Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '08

 
Kategori
Öykü
 

Artık fark etmez - 8.bölüm

Artık fark etmez - 8.bölüm
 

"RESİM:çALINTI"


Annesinin sesi soğuk duş etkisi yapmıştı Fecri’ye. Yatağın içine zımba gibi oturuvermişti… Elleri ile başını sıktı ağrıdan kurtarmak ister gibi…

“Başım… Başım zonkluyor “ diye mırıldandı…

“Nisan…Nisan… “

Ses yoktu… Duvardaki saate ilişti gözü… Saat on bire gelmek üzereydi…

“Aman Allah’ım… Annemin öfkesi bu yüzdendi demek... Acele etmezsem bankaya da yetişemeyeceğim… Sonra dinle dur Afife Hanım’ın çenesini… “ diye söylenerek yataktan fırladı Fecri… Pike ayağına dolandı yere kapaklanır gibi oldu ama toparladı kendini ve duşa girdi…

………………………………..

“Ne düşünüyorsun Nisan…”

“Fecri ‘yi … Onu ilk gördüğüm gün geldi gözlerimin önüne… Hatırlıyor musun bir öğleden sonraydı…”

“Evet…”

“ Perşembeydi günlerden… Girivermişti bu kapıdan içeriye… “

“Göbeğinden sorunu vardı değil mi….”

Gülümsedi Nisan…

“ Diyet yapmak istiyordu sırf göbeğini eritebilmek için düşünebiliyor musun Emel… Ne kadar da dikkat ederdi yediğine içtiğine… Oysa şimdi bile bile zehirliyor kendini… “ diyerek arkadaşının gözlerine baktığında ıslanmıştı kadının yanakları çoktan.

Kalktı yerinden Emel… Arkadaşının yanına giderek elini doladı omuzlarına.

“Biz bu hale nasıl geldik Emel nasıl…”

“Her şey düzelecek Nisan. Üzme kendini bu kadar.. Sen bir şekilde ikan edersin Fecri ‘yi inanıyorum ben sana.”

“Biliyor musun canım artık eve bile gitmek istemiyor… Mümkün olsa alıp başımı gideceğim uzunca bir süre buralardan… Ama öyle bağlarla bağlanmışım ki Ankara’ya… İşim… Kızım… Güya evim… “

“Geçecek canım hepsi geçecek…Biraz sabır. Eski güzel günleri yakalayacaksınız yine..”

“Söylediklerine sen de inanmıyorsun Emel… “

Hiçbir şey söyleyemedi kız…

“Eve gidince neyle karşılaşacağım, Fulya ‘yı nasıl koruyacağım diye düşünmekten kendimi işime veremiyorum bile…”

“Nisan… Canım… Kalk hadi … Önce elini yüzünü yıka..Sonra da çık dolaş biraz… Alış veriş yap mesela… Zafer Çarşısında bir resim sergisi varmış, seversin sen sergiye git… “

Arkadaşına baktı Nisan..

“Sen idare edebilecek misin tek başına…”

“Merak etme sen… “

"Hoş bedenim burada ama zihnimi toparlayamıyorum ki yani varlığımla yokluğum bir… Sana bir faydam yok…”

“Onu demek istemedim biliyorsun…”

“Biliyorum canım “diyerek kalktı yerinden genç kadın.

Kapıdan çıkarken yana çekilip ona yol veren adamı bile görecek halde değildi Nisan… Adam bir süre baktı kadının ardından sonra da kadının az önce çıktığı kapıdan içeri süzülüverdi.

“Abi… Abicim… Geleceğini söylememiştin…”

“Sürpriz yapayım dedim kardeşime..Seni almaya geldim öğle yemeği için…”

“ Öğle oldu mu “diyerek saatine baktı Emel…

“Şey… Az önce çıkan bayan… Nisan değil miydi O…”

“Nisan ‘dı…”

“ Hiç değişmemiş hala çok güzel “ diye düşünmeden edemedi Kenan.

“Konuştunuz mu…”

“Yooo. Beni fark ettiğini bile sanmıyorum..Çok kötü görünüyordu .Nesi var, hasta mı…”

“Uzun hikaye anlatırım bir ara….” Diyerek çantasını aldı ve abisinin koluna girdi Emel..

“ Eeee…Abim beni nereye götürecek…”

“Hacı Arif Bey’e ne dersin…”

“Harika derim…”

“Çıkalım o zaman küçük hanım…”

…………………………..

