- Kategori
- Deneme
Artık yazma zamanı!

Now it is time to write- Artık yazma zamanı!
Dün erken yattım çünkü uzun zamandır yazacak zaman bulamıyordum. Ve sabahın dördünde uyanıp tekrar uyumadım. Harika bloglar okudum Güz Özlemi’nden, Sudan Hayallar’den ve Papatya Tarlası’ından! Ve düşündüm ki eskiden yazarken ve de çok sık yazarken ne kadar az MB’li, şimdi az yazarken, ne kadar çok MB’li olmuşum. Büyük bir çelişki bence… Bu konuda Ata Kemal beyden fazlaca istifade ettiğimi biliyorum. O bana gerçek MB’li olmak nasıldır öğretti: İçten teşekkürler…
Laura Passini dinliyorum. Ve diyeceksiniz kim bu kadın: İtalya’nın kadın Eros Ramozotti’si!
Napoli’de iki yıl yaşamış şanslı çocuklardan biri olarak Eros’u daha çocukken keşfetme şansı olan biri olarak, onun ve kopyalarının değerini en az bir İtalyan kadar iyi bilirim. Aşağıda size bir şarkı tercümesi; Unaltra Te- Bir başka sen
Bir başka sen
Nerede bulurum
Beni şaşırtan
Bir başka sen
Benzer baş belası
Kim bilir
Var mı
Aynı sohbetler, aynı ifadeler
Başkasında olur mu bilmem
Her zaman dikkatli bakışlar
Benim hareketlerime
Biraz olsun boş alan bulsam ,
Senden uzaklaşsam
Hep aynı fantezi
Vahşi duygulara kapılma güdüsü
Eğer aşklarımda bir yaratıcılık varsa
Eminim ki ben hala sana saplanmışım
Ve her zaman daha bariz
Her akşam seni özlüyorum
Kıskanmaların
Daha çok benimkiler olsa da
Çok arayacağım
Ki onlar beni ayakta tutmuştu
Her şey pekaçık
Bir başka sen
Ki yaratıcılık varsa pek açık ki
Hala sana saplanmışım
Ve her zaman daha fazla
Üzücü ve apaçık
Bir başka sen
İnanmıyorum
Bu tercümede biraz benim tamlamalarım da var. Fakat duygu aynı duygu ve galiba ben hayatı şarkılarda yaşamayı Eros’tan öğrenmişim ama Laura da farklı değil. Ondan da alıntı yaparsam:
“Uzun yıllardır seyahatler yapıyorum
Seyahat insanlarla tanışmak demek
Ve bu seyahatlerde kendimi de tanıyorum
İçtenlikle inanıyorum ki
İnsanlar yaptıkları yardımlarla var olurlar
Verdikleri sözlerle
Ve inanıyorum ki arkadaşlık
Bugün için gerçek bir değer
Dünyada, bu yüzyılda…
Bir sonraki şarkı (Benim yürüdüğüm Coğrafya-Le geografia di mio cammino)
Cesareti olan insanlara adanmıştır”
Ve ben bu şarkılarda hayatımı buldum. Ben bir ROCK’çıyım ve benim dedelerim ve orijinim, ZZ TOP! Gitarı bu kadar konuşturan başka bir grup dünya üzerinde yoktur. Şarkı sözü bir ise müzik yüzde doksandokuz’dur. 1960’larda Rock’n Roll ile başladıkları müzik hayatına 2000’lere kadar kurucusu oldukları Hard Rock sounduyla(tınısıyla) babaların babası olarak gelmişlerdir. Çünkü hemen-hemen herkesten yaşlıdırlar.
Neyse…
Edebiyata ara verdiğimin farkındayım. Ve biliyor musunuz; bu bilinçli bir karar. İçimden gelmiyor o karmaşık ve çapraşık duyguları belirli bir zeminde yazmak! İnsan olarak hayatı yaşamaya o kadar açım ki, bir yazar olarak hayatı başkaların üzerinden anlatmak, hiç de işime gelmiyor!
Ben bu durumun böyle olacağının yıllar evvel de farkındaydım açıkçası, normalleştikçe artık yazmak istemeyecektim ve Güz Özlemi’ne defaten söylemişimdir!
Artık iyileştim…
Ve bir kadın aşkı önemini yitirdi…
Yerini yaşama aşkına bıraktı!
Hal böyle olunca yaşanacak çok fazla fırsat var hayatta, bize sunulan! Size oturup da neler yaşadığımı anlatmıyorum. Yani olay BBG olayı kesinlikle değil. Çünkü benimkisi “arkası-yarınlık” cinsten ve neredeyse her gün önemli bir olay olur hayatımda. Kesinlikle sıkıcı değildir ve hatta ilham vericidir.
Ama yazmak istediğim bunlardan çok farklı; yaşadıklarım değil, öğrendiklerim!
Bu aralar konferanslar verdiğim için gençlerle paylaşıyorum zaten öğrendiklerimi. En son “Kalitesizliğin Maliyetleri” konusunda 4 saatlik bir sunumum oldu MMO’da. Ama temelinde halen aynı şeyi yapıyorum; matematik öğretiyorum! Garip olansa mühendis olmalarına rağmen matematik bilmemeleri, yani denklem çözmeyi biliyorlar fakat niye denklem çözdüklerini bilmiyorlar! Özcesi matematiği niye öğrendiklerini bilmiyorlar! Bu konuda ciddi bir blog yazdığım için üzerinden burada geçmeyeceğim ama merak edeniniz varsa lütfen okusun.
