- Kategori
- İlişkiler
Artık çok geç
Yatağındaki kadının, açıkta kalan çıplak omzunu ve dudağını öpüp, kısık gözlerle saatine baktı, vakit ne kadar da çabuk geçmişti. Usulca kalkıp yataktan, yerde yayılmış kıyafetlerini bir bir giydi. Bu arada istemeden gözü odadaki aynaya takılmıştı. Başını çevirip, kendine bakmaya korkuyordu sanki. Nasıl bir insan olup çıkmıştı böyle. Hafif başını silkeleyip, bunları düşünmemeye çalışarak sessizce çıktı odadan…
Sokağa çıktığında, hafif çiseleyen yağmur kendine getirdi onu. Nereye koyduğunu bilmediği sigarasını ararken telefonuna ilişti elleri. Defalarca aranmıştı. Karısının olduğunu bildiği için bakmayıp, sigarasından yaktı bir tane. Sonra yaptığı bu harekete pişman olup telefonunu tekrar aldı eline. Tarif edemeyeceği şekilde yüreği sızlıyordu.
Karım diye düşündü içinden. “Temiz yüzlü doğal meleğim. Sensiz bir hayat istemiyorum, seninle mutluyum…” Sonra kendisinden tiksinip, bitirmediği sigarasını yere fırlattı…
Ama beynini fare gibi kemiren düşünceler peşini bırakmıyordu. Farkında olmadan bir sigara daha yaktı. “Nasıl yapıyorum bunları sana. Oysaki seni seviyorum ben. Varlığını, kokunu, bana aşkım diye seslenişi, yüzüne takındığın sana çok yakışan o sevimli gülüşünü…
PEKİ NEDEN?
O kadın niye hayatımda!
Seviyor muyum onu?
Nedir beni ona götüren?
Onun için karımı silebilir miyim hayatımdan?”
Olmadık şekilde pişmanlık duyguları sarmıştı vücudunu… Peki bu soruların cevabını biliyor muydu ya da kendine itiraf edebilecek miydi?
Kör karanlıkta, yanından geçen taksinin sesiyle irkildi. Arkasından el etti ama sonra vazgeçti. Yürüyecekti…
Keşke geriye dönebilsem, bunlar hiç olmasaydı dedi kendi kendine. Bunu ilk defa söylüyordu… Birden kafasındaki soruların cevabı netleşti gözlerinin önünde;
“Erkeksi arzularını renklendirmek için başka bir kadın vardı hayatında!”
Ne kadar da duygusuz ve ilkelce çıkmıştı bu sözler ağzından. Pişmanlığın yanına birde utancın verdiği ağır bir yük bindi omuzlarına. Tanrım bu ben olamam… Olmuştu…
Ama değiştirebilirdi, eskisi gibi olabilirdi. Bunu düşünmek birden rahatlatmıştı onu. Vazgeçebilirim diye düşündü tekrar. Yaşadığı yasağı çıkaracaktı hayatından. Çok kararlı olduğunu hissetti, beyninde bitirmişti nasılsa, yarında ona bir daha görüşmeyeceğini söyleyebilirdi.
Adımları kendiliğinden hızlanmaya başlamıştı artık. Çabucak evde olup karısına sarılmak ve utanmadan gözlerinin içine uzun uzun bakmak istiyordu. Biraz önce binmekten vazgeçtiği taksiyi şimdi gözleri arıyordu. Ne kadar zaman geçmişti bunu da bilmiyordu. Hemen başka bir taksi bulup atladı. Evde olmak için sabırsızlanıyor, yeniden dünyaya gelmiş gibi hissediyordu. Evlerinin önüne geldiğinde heyecandan inemeyeceğini düşündü.
Kendini son bir kez toparlayarak anahtarını çevirdi. Karısı her zamanki gibi holün ışığını açık bırakmıştı. Bir daha ışığı açık bırakmasına gerek kalmayacak, çünkü yatarken yanında ben olacağım diye düşündü.
Sessizce yatak odasının kapısını açıp, usulca yanına sokuldu. Karısının cansız bedenini ve avucundaki boş ilaç kutusunu nice sonra fark etti. Çünkü okuduğu notu anlamlandırmaya çalışıyordu…
“Sadece benim olman için çok bekledim. Bunu hala seni çok sevdiğim için yaptım. Çünkü seni ölesiye severken başkasıyla paylaşamazdım…”
Geç kalmışlardan olmamanız dileğiyle…