Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '09

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk şampiyon kalbimde 17. bölüm

Aşk şampiyon kalbimde 17. bölüm
 

"RESİM:ALINTI"


“Daha iyisin değil mi Esma?”

“Sanırım.”

“Hadi anlata bakalım.Neler oldu bugün?”

“Hiçbir şey.”

“Emin misin? “

“Evet…Hiç bir şey olmadı.”

“Ya demek hiç bir şey… O yüzden mi Selim koştura koştura geldi buraya.”

Selim mi geldi? Neden gelmiş?”

“Bilmem. Sence neden gelmiştir?”

Sustu kız. Gözlerini kaçırdı ablasından.

“Selim üzdü mü seni?”

“Yyooo… Neden üzsün ki..Biz sadece arkadaşız…Yani…”

“Anlıyorum siz arkadaşsınız… Sen kendini yataklara attın. Onu görmek istemediğini söyledin… Selim koştura koştura buraya geldi…Seni görmek istediğini söyledi…Esma. Ben ablanım senin benden saklayamazsın… Ben iyi tanırım seni..Senden bile iyi..Sen düpedüz bu adama abayı yaktın..”

“Ben mi… Daha neler. Sen bu aralar çok aşk romanı okudun galiba Çiçek. Bilmiyor musun ben de aşk dudaklardan kalbe inmez…”

“Gözlerin öyle söylemiyor ama…Selim ‘e onu görmek istemediğini söylemek zorunda kaldım çok ısrar edince de seni bir iki dakika görmesine izin verdim…”

“Selim beni gördü öyle mi?”

“Esma…O da çok perişan görünüyordu…”

“Beter olsun inşallah…”

“Ne geçti aranızda artık anlatacak mısın?”

“Aslında çok şey… Belki de hiç bir şey…”diyerek ablasına baktı…

“Çiçek. Ben galiba aşık oldum.” derken elleri ile yüzünü kapadı sanki saklamak istercesine…

“Nedense hiç şaşırmadım…”

“Ama bu aşk çok zor. Hatta imkânsız.”

“Neden… Selim’in hali.”

“Ben sandım ki… Onunla aynı duyguları paylaştığımızı sandım. Onun da beni sevdiğini sandım. Ama yanılmışım… Onun diğer erkeklerden farklı olduğuna inandırmıştım kendimi. Ama bütün erkekler aynı işte… Babana bile güvenme derken atalarımız ne kadar da haklılarmış değil mi?”


“Esma yıllar öncesinde kalmış bu olumsuz olayın etkilerini sil artık üzerinden… Tüm erkekler babama benzemez. İnan bana. Mesela Zekeriya… O çok iyi bir insan. Sen de bu olumsuz düşüncelerden sıyrıl ve hayatı kendine zehir etme.”

“Sıyrılmak, kurtulmak istiyordum. Beni bu olumsuz düşüncelerimden Selim’in çekip çıkaracağını düşünmüştüm. Onun benim için doğru kişi olduğunu düşünmüştüm ama yanılmışım işte. Sen ne söylersen söyle tüm erkekler aynı Çiçek. En sevdiğimiz adam. İdolümüz babam değil miydi? Ama o bizi başka bir kadın için terk etmedi mi? Zavallı anneciğim… Geceler boyunca Onun hıçkırık seslerinden uykum bölünürdü… Nefret ederdim babamdan bin kere… Nefret ettim dünyadaki tüm erkelerden bin kez.Ama Selim ‘i tanımaya başlayınca onun farklı olduğunu düşünmeye başladım…”

“Selim iyi biri Esma. Neden bu ön yargı… Canım kardeşim… Babam gibi değil tüm erkekler…İnan bana değil..”

“Selim de onlardan… Dedim ya yanılmışım. Bugün bahçede onu gördüm…Yanında bizim öğretim üyelerinden biri vardı.Birlikte gayet yakın tablolar çiziyorlardı..”

“Sadece arkadaş olabilecekleri fikri gelmedi mi hiç aklına.”

“Selim ona öyle derin bakıyordu ki…O bakışları çok iyi tanıyorum Çiçek.Ben de o bakışlardan etkilenmiştim..Sonra elini tutmalar… Omzuna dokunmalar…En beteri de kucakladı onu…Sımsıkı kucakladı..O an oracık da öleceğimi sandım… Yer yarılsaydı da içine girseydim görmeseydim o sahneleri… “

“Canım kardeşim… Çok üzülmüşsün sen…Gel yanıma” diyerek sarıldı Çiçek ona..Saçlarını okşamaya başladı..

