Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Biri Sana Ölmeyi Nasıl Planladığını Anlattı mı Hiç?

Biri sana ölmeyi nasıl planladığını anlattı mı hiç?

Bana anlattı bugün.

Ve hayatım artık eskisi gibi olmayacak.


“ Ölmek için vapura bindim, vapurun arka tarafından atlamaya karar verdim, beyaz köpüklerin içine, parçalanırsa bedenim daha hızlı ölürüm diye düşündüm. Cüzdanımın içinde kalan son 5 lirayı yere koydum üzerine bir küçük taş parçası ile; birisi bulsun, mutlu olsun diye. “

Yazdığım hikaye 60’li yaşlarının sonundaki bizim hasan amcaya ait. yirmi yıl öncesine...

Hasan amca emekli ikramiyesini bir işe yatırır hatırı sayılır bir paradır aldığı, iş kurmayı planlar birkaç tane ev alabilsin diye. İş kurulur ama çok kısa süre sonra kriz vurur. Ev alma hayalleri ile birlikte parası da eriyip yiter. Ardından borçlar, hacizler…

İşte tam bu günlerde karar verir intihar etmeye. Çünkü karısının bileziklerine kadar kaybetmiştir. Bilezik önemli bir semboldür," bilezik kefen parasıdır, karısının bilezikleri bir adam için namustur."diyor..

“Çok düşündüm” diye devam etti. Bir gece öncesinde vedalaşmış karısı ve çocukları ile onlara fark ettirmeden. Eski fotoğraf albümleri çıkmış ortaya, rakı içmiş şarkı söylemiş kızlarıyla birlikte.

Sabah erkenden çıkmış evden kimseye görünmeden. Eski kıyafetlerini giymiş, yeni olanları satarlar diye geçirmiş aklından. Bütün parasını evde bırakmış, bir küçük not yatağın içine yerleştirmiş karısına. Üzerinde “ 20 senedir kahrımı çektin hatunum, hakkını helal et” yazıyormuş.

Diken diken oldu tüylerim dinlerken hikayesini. Ölmeye karar vermiş bir adamdı,bizim sürekli hastamız hasan amca..

Birkaç kez gidip gelmiş vapurla Kadıköy-Karaköy arasında. “Tanrım” demiş “bana bir işaret gönder, bana ölmemem için tek bir sebep”. Çok zaman geçmeden sebebi gelmiş, küçük bir kız çocuğu annesi ile birlikte martılara simit atmak için dışarıya çıkmış.

Mevsimlerden kış.

Elinde simitle küçük kız, anne ve birazdan vapurdan atlayacak olan adam.

Kız adama bakmış, gülmüş, bir parça simit uzatmış.

“Bu martıları ben büyüttüm” demiş.

“Her gün beni bekliyorlar, yemek yiyebilmek için”

Benim Hasan amca ağlamaya başlamış. “O kadar çok ağladım ki kızım, sana anlatamam” diyor bana yine gözleri dolarak.

O küçük kız çocuğu ona ümit vermiş, yok olduğunda ailesinin hayatının kolaylaşacağını düşünürken birden ya yiyecek ekmek bulamazlarsa korkusuna kapılmış. İşte bu korku hem bir vazgeçiş hem de yeniden doğuş anı olmuş. Ardından koşarak eve gidip yatak içindeki notu atmış, seyyar köfteciliğe başlamış.

Benim hayatım ise artık eskisi gibi olamayacak. Birinci ağızdan “ölmek istemek” neymiş öğrendim. Kendinden, hayattan vazgeçme sınırına gelmek ne demekmiş içim titreyerek dinledim. Hayatla didişip duruyoruz ya, hiç gerek yokmuş hatırladım.

Evrenin kendi içinde bir matematiği var, her gün yeni bir mucize. Kurguları tepetaklak edecek bir sürpriz her zaman var.

Ben hayatın –bazen beni çok zorlasa da- mucizelerine inanıyorum.

İnanmayı seçiyorum.

Haftanız güzel olsun efendim.

 
Toplam blog
: 30
: 1454
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

sığmaz ki buraya ne sen ne kalabalıklar! ..