- Kategori
- Aşk - Evlilik
Aşk hikayesi

- Aşkından yataklara düştüydü garibim, ince hastalıktan öldü zavallı.
- Ah vah vah... Pek de gençti!
"Aşkından ölmek" deyiminin, karşılıksız aşkı hastalık olan gören eski bir gelenekten doğduğunu düşünmek yersiz olmaz herhalde. Öksüre öksüre kan kusarken günden düne eriyen bir vücudun acı gerçeği aşkın jelatinli paketine sarılıp göze güzel gösterilmiş olsa gerek. Aşk gibi güzel bir duygu yumağı ile verem gibi berbat bir hastalık iç içe geçince, "çok öksürüyorum, kan kusuyorum; üstelik kederliyim baca gibi sigara tüttürüyorum" gerçeği kıvrak bir kıvırmayla ince sıfatına sarılmış olmalı. İnsanı diğer canlılardan ayıran düşünebilme, gülebilme gibi özelliklere "sıkıştığı zaman şahane bir manevrayla kıvırabilme" meziyeti de eklenmeli.
"Benim aşkım karşılıksız" diyenlerin, dama çıkıp "onu bana vermezlerse canıma kıyarım" dediği çok vakidir. Öyle ya, içine düştükleri aşk öylesine büyük, öylesine yaşanmamış, öylesine derindir ki karşılıksız aşk lafta kalmalıdır. Dama çıkmadan önce kaleme alınan ve gözlerden süzülen yaşla mürekkebi akmış bir mektubun yarattığı buhran "ben acı çektim, hepiniz çekin" senaryosunun tamamlayıcısıdır.
Aşkı, bir tencere yemeğine benzetip yaşadıklarına bol kırmızı biber ve damağı dile yapıştıran tuz ekleyenleri hiçbir zaman anlayamadım. Aşk duygusunu genelleyip, "madde 1: sabahları ince kıyım maydonozun üstüne dağ çileği serpiştirin..." gibi yazarının deşarj olmasından başka hiçbir yararı olmayan reçeteleri de anlamsız bulurum.
Aşk masalları arasında ayrı bir yeri olan "senin için herşeyi yaparım" efsanesine dokunmadan geçmek olmaz. "Herşeyi yaparım" klişesi bir yere kadar doğru olabilir ama deyimin üzerindeki son kullanma tarihini kimse dikkate almaz. Karşılıksız (!) aşkını elde ettikten sonra yaşam boyu en paspal halini aşk ortağına sergileyenlerin tavrı, insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerinden olan "kıvırma" becerisiyle süslenip, "yıpranma" martavalına sığınma durumudur.
Aşk karmaşık değildir. Duru bir güzelliği vardır. Onu içinden çıkılmaz bir yumak haline getiren insanın beceriksizliğidir. Aslında aşk üzerine değil, insan üzerine konuşmak gerekir. Her aşkın bir hikayesi vardır ama her biberli, şap gibi tuzlu hikayede aşk yoktur. Güzel aşk hikayeleri güzel insanlara aittir.