Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '17

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk acısının ilacı var mı?

Aşk acısının ilacı var mı?
 

Kim bilir kaç kişi şu an aşk acısından kıvrım kıvrım kıvranıyordur, kaç kişi diplerdedir, kaç kişi ne yapacağını şaşırıyordur, kaç kişi yemeden içmeden kesilmiştir, kaç kişi mide sancıları çekiyordur, kaç kişi durup durup ağlıyordur, kaç kişi boğuluyormuş hissine kapılıyordur, kaç kişi ölüyormuş gibi oluyordur…

Aşk acısı yaşama şekillerinden bir kısmı yukarıda saydıklarım.

Ve en evrensel duygulardan aşk ve aşk acısı.

Dünyanın neresinde yaşadığınız, sosyo-ekonomik konumuzun ne olduğu hiç önemli değil. İster İsveç’te yaşayın ister Pakistan’da. İster İngiltere kralının oğlu olun ister çöpçüler kralının oğlu. Hiç fark etmez, yaşanacaksa yaşanacak.

Karşılıklı ise ve doya doya yaşanabiliyorsa muhteşemdir aşk.

Ya karşılıksızsa ya da karşılıklı ise fakat kavuşulamıyorsa… İşte o zaman acılardan acı beğenin.

Yaşı da yok bu duygunun maalesef. Hiç ummadığınız bir anda karşınıza çıkıverir de ne olduğunuzu anlayamazsınız.

Hem bir defa yaşadım, bitti bir daha yaşamam deyip büyük de konuşmayın. 50 kez değil ama insan hayatı boyunca 3-5 kez aşık olabilir.

Öyle eli de kınamayın sakın. “Ay kız çok çirkin, çocuk Hollywood yıldızı gibi.” Ya da “ Kız prenses gibi ama çocuk, Allahım sen günah yazma, çirkin mi çirkin” diyenlerle dolu ortalık. Ve belli mi olur gönlünüzü öyle birine kaptırırsınız ki feleğiniz şaşar! Yani Fahriye Evcen’le Burak Özçivit’inki aşk da Metin Hara ile Adriana Lima’nınki başka bir şey mi? Yaaaa, boşuna dememiş atalarımız, gönül kimi severse güzel odur, diye.

Hem çiftlerden biri melek biri şeytan da olabilir. Atalara başvuru yine: Gönül bu, ota da konar b..a da.

Zengin oğlan fakir kız senaryolarına da gülmeyin sakın. Bu işler hiç belli olmuyor.

Tahsilli, tahsilsizle yapamaz da demeyin. Öyle “Davul bile dengi dengine.” deyip de ona buna burun kıvıran tahsilli kızların lise mezunlarıyla evlendiğine, çoook şahit olduk.

“Bu benim tipim değil.” “deyip kısmetini geri çeviren ve karşı cinsi resim çizer gibi tarif edenleri de biliriz. Uzun boylu, mavi gözlü, sarışın tiplerden hoşlanırım deyip orta boylu, esmer tenli, siyah gözlü sevdiceğine deli divane olanına da rastladık.

Yani aşkın belli bir biçimi, belli bir tarifi, belli bir formülü, belli bir fotoğrafı yok azizim! Yaşanacaksa yaşanacak.

Gerçi aşka açık(âşık) olmak, diye bir şey de var. Bazıları aşk kadını, aşk erkeği. Ama onların da gerçek anlamda yaşayacağı aşk sayısı toplasan üçü beşi geçmez.  Her, aşk yaşıyorlar diyen magazin haberlerine de çok inanmayın. Gerçek aşk zannedildiği kadar ucuz ve kolay bulunur bir şey değil.

Peki aşk acısının, kalp ağrısının ilacı var mı? Yok maalesef yok! Diplerde yaşayacaksın, deliriverecek gibi olacaksın.  Ağlayacaksın, sabah onun derdiyle kalkıp akşam onun derdiyle yatacaksın. Kara sevda ise yaşanan belki doktora gitmekte fayda olabilir. Bir müddet doktor kontrolünde antidepresan kullanmak az hasar almanızı sağlayabilir. Allah kötü alışkanlıklara meylettirmesin,  demek geldi içimden. Deniz Seki de aşk acısı yüzünden hayatını mahvetmemiş miydi?

Kontrollü aşk olmaz bence olursa da onun adı aşk olmaz. Sonu ne olursa olsun aşk güzeldir, yaşayın gitsin!

Bir şarkının da dediği gibi:

Yordu kırdı döktü/Efsunludur dünya/Kolaya kaçanlar/Sezemiyor asla

Acı sancı yara/Muhteşemdir korkma/Doya doya dokunsun o /Solukla sana

 
Toplam blog
: 31
: 283
Kayıt tarihi
: 27.03.16
 
 

Eğitim: Mimar Sinan Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı /  İlgi Alanları: Okumak, yazmak, gezmek..