- Kategori
- İlişkiler
Isırmak…

Resim: Milliyet
Elmayı ısırırız, armudu ısırırız, gevreği ısırırız. Bir de… bir de sevdiğimizi bazen.
Normalde acıtan bir şey olsa da ısırmak, sizi bilmem ama ben hızımı alamadığımda ısırma isteğimin önüne geçemem. İlla ki ısıracağım. Isırıp, rahatlayacağım.
Mıncıklayıp, dalaşacak, delişecek, hamur misali yoğuracağım hatta. Yoksa yarım kalmış gibi oluyor sanki sevmelerim. Özellikle çocuklarımı. Evet! Çocuklarımı…
Öyle bir sevesim gelirdi ki bazen, ne yapacağımı bildiklerinden, eyleme geçme hazırlığı kokusu aldıklarında, savunma mekanizmalarını devreye sokarlardı hemen.
Bacaklarının üstüne oturup, kollarını mengene gibi kavrayıp etkisiz hale getirmeye çalıştığımda, ne denli güçlü olduklarına inanamazdım. "Küçücük bedenlerine rağmen..."
Güçlerinin yettiği yere kadar elleriyle, kollarıyla, olmadı tekmeleriyle püskürtmeye çalışsalar da beni, güçlerinin yetmediği yerde tükürüklerini devreye sokup, tükürük yağmuruna tutsalar da... Anneyi durdurmaya yetmezdi güçleri. Sanki bilmiyorlardı… Benim istediğimi alana kadar vazgeçmeyeceğimi… İş olsun işte...
Biliyorum... Manzaraya bakıp, ne kadar da gaddar anneymiş diyecekler var belki içinizde ama, karşı koymasalar, güzel güzel öptürseler kendilerini, ısırmaya, bu kadar boğuşmaya gerek kalmayacak. Ne onlar, ne de ben nefes nefese kalmayacağız. Yok ama… İllaki yoracak, coşturacaklar anneyi.
İşte benim çocuklarımı sevme biçimim. Biraz gaddar, acıtıcı, belki biraz delişmen. Fakat tüm karşı koyuşlarına rağmen, onlarda zevk alıyor gibiydi sanki bu boğuşmalardan. Yoksa ne diye karşı koysunlar, yorsunlardı ki anneyi. Öyle değil mi? …
Pazar pazar aklıma geldi paylaşayım dedim. Ya sizinkisi? Sizin sevmeleriniz nasıldır? Nasıl seversiniz çocuklarınızı? …
Ya da... ? ..:))