Biliyorsunuz veya bilmiyorsunuz, çok değil haziran ayında hayatımı tam tamına bir şiire sıkıştırdım:
HAYATI SEVİYORUM
Ve her şey
Aşkım içindi
Süzüldüğüm ardı sıra bulutların
Arkamda dalgalanan pelerinim
Gönlüme vuran aşkım içinde
Ve yaşamak
Doyarcasına
Patlarcasına
Ne mutluymuş
Sanki ciğerim parçalanır gibi
Aşk üstüne aşk
Karşıda cami
İçimde yükselen ilahi aşk
Bir fabrika üzerinde tüten kirli bir bulut
Küçük minik eteği içinde
Büyüyen iri kadın Sophia Lauren
Sayfalarca yazamadığım ilk aşkım
Ve ben
Ne mutluymuşuz
Pislik içinde yüzen
Mikroskobik boyutta mikroplar
Dün yediğim bozuk dondurmadan
İshal olmalar
Ya da
Bütün bunların tersine
Yaşama aşkım
Ne mutluymuş
İyileşmiş
İyileştirilmiş
Kırık kalbim
Ve hüzün boyutunda
Yürek burkan
Kursağım kadar aşk
Ve lezzet ki yaşamanın
Hammaddesi var olmak
Ve bütün kaybolan ve
Başlayan anılar
Ne mutluymuşuz
Ve ağır aksak
Eğilmekte zorlanan göbeğim
Ve ben
Ve sen
Ve var olan dünyamız
Ve bir şakı
Ve onbinlerce şiir
Hepsi bir bütün
Anlamak vermekteler hayata
Meğer ne mutluymuşuz
Ve sağılacak süt kadar taze
Pisliği yeni yapılmış bir at-bok kokusu
Toprağın üzerindeki gübre kadar etkili
İşte böyle bir şey
Yüreğimden fırlayan hayatım
Ne mutluymuş
Ve istediğin benden
Bu kadar bilge değilse hayatın
seninle beraber olmak
Aslında en kolayı
Ama aşk
Boyun verirse şayet
Meğer ne mutluymuşuzolacağız
Rüzgarın yağmur uğultusu
Kalbimi ritimliyor
Bir darbuka gibi
Sepet-sepet yumurtanın yere düşmesi gibi
Ve kırılmasıdır aşkın
Yeni kırılan bir yumurta gibi
Meğer nemutluymuşum
Halen yeknesak varlığım içinde
Patates büyüklüğünde kurtlar
Ayağımdaki varisler kadar sarksalar
Siyah yerine mor renk
Hayatımı renklendirirdi
Ve seni
Ve ben
Bu kadar acıya rağmen
Birlikteysek ya da olacaksak
Vardır bir bildiği hayatın
Meğer ne mutluymuşuz biz
Sormasalar bile sana, bana
Kaçamak cevaplar vermesek bile
Gönlümdeki aşk
Bizden çok öte öğeler içerir
Ve sen
Ve ben
Boşuna tükettiğimiz cümlelerde
Boğulup tıkanırız
Oysa her vesileyle tanışmamız
Kutsanmış iken
Ne yazık ki
Bu hayat şansını iyi kullanamadık
Meğer ne mutluymuşuz biz
Yağmur ve düşünceler dindi
Ve aşkımız
Ne Leyla, ne mecnun
Sen ve ben içindi
Ve kullanmamız gereken nefes
Hepimizi de içine aldı
Ve bundan sonra
Ne sen
Ne de ben
Buna engel olabiliriz
Sadece resmedeceğiz
Seni ve beni
Yaşadığımız sürece
Ve mutlulukla
Hayatı seviyorum
Ama size bir ayrıntı vereceğim: Bu şiir geçmişe ait bir hayatı anlatıyor.
Bugün içinse;
VE SARIŞINDI HAYAT
Bugün hayatı yaşadım
Yarın ise seni
İkinizde sarışındınız ve yeşil gözlü
Hanginiz daha güzel bilmem
Muhtemelen sen çıplak
Hayat senden çıplak
Mis gibi kokuyordunuz
Tıpkı bebek gibi
Denize baktım mavi-mavi
Üzerinde martılar
Ağzında onu doyuracak balığı
Richard Bach sanki bir orkestra şefi gibi geldi
Oysa bir kitabında martı olup uçtu
İşte hayat
Hem sen gibi seksi
Hem bir çocuk gibi
Gerçek aşk gibi
Mutluluk için
Başımı döndürdü
Ben gibi
Sen gibi
Soyunuk popolar gibi
Zevcelik yapan makyajlı bir geyşa gibi
Seviştik
Ve hayat
Hem seni
Hem de beni doğurdu
Ne mutlu olduk
Karşımızda deniz
Önümüzde cinsel organlarımız
Elimizde elma
Sınırsızca yiyip
Dünyayı pislettik
Ama olsun
Hem sen
Hem ben
Ne kadar sarışınız değil mi
Tıpkı bir güneş gibi
Aşk vücudumuzu yaktı
Ve sana bir sır vereceğim
Boş versene seni
Hayatı gelin giyineceğim
Kendimi de damat
Ve de çocuklarım için dua ederek
Yaşayacağım hayatımı
Elveda sana sevgilim
Hoş geldin bana hayatım!
Bu kadar da yazılmaz ki!