- Kategori
- Güncel
Arman Kırım... Dün, bugün, yarın yok
"İnsanın 2 gün sonra ne olacağı belli değil" tam da bu olsa gerek…( süreyi daha da kısaltmak mümkün, 2 saat, 2 dakika gibi ) 4 gün önce Pazar günü Ayşe Arman’ın Prof. Dr. Arman Kırım ile yapmış olduğu röportajı keyifle okumuştum. Sonrasında, hüzün, azim, özgüven, hırs, cesaret, mutluluk, umut, beğeni, paylaşımcılık, samimiyet içimde hissettiğim duygulardı…
Bu sabah gazeteyi elime ilk aldığımda o röportaj ile ilgili fotoğrafı manşette gördüm ve altındaki yazıyı ancak 2. kez okuduğumda anlayabildim… Belki ilk okuduğumda da anladım ama öldüğüne - ölmesine inanmak istemiyordum. Şaşırdım, üzüldüm, bir an elim ayağım kırıldı, “ayy olamaz” diye tepki verdiğimi hatırlıyorum.
57 yaşında hayata veda eden Arman Kırım, ekonomi profesörü ve ünlü bir gurme…
2007 yılında yakalandığı Geniz Tümörü ile düne kadar mücadele vermiş. Kemoterapi, radyoterapi, operasyon ve rutin kontroller…
Hayatla, işiyle, yaşamıyla hep bir savaşı olmuş. Elindeki proje bitmeden bir yenisini düşünmüş ve üretmiş.
Kendini yenilikçi ve antistatükocu olarak tanımlamış. Ama yalnız Allaha karşı gelmediğini / gelemeyeceğini belirtmiş.
Bildiklerini aktarmayı, paylaşmayı hedeflemiş. Ne istediğini bilen, aklına koyduğunu yapan ve gerçekleştiren zor bir adam olmuş.
Sürekli okuyan, gözlem yapan, dünyayı yakından takip eden, sadece uzmanlık alanlarında değil, genel konularda da meraklı olan örneğin klasik müziği çok iyi bilen biriymiş.
İlk görüşte aşık olduğu, evliliğinde huzuru bulduğu Yudum hanım, ikinci eşi ve yol arkadaşı olmuş, ilişkilerinde “ birlikte gelişme faktörü” nü esas almış ve yaşamı ertelemeden dolu dolu yaşamış / yaşamışlar…
En büyük hazinem dediği 8 yaşındaki kızı Zeynep’in ve diğer iki çocuğunun dalgacı, komik ve öğretici babası olmuş.
“Pişmanlıklarım mutlaka vardır, ama benim terazimin tatmin olmuşluk kefesi çok daha doludur” demiş. Ne mutlu !
Bu son röportajını hastanede tedavisi sürerken vermiş, hatta yazdığı 21 kitapdan sonuncusunu da hastanede yazmış. ( ölümünden 1 gün önce yayınlanan kitabının adı; Bulut gelir Söke’ye çek eşşeği köşeye )
Blog fotoğrafındaki bu tablo artık albümlerde kaldı ne yazık ki. Ölüme 2 gün kala hastane odasında verilen müthiş direniş, zarif, şık, karizmatik görüntü tam da Arman Hoca’ya yakışır cinsden bir veda olmuş…
Nurlar içinde yatın… Güle güle…