Havluyu beline dolamış olarak geri döndüğünde Fecri odaya yayılan keskin anason kokusuna karışmış ter kokusu genzini yaktı… Hemen koşup pencereyi açtı ardına kadar… Yatağın ucuna ilişti…

“Allah kahretsin .Yine sözümde duramadım…yine körkütük içtim… Nisan’ı incitecek bir şey yapmadım inşallah “ diye birbiri ardına dolaştı zihninde düşünceler… O an hatırladı en son yatakta olduklarını…

“İstemiyorum “ diyordu Nisan…

İsteyeceksin “diyen kendi sesini işitti sonra Fecri. Boğuştuklarını hatırladı acı ile..Nisan’ın tiksintiyle bakan gözleri Ona doğru bakıyordu…

“Aman Allah’ım… Hatırladıklarım… Bunları yapmış olamam ..Olamam Nisan’ı incitmiş olamam.. Ya Fulya…”diyerek başını ellerinin arasına aldı.

………………………….

“Zavallı Nisan… Yaşadıkları çok korkunç…” diye iç geçirdi Kenan.

“Abi… Şimdilik sen bunları bilme… Yani karşılaşırsanız… Nisan sana anlatıncaya kadar…Tabii eğer sana gelmeyi kabul ederse…”

“Aşk olsun emel..Sen abini hiç tanımamışsın…”

……………………….

Afife’nin hışmından kurtulamamıştı Fecri parayı öğleden önce yetiştirmesine rağmen… Annesinin gür sesi balyoz gibi inmişti kafasına kafasına… Muayenehanesine gelip masasına oturunca derin bir nefes almıştı ve sekreterinden sade bir kahve istemişti… Hava kararmaya başlayıp da eve gitme saatini yaklaştığında aynı şeyi düşünüyordu Fecri…

“Ben nasıl bakarım Nisan’ın yüzüne ayık kafayla..İçmeli …İçmeli ve unutmalı her şeyi…”

…………………………

Gün boyunca başı boş dolanmıştı Nisan sokaklarda… Bir telefon beklemişti kocasından..Bir özür …Sadece bir telefon ama şu saat olmuştu gelmemişti işte… Ne mağazaların vitrinini seyretmek ne de sergi iyi gelmişti kadının yaralı ruhuna… Bungun olunca insan nereye giderse gitsin iç sıkıntısı da onunla beraber gidiyordu . Kızını aldı kreşten… Ayaklarının geri geri gitmesine karşın çaresizce evin yolunu tuttu.

………………………

“Ooooo hoş geldin Fecri “ diyerek ayağa kalktı Rüçhan…

“Hoş bulduk…”diyerek oturdu masaya Fecri.

“Seni kulüpte görmek ne güzel dostum…”

Gülümsedi Fecri…

“Koçum aslan sütü getir bize… “ diye seslendi garsona Rüçhan.

…………………..

Duvardaki saatin içindeki kuş dokuz kere gugukladı.

“Hadi kızım biz yiyelim yemeğimizi..”

“Babam gelmeyecek mi anneciğim…”

“İşi çıktı sanırım Fulyacığım… Daha fazla aç kalmak doğru değil… Daha yediklerimizi hazmedeceğiz uyuyana kadar…”

………………………….

“Şerefe “dedi elindeki kadehi havaya kaldırarak Rüçhan…

“Şerefe “ diyerek tokuşturdu elindeki kadehi Fecri.

“En kötü günümüz böyle olsun “..

“Olsun be…”

“Koçum peynir yok tabakta … Yenile şunu…”

“Emredersiniz abi..”

……………………………

“Hadi bakalım dişlerimizi de fırçalayalım… Sonra yatak…”

“ Babamı özledim ben anne… Kaç gündür görmüyorum Onu… Neden bu kadar çok çalışıyor…”

“Bizim için güzel kızım. Daha iyi şartlarda yaşayalım diye…”

“Ben babamı istiyorum anne..”

“Hadi canım yatağa… Sabah görürsün babanı…

Anahtarın döndüğünü hisseti Nisan kapının deliğinde.

“Hadi Fulya …Uzattın ama çabuk yatağına…”diyerek koştu kapıya Nisan… Karşısında neredeyse yıkılacak gibi duran kocasının kolunun altına girerek Ona destek vermeye çalışıyordu .Bir an önce odalarına götürüp yatırmaktı derdi. Fulya’dan saklamak Onu…

“Baba..Babacığım…”diyerek salona geldi kız..

