra bu sırt dayanan taşın ismi ARKA-TAŞ veya Azerbaycan'daki telaffuzuyla "ARKA-DAŞ" şeklinde dilimize yerleşti. Bugün bile güvenebileceğimiz bizi arkadan vurmayacak olan, samimiyetine güvendiğimiz kişilere verdiğimiz isimdir. "Dostluk" kavramının zaman içinde, insanın arkasını yaslayabileceği ve kendisini olabilecek kötülüklerden koruyacağı fikri ile özleştirilmesi sonucu "arkadaş" kelimesi "dost" anlamında Türkçemizdeki yerini buldu. ! Sırtınız "arka-taş" sız kalmasın........

Aşk ve arkadaşlık bir gün yolda karşılaşırlar. Aşk kendinden emin bir şekilde sorar:
-Ben senden daha samimi ve daha cana yakınım sen niye varsın ki bu dünyada?
Arkadaşlık cevap verir :
-Sen gittikten sonra bıraktığın gözyaşlarını silmek için.... ''

Yukarıdaki güzel metin hani şu ‘’ Tüm arkadaşlarınıza gönderin.Kaçı size geri dönerse o kadar dostunuz varmış’’ türünden mesajlardan biri aslında.

Genellikle bende bu tür mesajları siler, geçerim.Bu sanal alemde bu mesajın bana geri dönüp dönmemesinin bir anlamı yoktur çünkü. Mail attıklarım okur ayıp olmasın diye geri gönderir büyük olasılıkla. Ortada paylaşılan hiçbir duygu alışverişi yoktur ne yazık ki.

Bu mesajı buraya taşımamın en önemli nedeni metnin içerdiği anlam tabi ki. Arkadaşlık üzerine anlatılan öykü o kadar güzel derlenmiş ve aktarılmış ki etkilenmemek elde değil.

Beni düşüncelere iten sebep ise arkadaşlığın gerçektende bulunmaz ehemmiyeti. Sizlerle paylaşmak istememin sebebide bu. Gerçekten her insanın mutlaka bir dostu olmalı hayatta. Araya yollar, yıllar girmiş olsa bile tekrar bir araya gelindiğinde bıraktığımız cümleden tekrar devam ediyormuş hissi verir insana dostunsa eğer karşıdaki..