Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '17

 
Kategori
Arkeoloji
 

Arkeolojik Höyüklerin Ana Yurdu: Amik Ovası

Arkeolojik Höyüklerin Ana Yurdu: Amik Ovası
 

Hiti kralı Şuppiluliuma


   Güneş , Amik ovasını kavururken asi havzası boyunca esen rüzgar rahat bir  nefes alınmasına el veriyordu. Ekinler yeşil, sarımtrak ,kavruk hasadı beklerken sulama kanallarındaki son sular da pancar motorlarıyla çekilerek  ovadaki hayata güç katıyordu. Ovanın kamelyaları olan geniş, misafirperver dut ağaçları ;  altına sığınan insanları yüksek rutubet ve sıcaktan geniş elleriyle koruyordu. Uçsuz bucaksız arazilerin kenar süsü sert yapılı küçük yapraklı otlar altlarında envai çeşit meyve sebzeyi saklıyordu. Güneşin ve suyun hayat verdiği ovaya yeni bir gün, çiftçilerin çocukların traktörlerin  sesine rüzgarın uğultusu eklenerek başlıyordu. Ovaya  gün sürekli alışkanlıklar ve zorunluluklarla yapılacak işlere bir an önce başlama telaşıyla doğuyordu.

   Kültür, temelinde  tarımsal faaliyetlerin sonucudur.  Agri-culture  ziraat anlamına gelen Latince bir sözcüktür. Sonra tarım kökeni düşerek culture kültür olarak kullanılagelmiş ve dilimize de bu haliyle girmiştir. Toprağın işlenmesi ve ekinin elde edilmesiyle insan toplulukları bir hayat kurmuş ve bir yaşama biçimi, bir kültür oluşturmuşlardır.

   Tarımın, ekinin sürekli ziraatin merkezi Amik ovasında kültürler, uygarlıklar, kavimler yolcu; ovanın kendisi ise esaslı hancıdır.  Hadara , ahdar  Arapçada hem yeşil  hem de yaşam anlamına gelir. Hadara sözcüğü medeniyeti de kapsar. İbn Haldun’un ilk sosyoloji eseri olarak kabul edilen Mukaddeme'sinde medeniyete hadara  der.  Antakya , Samandağ,  İskenderun boyunca makamı olan türbeleri her yerde görülen Hızır da yaşamı ve canlılığı temsil edererk büyük saygı ve sevgi ile anılır.

   Dünyanın önde gelen mozaik ve arkeoloji müzesi olan  Antakya Arkeoloji müzesini  kentteki yerleşimlerden çıkan tarihi eserler besler. Bu eserler genellikle eski sitelerden tepelerden antik kentlerden gün ışığına çıkar. Tell Alalah ve Tell tayinat höyükleri bronz çağı medeniyetlerin yerleşim yerleri höyükleridir. Birbirine yakın olan bu iki höyük, tarihin gizemini bugüne taşır. Yapılan kazılar burada yaşamış Asur, Hitit kralıklarını ve eserlerini ,tabletlerini  ortaya çıkarır.

 Barışçıl Diplomasi ve İktidar Paylaşımında Örnek Bir Tablet

 Reyhanlı yolu üzerindeki bir tepenin ardında karayolunun hemen yanında olan engin arazideki sitede kazılar, Toronto üniversitesi ve yerli arkeologlarca birlikte yapılır ve önemli bulgulara erişilir. Tell Tayinat höyüğünde bugune kadar 30 binin üzerinde eser bulunur. Timothy Harrison’un başkanlık ettiği çalışmaya göre Asur Kralı Esarhaddon’un kendisine bağlı zayıf tımarlar ile yaptığı çivi yazısı anlaşma tableti gün yüzüne çıkartılır. Asur kralı Esarhaddon’un tahtını ve gücünü barışçıl bir şekilde korumak için bu anlaşmayı yaptırdığı ileri sürülür.

  Tell Tayinat arkeoloji dünyasına sempatik ve barışçıl görünümü fal taşı gibi açık gözleriyle dikkatleri üstüne çeken sembol heykel Hitit kralı Şuppiluliumayı da kazandırır.

  Amik ovası geçmişe perde aralayan birçok höyüğe de ev sahipliği yapar. Tel Açana da Tel tayinatın birkaç yüz metre yakınında yeşil bir tepededir. Araştırmalara göre ‘Tel Açana (Tell Atchana), antik Alalah şehrinin günümüzdeki adıdır. Şuppiluliuma I’in hükümdarlığı sırasında 14. yüzyıldan itibaren Hitit hakimiyeti altına girmiş, M.Ö. 12. yüzyılda yıkılmıştır. Şehir Hitit dönemi öncesi buluntular açısından da oldukça zengindir. İlk resimde görülen ortostat daha geç bir döneme ait bir tapınak binasının basamaklarında döşeme taşı olarak kullanılmıştır. İki figürün önündeki Luvice yazılar "Tuthaliya, Büyük Rahip, Prens" ve "Aşnu-Hepa, Prenses" şeklinde okunmuştur (Yener, Dinçol, Peker, NABU 2014-4). Tuthaliya muhtemelen II. Mursili döneminde Alalah şehrinin yöneticiliğini yapmış bir Hitit prensidir. Eğer Mursili II tarihlemesi kabul edilirse, ortostat M.Ö. 14.ncü yy. sonlarına veya 13.ncü yy. başlarına tarihlenebilir. Ortostat ve kapı aslanları Antakya Müzesi’ndedir. ‘

Asi ile sulanan Amanoslarla korunan Akdeniz’e kuş uçumu uzaklıkta olan mümbit Amik, geçmişte olduğu gibi günümüzde de barış huzur ikliminin inşaasıyla yaşamın ,tarihin ve uygarlığın ana merkezlerinden olmaya devam edecektir.

 

Hukukçu Yazar  Güney Cuma Can

 

 
Toplam blog
: 44
: 470
Kayıt tarihi
: 09.09.13
 
 

 Merhaba. Yazmak, yazılarımı okuyucuyla paylaşıp onlarla birlikte öğrenmek için basladım bu yazın..