“Fulya … Kızım…” diyerek iki yana yalpaladı Fecri.

“Anne babamın nesi var… Hasta mı… Neden garip davranıyor..”

“Hasta biraz… Hadi sen odana git ve pijamalarını giy.”

“Fulya gel kızım… Öpeyim seni..”dedi Fecri dili dolanarak…Ama o an dengesini yitirdi ve tökezledi. Nisan adamın ağırlaşan bedenini güçlükle yakaladı.

“Bırak beni… Bırak kızıma iyi geceler öpücüğü vereceğim…Atık onu da mı yasakladın.Sen ne biçim kadınsın “ diyerek itti Nisan’ı… Nisan sendeleyerek yere düştü… Başını duvara vurdu… Sersemledi… Duvardan destek alarak kalkmaya çalıştı ama Fecri ayağı ile yeniden itekledi Onu…

“Anne… Anneciğim…”diyerek yanına koştu küçük kız.

Fulya’dan aylardır sakladığı olaylar su yüzüne çıkıyordu bu gece…Çok üzgündü Nisan… Gözlerindeki yaşlara daha fazla engel olamamıştı.

“Anneme ne yaptın baba…Ne yaptın ona… Ağlama anneciğim ağlama..Ben koruyacağım seni… Seni sevmiyorum baba…Seni sevmiyorum… Sen kötü bir babasın..Fenasın… Annemi üzdün… Ona vurdun… ”

Sanki bir anda güçlenivermişti Fecri.. Küçük kızı kolundan çekerek diğer tarafa savurdu.

“O kadının başının altından çıkıyor her şey…Seni bana karşı zehirliyor…” diyerek küçük kızın yanına gitti. Korkudan koltuğun ucuna sinmişti Fulya…Omuzlarından tutarak sarstı küçük kızı…

“Seni seviyorum babacığım de…. “

Küçük kız korku dolu gözlerle bir babasına bir de annesine baktı..”

“Sen çok fenasın seni sevmiyorum “ dedi.

Fecri kendini kaybetmiş gibiydi… Kızı omuzlarından tutmuş sallıyordu. Nisan güçlükle toparladı kendini… Kalktı taş zeminin üzerinden… Bacakları titriyordu kadının… Belinden yakaladı adamı…

“Onu bırak Fecri… Çok küçük O… Görmüyor musun nasıl da titriyor… Korkuyor senden…”

Kızı bırakıp karısına döndü..

“Fulya çabuk odana git “ diye bağırdı Nisan…

“Senin yüzünden sevmiyor beni… Kızım babasını sevmiyor… Benden nefret ediyor… ” diyerek elini havaya kaldırdı vurmak için karısına…

Nisan çeviklikle geri attı kendini…

“ Sakın Fecri sakın…”dedi adamın gözlerinin içine bakarak kan çanağına dönmüş gözleriyle… Ve hızlı adımlarla kızının odasına koştu… Soluğunu ensesinde hissediyordu sanki adamın…Fulya yatağın içine büzüşmüş titriyordu .Küçük kızın dudakları birbirine çarpıyor, minik kalbi küt küt atıyordu… Nisan acele ile odanın kapısını kilitledi…

“Nisan aç kapıyı yoksa çok kötü olacak aç diyorum sana…”diye bağırarak odanın kapısını yumrukluyordu Fecri…

“Anne “ diye seslendi korkarak Fulya…

“Yavrum….” diyerek sarıldı Nisan kızına..

“Korkma sakın ben yanındayım… Her şey geçti… Geçti yavrum..”diyerek kızının saçlarını okşadı .

Her şey geçmiş miydi …Söylediklerine kendi de inanmıyordu Nisan…

Bir süre sonra dışarıdan bir gümbürtü duyuldu…

"Düştü yine… İnşallah sızmıştır “diye mırıldandı kollarında uyuyakalan kızını yerleştirdi yatağına… Yine de içi rahat etmemişti kadının yavaşça açtı kapının kilidini… Sessiz adımlarla salona geçti… Halının üzerinde boylu boyunca yatıyordu adam…

“Offff “diye iç geçirdi Nisan…İçeriden bir battaniye alarak geri döndü ve kocasının üzerini örttü… Tekrar kızının odasına döndüğünde kapıyı kilitledi yeniden… Kızının yanına uzandı ama düşünceler kafasının içinde cirit atıyordu… Anlaşılmıştı uyku bu gece de haramdı Ona.

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..