Aşk geliyorum demez!

Elbette geliyorum demez:). Randevu alan bir aşk gördünüz mü? Ama ne muhteşem bir duygudur o… Dönemi, çağı olmayan, ayakları yerden kesen, sayısız düşlerde buluşulan, baktığınız her yerde aranan yüz, çalan her telefonda duyulmak istenen sestir onun sesi. İçinize sığdıramadınız anlatmak isteseniz de kimseye anlatamadığınız en tarifsiz duygu kelimeleri kifayetsiz bırakan, bir kuş misali pır pır eder yüreğiniz bakışlarınız ışık dolu, yaydığınız enerji hep pozitif olur... Aşkı tatmayan bir kalp var mıdır? Sanmıyorum! Her yaşta yakalayabilirse aşk seni, demek yaşı da olmazmış, zamanın da… Hangimiz hatırlamaz anılarımızda, onu gördüğümüz zaman ellerimizin terlediğini, yüzümüzün kıpkırmızı kesildiğini, iki kelimeyi bir araya getiremediğimizi, heyecandan vücudumuzu ateş bastığını… Platonik ya da değil ne fark eder? Hissedilmiştir sonuçta bu duygu en yoğunundan…

İnsanın doğasına işlenmiş aşk, fıtratında var, Adem' in Havva' ya olan aşkı cenneti bile gözden çıkarmaya yetmiş. Belki aşıkların acı çekmeleri insanlık tarihi gibi o zamanlar yazılmış, aşıklar ayrılıkla, hasretle sınav edilmiş. O gün bu gündür imkansızlık olmuş aşkın diğer adı, kavuşamamak, yanmak olmuş... Tasavvuf da ki aşk için gerekiyordu demek ki aşıklar için bu yazgı zaten aşk kavuşma olsaydı, yaşanılanın adına aşk denilmez, efsane olan aşıkları da biz şimdi tanıyamazdık... Sene de bir gün göreceğin bir aşık ına sadık kalacak yürekler de zaten hak eder değil mi kendileri için yapılan şarkıları... Olsun sonu hüsran da olsa, elde kalan anı hüzün de olsa her yürek tatsın isterim bu anlatılamaz duyguyu... Mutlu kalın...