Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Aşk bu...

Aşk bu...
 

Konuşmak gereken ne kadar çok konu vardı.Söylenememiş ne çok cümle, dudaklarında kilitli kalan ne itiraflar vardı. Cesareti yoktu konuşmaya. Yanlış anlaşılmaktan korktu belki ya da içindekileri ifade edecek güçte kelimeler yoktu hafızasında. Hep içinde sakladı, hep susmak zorunda kaldı. Sustukça büyüdü içinde yangın. Sustukça boğdu onu sözcükler. Sustukça yıkıldı, kayboldu...

Gitmesi gerekti bazen, gidemedi. Bırakamadı o sesi, gülüşü, bakışı. Kalmak zorunda hissetti kendini. Tüm imkansızlığına rağmen kaldı, savaştı kendisiyle. Kaybetmek istedi varlığını. Bir hazineydi onun için.Yüzünü güldüren, mutlu uyanmasına sebep olan sıcacık bu duyguyu terkedemezdi.

Sustu hep. Hep içine attı duygularını. Hep farklı göründü dışarıdan. İçindeki yangınları, kırıkları göremedi. İmkansızlığı sebepti saklanışlarına. Yüreğinden yaralı onların hikayesi.

Hayal kurmadan, günden hiç birşey beklemeden, umut etmeden yaşanmaz mı? Ne kadar hayal, ne kadar umut. O kadar yıkım olmuyor mu? Gerçekleşmeyen hayaller, umutlar arkası yıkık bir kalp, yaşlı gözler. İlk kez evden üzerine özenmeden çıktı. Parfüm bile sıkmadı. Saatini takmaması imkansızken, onu bile evde bıraktı. Zamansız, kayıtsız, mutsuz çıktı evden. Taktı güneş gözlüklerini. Saklandı gözlüklerin ardına. Kendini, alışkanlıklarını kilitledi bir odaya. İstemedi onları üzerine almak. Gidenin ardından çok şey hatırlatıyorlardı. Hatırlamak istemedi daha çok. Zaten hatırlanacak o kadar çok şey vardı ki. Bir de onlar yük olsun istemedi. Yüreğini koyamadı mesela bir kenara, sımsıkı tuttuğu elini çıkarıp atamadı çekmeceye. Bakışlarına kilitlendiği yerde yoktu o.

Kocaman bir boşluk var hayatında. Yaşamıyordu sanki, sadece nefes alıyordu. Aldığı nefesler bile boğuyordu onu. Tutmaya çalıştığı gözyaşları ırmağa dönüştü içinde. Bir sel olacak yakında ama sonuna kadar dayanmaya çalışıyordu gözpınarları. Gidenler mutlu belki ama kalanlar hep yaralı. Bu kadar anıyla yaşanır mı? Döneceğini biliyordu ama zaman akmıyordu işte. Asır gibi geçiyordu sanki saatler. Her an büyüyordu içinde hasret, öfke. Karmaşık duygular içinde ilerliyordu. ''Yapma bunu'', demişti ona. Bu yürek bu duyguyu kaldıramazdı. Hassastı, sevgisiz yapamazdı. Yapamıyordu işte. Nefes alırken bile zorlanıyordu, yaşayıp yaşamamak arasında bir yerlerdeydi şimdi. Gülüp gülmemek arasındaydı. Bir sevmekten vazgeçmiyordu onu. Bir ona olan sevdasından vazgeçemiyordu...

Değer miydi buna, değer miydi bunca acıya. Ahhh bilebilseydi cevabını. Ne çok cevapsız soru vardı içinde. Ne çok zorlaştırıyordu herşeyi, nasıl da kanatıyordu yüreğini.

Hayatla barışmak
Bir yerden başlamak
Herşeyde sen varken
Kolay mı unutmak...

Gitmek gerek belki, o yokken gitmek. Döndüğünde bulamayacağı yerlere gitmek. Bu sonu olmayan gidişe bir son vermek. Bir kıyabilse, bir boşverebilse onun gibi. O gitti sen burada tutuklu kaldın. Ne zormuş yaşamak onunla ama ondan uzakta. Gidişler hep acıtır içini. Yokolur bir yanın sanki gidenle birlikte. Ona verirsin yüreğinin bir parçasını. Giden döner de geri yüreğin hep kalır gidenle birlikte. Acır sol yanın, ezik yanın. Hayallerin dahada büyür bu gidişlerle. Çünkü bu gidişlerin, dönüşü olacaktır elbet. Muhteşem olmalıdır. Okşamalıdır en şefkat isteyen parçanı, yüreğini. Oysa her zaman umduğunu bulamıyor insan. Bazen o hayaller yıkılıveriyor başımıza. Umut ettiğiniz herşey altüst oluyor. Hani dersiniz, hani böyle olacaktı. Tutacaktı yine bu onu özleyen ellerden. Hani öpecektin yanağından, koklayarak ona çaktırmadan. Çok özledim diyecektin. Onu görünce ilk kez, gülecektin ışıl ışıl parlayacaktı gözlerin. Seni özleyecekti o da, anlayacaktın belki onu görünce. Bir bakışı yetecekti tekrar dünyaya yeniden gelmene.

Geçer mi bu günler. Olur mu hayaller gerçek. Söyler mi gerçekten de 'ben de seni özledim diye'. Hep geride kalan ezik oluyor nedense. Gidenler memnun hallerinden belki de. Hep kalanlar ağlıyor hatıralar eşliğinde. Yapma demişti ona. 'Tutma elimden, yüreğimden, bakma gözlerime'. Dokunduğu, baktığı her yer onunla şimdi. Bedeninin içinde kaybolmuş bir kimlik. Ondan hiçbirşey alamadı ama herşeyini verdi ona. Acıtma ne olur. Dayanamıyor bu cam kırıklarına. Batıyorlar ruhunun her bir yanına. Ne olur yapma. Kaldıramayacağı yükler koyma sırtına. Bu yürek kaldırmaz bu gidişleri, bu terkedişleri, bu aldatışları. Ya açık ol, bilsin içindeki herşeyi, ya da onu ona bırak. Ezilmeye razı bu aşkın ağırlığında. İşte dedi en sonunda.

AŞK BU...

 
Toplam blog
: 71
: 727
Kayıt tarihi
: 14.07.07
 
 

Almanya doğumluyum. Kocaeli'de oturuyorum. Üç yaşında bir oğlum var. Anadolu Üniversitesi Kamu Yönet..