- Kategori
- Gündelik Yaşam
Aşk'ın e-e,e-e,e,e Halleri
Ey bu yazıyı okuyan zat-ı muhterem,
Bir gün kaç yıl eder, sessiz sakin su kenarında bir hamakta yatar iken?
Bir yıldızı kaç parçaya bölersem hayatımın süzgecinin içinden geçer, içime işler?
Bir aşk kaç zaman aynı heyecanla arzulanır?
Güneş kaç ay dört gözle beklenir?
Beklenenin beklendiğinden haberi yok iken bu özlem kaç sabır taşı eder?
Üstelik bekleyen de ne beklediğini bilmiyor ise bu denklemi kaç yıldız çözer?
Aşkın bir “e” hali var isme hitaben, isim ile birlikte. İsmin ve cismin gerçekliği ile. Buna ilişki diyoruz zaten. Karşılıklı bir akışın içinde isimler telaffuz edilir. Elif’e , Mert’e gibi.
Elif’ten Mert’e Mert’ten Elif’e bir akışı olan. Cümlelerin ‘Aşkım’la başladığı kesintisiz ve kendiliğinden.
Aşkın “e-e” hali var. İsme hitap edilen ama cevapsız kalan. Cevapsız arama gibi dönüşü ya olur ya olmaz. Buna platonik aşk diyoruz. Bu durumda kişi “e” halinden uzaklaşarak hitabı kendi içinden “e-e”den sürdürür. Karşısındaki ile iletişim halindedir fakat söylemek istediklerinin bir kısmı içinde kalır. Konuşma iki yönlü ama duygu paylaşımı tek yönlüdür. Burada kişi bir şansı olduğuna daima inanır ve dener.
Aşkın “e-e-e” hali var ki, başa beladır. Burada iletişim de yoktur. Tüm konuşmalar içeriye doğrudur. Kişi “e-e”ye razı olmasına karşın mümkün değildir. Uzaktır, zaman zaman kendisi bile bildiğini bilmiyormuş gibi yapar. Canı yanar. Ama bu da bir seçimdir. Bu gönüldür, kimden hoşlanacağını her zaman belirleyememektedir. Enerjidir, andır, bakış açısıdır; bir şey içindeki aşkı tetiklemiştir.
Aşk; tetiklenendir.
Aşk ; tetikleyenin bile fark etmediği derinliktir.
Aşk; biçimi sınırlandırılamayacak kadar tetiktedir. Tetiğin orada durması yeterlidir, basacak birisi bir zaman gelir.
Aşkın son hali “e-e-e-e” halidir.
Evlerden ırak, düşmana bile vermesin diye dua edilen haldir.
Bazen sonuna “h” de eklenir. Bu vak’a yıllar içinde deneme yanılma yönteminden sıkılmış, doğru insanı arar iken doğru yoldan sapmış olandır. Ve iştahı kaçmıştır. Birisi için heyecan duyma iştahı bu. Kendini yeniden anlatmak zordur, hatta o kadar gereksizdir ki, hep eskiye döner. Eskiden anlatmış olduklarında arar yeni kendini.
İnanmaz da öyle aşka, meşke. Tutku mu? Ne gerek vardır, iki insan ortalama bir yerde buluşur ise evlenip çocuk yapıp sessiz sakin bir hayat yaşayabilir. Tıpkı kendisi gibi iştahı azalmış birisi karşısına çıkarsa şanslıdır; rutin işler, çocuklar büyür.
Ama aşk içinde büyüyen mutlu senin yönelecek kaynağını bulmuş halidir.
Aşk yaşama iştahım benim.
Aşk heyecanı kaçmasın diye canlı tutmaya çalıştığımız oyunumuzdur.
Bazen tutar bazen tutmaz,
Ama ya tutarsa?