- Kategori
- Deneme
Ben Atlantis
Dört yanım çevrilmiş bir halde. Envâi çeşit canlılar, yosunlar, mercanlar, fırtınalar, tsunamilerle kuşatılmışım. Kirletilmiş bir dünyanın içinde, boğuluyorum. Balıklar kirli, yosunlar sülük gibi yapıştı mı kurtaramıyorsun yakanı. Mercanların o eski güzellikleri, değerleri kalmadı artık. Karardılar, eciş bücüş oldular, beş para etmezler. Burada kalamam artık, gitmeliyim, nereye olursa. Bunun için yapmam gereken tek şey sifonu çekmek. Foşş…Hepsi bu kadar işte. Son, nos, the end, finish.
Benim adım Atlântis. Koskocaman bir adayım ben, ne adası bir kıt'ayım hâttâ bir dünyâyım. Ama batıp gitmekteyim, yitmekteyim. Kendimi neden böylesine berbat hissediyorum? Her şeyin bir başı bir de sonu vardır, bunu bilmem gerekiyordu. Yaşadım yaşayacağımı , üstümde bir dünyâ kurdu birileri. Hâttâ bir sürü dünyâlar kuruldu tepemde. Kurdular, battılar, çıktılar, yeniden kurdular yeniden battılar. Sonunda olan bana oldu, beni batırdılar. Yok artık, böyle devam edemez. Hepsine son vereceğim. Sifonu çekeceğim, çekiyorum, çeektiim…
Banyoya girdiklerinde onu gördüler. Küvete uzanmış, yatıyordu. Kızıl bir gölde yüzen kuğu misâli. Bir eli küvetin kenarından dışarı sarkmıştı . Bileklerinden akan kanlar banyo zeminini ve küvetin içini kızıla boyamıştı. Dudaklarında bir vedâ gülüşü, hoşça kal diyordu bizlere. Atlântis gitmişti.