”Sonra…Her şeye rağmen o arabasının anahtarını almaya gittiğinde beklemeye karar verdim onu…Öyle ya aramızda adı konulmuş hiçbir şey yoktu bizim.Sadece son günlerde ben onu kendime çok yakın hissetmiştim…Dedim ya ben böyle hissetmiştim..Kızmaya hakkım yoktu.Üstelik Derya çok güzel bir kadın.Selim onu beğenmekte çok haklı… Benim gibi erkek vari birini ne yapsın…”

Saçlarını okşamaya devam etti Çiçek kardeşinin.

“O kadın yanıma geldi. Selim’in işinin uzadığını ve onu beklemememi söylediğini kendisinden iletmesini istediğini söyledi…Çok bozulmuştum…Orada duygularımı hiç belli etmemeye çalıştım… Ama daha fazla aşağılanamazdım… Kadın yanımdan uzaklaşınca gitmeye karar verdim.Selim gideli hayli süre geçmişti ve onu daha fazla beklemenin anlamı kalmamıştı…Okuldan çıkacağım an seslendiğini duydum ama kendimi o kadar bitkin, o kadar bedbaht hissediyordum ki… Bir an önce oradan kaçmak, uzaklaşmak istedim..Gerisini de biliyorsun zaten..”

“Bu yüzden onu görmek istemedin demek ki...”

“Evet… Bundan sonra da onu hiç görmeyeceğim…Çiçek…Lütfen beni yalnız bırakır mısın?“


“Peki… Sen biraz dinlen güzel kardeşim…”

“Selim ararsa…”

“Konuşmak istemiyorsun.”

“Evet… İstemiyorum.”

Çiçek’in odadan çıkmasıyla komedinin içindeki kitabın arasında duran grup fotoğrafını aldı ve parmaklarını Selim’in resmi üzerinde dolaştırdı …

Çok eskilere daldı kız… Çiçek ile çekiştikleri o güne…

“Siz kadınlar… Çoğunuz bir erkek olmazsa hayatınızda öleceğinizi sanıyorsunuz..”diyordu Esma..

“Tam bir feminist düşüncesi…Senden de bu beklenir…Senin gibi bir feministten başka ne düşünce beklenir ki zaten…”

“Ben feministtim ama siz de aptalsınız…”

“Niyeymiş o? Doğanın kanunu bu Allah çift yaratmış insanları.”

“Bak ne güzel söyledin… Çift yaratmış… Siz ne yapıyorsunuz… Diyelim ki bağlandınız bir erkeğe… Dıdısının dıdısını tanısanız ne olur tanımasanız…Ya sen o adamla mı hayatını sürdüreceksin ailesiyle mi? Ailesi yetmedi arkadaşları…”

Dudak kıvrımlarında belli belirsiz bir gülümseme oluştu kızın… Gözlerinden yaşlar boşandı.

“Kız arkadaşları ile gönül eğlendirmesine tanıklık et…”diye mırıldandı kız öfkeyle.

Fotoğrafı büyük bir hırsla dört parçaya ayırdı.

Elleri ile yüzünü kapadı.Hıçkırıklara boğuldu…

Gözlerindeki yaşlar tükendiğinde kucağında duran kareleri birbirine ekledi…


“Selim…”diye inledi..

Ve geçen günlerde ilerledi tekrar hayallerin arasından… O gün onlara yemeğe geldikleri geceye gitti kız…

“Ben senü sevdiğümü dünyalara bildirdim. Endirdün kaşlarini… Endirdün kaşlarini… Babani..Babani ..Babani mi öldürdüm…” diyordu Selim cd.deki müziğe uyarak…

“Hay Allah…Esma kırıldın mı yoksa bana? “

“Yyoo..Neden kırılayım ki…”

“Endirdün kaşlarini… Endirdün kaşlarini… Babani..Babani ..Babani mi öldürdüm…” diyerek gülümsedi Selim..

Esma’nın yüzüne de ister istemez bir gülümseme yayılmıştı bu sıcak davranış karşısında.

“Gülmek yakışıyor sana “demişti genç adam.

“Gülmek yakışıyor belki ama kalbim kan ağlıyor Selim… Bir daha da gülmez kolay kolay.”diye söylendi ve yırtık parçaları kitabın arasına gelişigüzel koyarak kaldırdı aldığı yere… Ardından da yorganın altında büzüştü kaybolmak istercesine.

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..