- Kategori
- Aşk - Evlilik
Aşk: bahar kokusuna sahiptir (2)

Özlüyorum
seni
uyurken
seyretmeyi,
benini
öpmeyi...
Koşuşturan insanların, mesai saatlerinde sokaklardayım. Kalabalığın içersinde hayata karışıyorum. Sen yanımda olmadan, yaşamayı öğreniyorum. Güz kadınının tarif ettiği yerdeyim: bir istasyon hüznünde. Trenlerden inen yolcuları sahipleniyorum. Gülümseyerek onlara'günaydın' diye sesleniyorum. Tahmin etmişsindir, yine en keyif aldığım şeyi yapıyorum: çıtır simitin yanında demli çayımı yudumluyorum.
ve
ben
yanımda olmanı
çok ama çok istiyorum...
Birazda olsa serinlemek için, sahile kaçıyorum. Oturup çay bahçesine, çizimler yapıyorum. Ne vakit bir martı çizsem, seni hatırlıyorum. O martının uçusunu seyrederken, Tanrıdan senin için iyi bir yaşam diliyorum ve tekrar aşık olmanı istiyorum. Ne olur kızma bana,
Ben
hala
dua etmesini bilmiyorum...
Uyandığımda yalnız olmaya alışamadım. İşe mazeretlerle gitmeyip, seviştiğimiz zamanları hatırlıyorum. Sonra tenbellik yapışımızı, yatakta kahvaltılarımızı. Ne kadar uzakta olursan ol, kokunu duyuyorum. Hala büyülüyorsun beni, bir afyon şarhoşluğunda, arsız bir velet gibi azıyorum. Tamam yoksun , tamam sensizim,
ama
ayakta alkışlanan
bir aşk hikayesine sahibim.
Yok ustadım böyle bir aşk!. Ruhumda hissediyorum. Yoksan da bedenimi, sana esir ediyorum. Bu parmaklarla her gün, mektuplar yazıyorum. Tamam biraz zilli, cadı ve cazgırdın ama, seni hala seviyorum.
Artık
sadece
romantik filmlerde ağlıyorum.
İmla hatasına sahip, cümlelere sahip değilim artık. Sen eksik kelimelerimi tamamladın. Noktalama işaretlerimsin. Ben mesafelere hiç aldırmadım. Koca bir okyanusa, istasyonlarda mola vermeyen hızlı trenlere, bulutlarla oynaşan ucaklara sahibim. Biliyor musun hala saklıyorum:ada kaçamaklarında ki biletleri. Kalbimi hatıranla doldursamda , yüreğimde bir şeyler eksik sanki.
Tanrının
gülümsemesinde
her şey
şaka gibi...