Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '14

 
Kategori
Deneme
 

Aşağılamak için insanın yüzüne tükürmeniz gerekmez; İlgilenmemek en büyük aşağılamadır

Aşağılamak için insanın yüzüne tükürmeniz gerekmez; İlgilenmemek en büyük aşağılamadır
 

İnsanlar sizlerin var olduğunuzu bildiği için kendilerini bir şekilde fark etmenizi beklerler. Orada olduklarını bilin, bildiğinizi gösterin de yanlarına bile gitmeyin. Mesele ilgilenmeniz değil varlıklarını kale almanız.

Yedi milyar insanın yaşadığı dünyada birilerinin sahipsiz, kimsesiz, daha kötüsü milyarlarca insanın içinde yapayalnız olduğunu düşünmesi insanlığın utancı olmalı. Onlarla ilgilenmeniz, onlar için bir şey yapmanız, hatta selam vermeniz bile gerekmez; yalnız olmadıklarını hissettirin yeter.

Ben çoooookkk “Dünyada yapayalnızım” diye ağlayan insan gördüm. Eşi/sevgilisi terk etmiş, annesi babası bırakıp gitmiş, dostu ahbabı yok. Bu tür insanların yine de yalnızlık hissetmemeleri lazım; çünkü yeryüzü insan kaynıyor. Senin bırakıp gitti dediklerin de insan. Ama işte şöyle bir şey var ki tam bir insanlık cehaleti. Herkes işte sadece aile, akraba ve tanıdıklarımla ilgilenirsem tamam diye düşünüyor. Dünyada böyle bir gelenek var sanki.

Parkta şurada burada tanımadığı biriyle ilgilenen(ondan alacağı bir şey varsa ayrı tabii ki) görmedim. Bu durumda ailesi, akrabaları ya da tanıdıkları olmayan veya olmasa daha iyi olan kimselerin yedi milyar insanın yaşadığı koca dünyada yalnız kalmaları işten bile değil.

İnsan yalnız kalabilir, herkes yalnız kalır; ama beklenen ya da gelecek varsa, er ya da geç gelecekse yalnız sayılmazsınız.

Fakat işte bu anlattıklarımız evrensel bilince henüz ulaşamamış kimseler için. Benim anam ölse babam ölse, dostum akrabam tanıdığım olmasa yine de yalnız kalmam. Tanımadığım insanın kapısını çalarım. Dünyada bir kişinin dahi yaşadığını bilsem yalnızlık duygusu hissetmem.

Peki, evrensel bilince sahip kişiler yok mu? Varsa bunlar neden yalnız kalabiliyorlar? Kalırlar; çünkü bu dünyada yaşadığını, kendisi gibi yaşayanların varlığının bilincinde olduğunu( onları bildiğini, ilgilenip hal hatır sorduğunu)  bilen kişi sayısı parmakla gösterilecek kadar az. Onların ilgisi de ilgiyi hak edene (meşhur, güzel, paralı, önemli, farklı kişi vs) gidince…

Dünyada kişilerin kişilerle ilgileri/ilişkileri %80 oranında menfaate dayanıyor. Sizde bu menfaat yoksa (ki dünyanın hali ortada) yedi milyar insanın yaşadığı dünyada bile yapayalnız kalırsınız.

İnsanlar bu konuda çok ciddi yanılgı içindeler. Kendilerinde başkalarının alabileceği bir şey (güzellik, para, bir menfaat, ilgiye değecek özellik vs) varsa gösterilen ilgi bundandır. Bu kişiler de sanırlar ki benimle beni sevdikleri için/ben iyi olduğum için ilgileniyorlar. Sizin yanınızda yörenizde yüz kişi var. Saydığımız özellikler olmayan birinin yanında kimse yok, neden acaba? Bütün bunlar sizin bilgili, esprili, özel, karizmatik vs olmanızdan olabilir mi? Fakir Cem Yılmaz’dan daha komiktir ama onun esprisine kimse gülmez. Bu kişiler bu durumlarını kaybettiklerinde yanlarında kimse kalmaz. Şişli’de sokakta yaşayan bir yaşlı kadın “Bir zamanlar on kişi birden sigaramı yakarlardı” demişti.

Bunlar işin arabesk yönü. İşin felsefi ve insani boyutu var. Siz birileriyle ilgilenmiyorsanız birilerinin sizle ilgilenmediğinden şikâyet edemezsiniz. Ve ilgilenmediğiniz kimseleri aşağılıyorsunuz demektir. Tabi canım etrafınızda, her gün görüyorsunuz, yanınızdan yörenizden geçiyor ama siz görmüyor, ilgilenmiyorsanız o kişiyi kale almıyorsunuz demektir. Bana ne başkası kale alsın. Başkası da sizin gibi yapıyor.

Her insanın etrafında birçok kişi olabilir; hepsiyle nasıl ilgileneceğiz? Bazılarıyla bütün zamanınızı paylaşırken o insancıklara da hiç değilse gülümseyebilirsiniz. Ondan sonra “Ben insanları seviyorum” Hadi ya! Seçtin birini. Onda aradığın her şey var. Veriyorsun çünkü alıyorsun da. Bu sana yetiyor, başkalarının yüzüne bakmıyorsun. İlgi dedikse illa da bir şey yapmanız gerekmiyor. Para vermeniz, onlarla dans etmeniz, birlikte sinemaya gitmeniz, hatta konuşmanız gerekmiyor. Bir gülüş ya da küçük bir merhaba “Sizden haberim var. Sizi biliyorum. Kendinizi yalnız hissetmeyin. Ben buradayım. Beni tanımasanız, beraber yaşamasak, sizinle hiçbir şey yapmamış olsak bile ben sizi biliyorum” anlamına gelir. Bu küçücük davranış o kişinin yalnızlığını alır götürür.

Bu küçücük davranış kişinin eşi/sevgilisi terk etmiş, annesi babası bırakıp gitmiş, dostu ahbabı olmasa da dünyada kendisi gibi yaşayanların olduğunu, yalnız yaşadığını ama kimsesiz olmadığını,  bu kimseler yabancı olsalar da kişinin kendisini kale alıp varlığını kabul ettiklerini gösterip bir gülüşle bir merhabayla hatta belki birkaç söz ya ikramla kendisini yalnız hissetmemesini sağlarlar ki bu da yalnızlık çeken insanlara yeter.

Yalnızlık çeken insanların derdi kendisi herkesle ilgilendiği halde kimsenin kendisine ilgi göstermemesi nedeniyle rencide olmaktır. Çünkü kimsenin yüzüne bile bakmadığı insan yani bir şekilde aşağılık biri olmalı. Bir kişiyle ilgilenmiyorsanız onu önemsemiyorsunuz demektir. Bir kişiye bütün zamanınızı veriyor (bir an için menfaat olmadığını düşünelim) bir diğerine gülümsemiyorsanız dahi siz insanları ayırıyorsunuz demektir. Bu da çok açık bir şekilde insanları aşağılamaktır.

   

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..